Hegel’in tarih felsefesini döne döne hatmedenler siyeri nebîden neden habersizler? İlahiyatta dahi Tarihselcilik söylemleri etrafı bir çıban gibi sarmışsa neylesin dışardaki entelektüeller(!)
Tahallî , kişinin zâhirî ve bâtınî olarak kendisini Hak’tan alıkoyan şeylerden yüz çevirmesidir. Bu da halveti seçmek ve uzleti tercih etmektir.
Sayfa 348
Hz. Peygamber’den (s.a.) rivayet edilen bir hadiste O şöyle buyurmaktadır: “Münâfığın alâmetleri vardır: Selamları lânettir, yemekleri yağmadır, ganimetleri hakkı olmayan şeylere el uzatmayladır, mescitlere aralıklı gelirler. Camide kılınan namazın sonuna ancak kibirli olarak yetişebilirler. Ne sevilirler ne de severler. Gece odun gibi sessiz gündüz gürültücüdürler.”
Sayfa 110
Hz. Peygamber’den (s.a.) rivayet edilen bir hadiste O şöyle buyurmaktadır: “ Şirk, ümmetimin içinde zifiri karanlık gecede yürüyen karıncanın ayak seslerinden daha gizlidir.”
Sayfa 108
Hâris el- Muhâsibî’ye ihlâsın kaynağı sorulmuş ve o şöyle cevap vermiştir: “İhlâsın kaynağı, amelden önce (inanç ve ibadetlerle ilgili) verilen sözlerden dolayı (insanın kalbinde) oluşan istek ve korku durumudur. Amel için oluşan istek ve korku durumu onu heyecanlandırdığı zaman, afete maruz kalır ve bunu kalbiyle defeder, o anda onu kerih görür.” “Bu konuda bize bir misal verir misin?” denildiğine Hâris el-; Muhâsibî: “Evet” diyerek sözüne şöyle devam etmiştir: Ağacın kökleri kuruduğunda budağından kesilir, dalları güzel olmaz, yaprakları kurur, ondan faydalanılmaz ve değeri de gider.
Sayfa 100