NAMAZI TERKETMENİN HÜKMÜ
SORU Ben yaşlı bir insanım. Evlatlarımdan ikisi, bütün ikazlarıma rağmen namaza yanaşmıyorlar. Yaşlı bir hoca efendiye durumu açtım, bana: «Namazlarını özürsüz olarak terk ediyorlarsa ve bu husustaki
Sayfa 88
Aile Hayatı (Çarşaf)
SORU: Kurtuluşun İslam'da olduğunu idrak edince, ilk düşündüğüm mevzuû tesettür oldu. Bu hususta bildiğim atalarımın kıyafeti olan çarşaftır. Ancak çev remde bazı kimseler, çarşaf islami kıyafet değildir. yöresel kıyafettir dediler. Bu hususta bilgi verir misiniz? CEVAP: Cahiliyye döneminde, Arap Yarımadasında hiçbir kadın örtünmüyordu. Çölde, badiyede ve şehirlerde açık bir surette dolaşıyorlardı. Hatta İslam'ın ilk döneminde (Mekke döneminde) tesettür yoktu. Çünkü bu hususla ilgili ayet-i kerime gelmemişti. Örtünme emri, Hendek Savaşı sırasında, Şevval ayında inzal buyurulmuştur. Hz. Aişe (r. anha) validemizin verdiği haber, örtünme ile ilgili ayet-i kerime geldikten sonra siyah çarşafa büründükleridir. Muteber tefsirlerden bu hususla ilgili hükümleri açıklıyalım: Ebûbekir El Cessas «Bu ayet-i kerime ile, yabancı erkeklerden çarşaf ile gizlenilmesi emrolunmuştur diyor. (Ahkamu'l Kur'an, c. III, sh. 457 vd.) Allame Kadı Beyzavi: «İhtiyaçları için sokağa çıktıkları zaman çarşaflarını giyecek, başlarını, yüzlerini ve vücûdlarını koruyacaklardır. şeklinde tefsir ediyor (Mecmuat'ut Tefasir, İst: 1979, Çağrı Yay., c. 5, sh: 138 vd.) Fahrüddin-i Razi: «Bu ayette iki önemli husus vardır. Birincisi açıklanan ölçülere uygun olarak giyinildiği takdirde, hür kadınlarla, cariyelerin birbi-rinden ayrılması mümkün olacaktır. İkincisi, erkeklerin hiçbir kötü ümide kapılmaması sağlanacaktır hükmüne yer veriyor. (Mefatihu'l Gayb, İst. 1307-11, mtb. Amire tb. c. 6, sh: 591)
Sayfa 125
Reklam
Hayat dediğin bir kuyu değil mi? Kiminin kovasına düş kırıklıkları dolar, kiminin kovasına gökten zemzem yağar.
İmam Ahmed, Ebu Temime'den, o da Hz. Peygamberin terkisindeki bir kişiden şöyle nakletmiştir: "Ben, Rasûlullah'ın eşeğinin terkisindeydim. Eşek tökezleyince ben de "Kahrolası şeytan" dedim. Bunun üzerine Peygamber (sav) bana şöyle dedi: "Kahrolası şeytan deme! Çünkü sen kahrolası şeytan deyince o kendini büyük görür ve "Gücümle onu yere düşürdüm" der. Ancak sen, bismillah dersen o küçüldükçe küçülür, nihayetinde bir sinek gibi ufalır." - Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 24, s. 198.
Sayfa 669 - NAS SURESI.·Kitabı okuyor
"Rasûlullah (s.a.s) Ebu Talib'e, durmadan 'La ilâhe illallah' demesini telkin ediyor, Ebu Cehil ve Abdullah bin Ebî Ümeyye de ona kendi sözlerini tekrar ediyorlardı. Ebu Talib son söz olarak " Abdulmuttalib'in dini üzere.."dedi, "La ilâhe illallah" demekten kaçındı. Hz. Peygamber (s.a.s): "Yasaklanmadığım sürece, senin hakkında af dileyeceğim"dedi. Bundan sonra Allah şu iki âyeti indirdi.. " Ebu Hureyre'den (r.a) : "Ebu Talib'e ölüm geldiği zaman Hz. Peygamber (s.a.s) onun yanına geldi ve : Ey Amca! 'La ilâhe illallah' de ki, Kıyamet gününde sana şahitlik edeyim, dedi. Bunun üzerine Ebu Talib: Eğer Kureyşliler, Ebu Talib bu sözü ölüm korkusundan söyledi, diyerek beni ayıplamasalar, o sözü söyleyerek senin gözünü aydınlatırdım. Şimdi söylersem, ancak gözünü aydınlatmak için söylemiş olurum." dedi. Bunun üzerine Allah: "Rasûlüm! Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir."(Kasas:56.) Ayetini indirdi.
Sayfa 58 - 1.cilt
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.