İçimizde şeytan adını verdiğimiz iradesizlik, tembellik, acizlik... var. Malesef hayatımızda ne yaparsak yapalım değiştiremeyeceğimiz huyda insanların olduğunu, kendimizi değişir diye avutmak, yıpratmak yerine yolumuza devam etmemizin kaçınılmaz bir gerçek olacağı, kitaptan yanımıza, aklımıza kalır bir ders. Kitaptan da kendi adıma çıkarımım ise: Bazı hayatları yaşamadan da tahmin edebiliyorsak, belki de hiç yaşamamak en doğrusu.
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
"İçimizde şeytan yok... İçimizde acizlik var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey :
hakikatleri görmekten KAÇMAK itiyadı var."
(250. sayfa)
Düşündüm bu derinden etkilendiğim kitap için nasıl cümleler kurabilirim diye.
Aklımda bir sürü cümle sıraladım. Sonra baktım hiçbir cümle bu kitabı anlatacak güce sahip değil.
Ömer, Macide, Bedri bir de
İsmet Şerif...
Bu karakterler mutlaka tanınmalı, kapana kısılmışlıkları okunmalı.
Ufuk açacak bir kitap hele son sayfa, ah o son sayfa...
Elinizde ise daha fazla bekletmeyin bu kitabı...
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
Kelimelerle nasıl anlatılır bilmiyorum ama Sabahattin Ali'nin yeri çok farklı...
Çok bizden.
"İçimizde şeytan yok... İçimizde acizlik var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey :
hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var."
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
İçimizde şeytana bürünmüş tembellik, acizlik, bilgisizlik, iradesizlik, hor görme vs daha niceleri var. Daha doğrusu nefsimize yenildiğimiz an suçu şeytana atmaya pek bir meraklıyız :) tavsiye edildiği kadar varmış. Okuyunuz. :)
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
Kitabın başkarakteri Ömer çoğu kez hepimizdeki dirençsizliğin, yorgunluğun, sorumluluk almaktan kaçan ve güçsüzlüğün vücut bulmuş halidir. Hayatı kafasında kurduğu dünyadan ibarettir. Bu dünya yaşanmaya değer bir yer değildir onun için. Her şey kurduğu düşünsel yerde güzel ve gerçektir. Yaşantısında hep bir mana ve derinlik arar. Bütün kararlarında, seçimlerinde “içindeki şeytan”a yenilir. Sabahattin Ali’nin görüşlerini yansıtan en iyi romanıdır. Ömer’in bir iç monoloğunda hem kendine hem de topluma karşı yaptığı eleştiri, genel yapıyı çok iyi bir şekilde ifade eder: “… ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması… İçimizdeki şeytan, pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… İçimizde şeytan yok. İçimizde acizlik var, tembellik var, iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden korkunç bir şey, hakikatleri görmekten kaçmak ihtiyatı var. Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle, kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz.”
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
"İçimizde şeytan yok... İçimizde acizlik var,
tembellik var. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların
hepsinden daha korkunç bir şey; hakikatleri
görmekten kaçma eğilimi var."
İçimizde şeytan yok...İçimizde acizlik var, tembellik var. İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç şey; hakikatleri görmekten kaçma eğilimi var.
Sabahattin Ali
“...İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa ve tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması… İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… İçimizde şeytan yok… İçimizde acizlik var… Tembellik var… İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var…”
İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim,fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum:buna içimdeki şeytan diyordum;müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa,tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şevkat ve ihtimama layık görüyordum.
Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı?
Bu bizim gururumuzun;salaklığımızın uydurması..
İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu..
İçimizde şeytan yok
İçimizde acizlik var
Tembellik var, iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey : Hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...