Hikayemizde ne kadar derin izler bıraktıklarını bilmeden gelip geçiyor kimi insanlar hayatımızdan. Bunu onlara söyleyemiyoruz, çünkü söylemenin bir yolunu bulamıyoruz. Deneyemiyoruz bile bunu; bizim içimizin derinliklerine doğru kökleşen duyguların onlarda tutunacak bir yer bulamayacak olmasından korkuyoruz çünkü. Bazı hikayeler içimizde başlıyor, kendini dışımıza atamayan fırtınalar koparıp içimizin duvarlarını dövüyor, orada silinmez izlerini bırakıyor ve sonra çaresizce terkedilmiş bir sokak ateşi gibi küllendiriyor kendini.
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan
Kツbra Nur

Kツbra Nur

@leylu_nehar
·
01 Mayıs 2023 08:47
Hiç kurulmayacağını bildiğimiz bir cümleyi içimiz yanarak bekleyişimiz neden? Bizi kimsenin bulamayacağı yerlere saklanıp orada sessizce ağlayışımız neden? Hayal ağacının dallarına kara çaputlar bağlayışımız neden? Kimsenin gelip geçmediği yollarda hiç gelmeyecek yolcuları bekleyişimiz neden? Hiç erişemeyeceğimiz yıldızlara doğru uzanışımız neden? Neden hikayemize sığdıramayacağımız kadar büyük şeylere bu kadar aşkla doluyuz? Neden hiç çözemeyeceğimiz denklemlerle uğraşıp duruyoruz? Merakımız, hasretimiz, aşkımız aslında neye? Niye boyumuzu aşan umutlara kapılıyoruz? Neyi özlüyoruz bu kadar, bile bile hiç kavuşamayacağımızı ve neden varamayacağımız bir şehre doğru tutkuyla yürüyüp duruyoruz? Neden cevabını belki de hiç bilemeyeceğimiz sorular sorup duruyoruz? 01/05/2023
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan
The Skin I Live In / İçinde Yaşadığım Deri (2011)
“İnsanın sığınabileceği tek bir yer vardır. Kendi içimizde bir yer. Kendimizden başka kimsenin ulaşamayacağı ve tahrip edemeyeceği bir yer. O yerde huzur, sükunet ve özgürlük bulursunuz.”
Reklam
Seccadelerimiz,ait olduğumuz,en mutlu en huzurlu olduğumuz yer olmalı iken bizler kendimizi kişilere ve mekanlara hapsediyoruz; anlık hevesler bizler için en mutlu en huzurlu anlar diyoruz, geriye dönüp baktığımızda ise artık zevk almıyorum diyerek anacağımız çoğumuzun da yerine keşkeleri koyacağı bir dolu pişmanlık bırakıyoruz.Halbuki namazda ve seccade üzerinde Allah Teâlâ ile olan muhabbetimizin verecek olduğu hisler paha biçilemez.. Bizler biran evvel başından kalkmaya en son dakikalara kadar ertelemeye alışmışız; o kadar alışmışız ki ;içimizde,namazın verdiği huzurdan da faydadan da eser kalmamış. Halbuki o seccadenin başına oturabilmek dahi ne büyük bir nimet.. Ne yazık ki büyük bir şükürsüzlük içindeyiz, tefekkür etmeyi unuttuk,nimetin bolluğuna ve kolay ulaşımına o kadar alıştık ki seccadenin başına geçebilmenin Allah Teâlâ nın bizleri huzuruna kabul etmiş olduğu gerçeği ile eşdeğer olduğundan dahi koptuk gittik.. Allah'ın izniyle ümmet olarak huzurun İslâm da olduğunu yeniden hatırlayamaya, gönül yorgunluklarımızı giderebilme ümidini erisecegiz. Ya Rabbi gönlümüzü dünyalık meşguliyetler içinde bitap düşürme,kalpler ancak senin zikrin ile huzur bulurken bizleri mahrum eyleme.Namazı gözümüzün nuru kıl,bizleri ve soyumuzdan gelenleri namaz kılanlardan,namazın içinde namaz ile olanlardan eyle.. | Vesselâmོ
İçimizde uçuyorsa kelebekler, muhakkak bir şey olmuştur. Bir şeyler rayına oturmuş, bir kalbe dokunulmuş, bir yolcuyla yolda denk düşmüşüzdür. Ben dünyaya açmadım içimi. Çocukluktan beri uçar içimde kelebekler. Ölü kelebeklerin cenaze merasiminde yağmur yağar içime. Bir sözle kar yağar, buz olur her yer. Bir tebessümle erir. Yemyeşil olur etraf🦋🦋
bilgi,anlam,hikmet,irfan,zevk,estetik,incelik, güzelliğe dair hiçbir şeyi içimize alamıyor, içselleştiremiyoruz. çünkü içimizde boş yer yok; abur cuburla doldurduğumuz bir ‘boşluk’ zihinlerimizi tıka basa dolduruyor.
Bilgi, anlam, hikmet, irfan, zevk, estetik, incelik, güzelliğe dair hiçbir şeyi içimize alamıyor, içselleştiremiyoruz. Çünkü içimizde boş yer yok; abur cuburla doldurduğumuz bir ‘boşluk’ zihinlerimizi tıka basa dolduruyor.
Reklam
Ölüm. Sessiz çığlık, durgunluk,durulmuşluk hatta. Bazen beklenen bazen aniden bazen bile isteye gidilen ve dönülmeyen sefer. Toprakla insanın önce bir olduğu sonra toprağa karıştığı o tarifsiz şey. Sesi, bedeni kuşatan muzaffer ordu ölüm. Alıştığımız bir yüzü sevdiğimiz onca anıyı kırıp döküp bize parçalarla yetin diyen. Koca bir boşluk içimizde, evimizde nasıl yer ediniyor öyle? Hiç kendimizden ummadığımız kadar metin oluyoruz ölüm burnumuzun ucuna gelince. Çekip gidene bakmıyoruz ölünün soğuk yüzü akllımızda kalmasın iyi hatırlayalım diye! Ne çabuk ölü oldu? Daha az önce canımız, canparemizdi. Ne çabuk ölü oldu? Ayakkabısını en sevdiğini yeleğini niye hemencecik kaldırdık? Canla başla yaptığı bu ev, bu bahçe geride kalan umutları, yaşanmamışları da bizim gibi ortada mı kaldı? Anlamıyorum, anlayamıyorum! Ne çabuk ölü oldu canımız?
Bu dünya mutlu olabileceğimiz bir yer değil. İnsanlığın mutlu olması için yaratılmış bir yer değil bu dünya. Bununla birlikte birçok insan var olma sebebimizin bu olduğuna inanıyor. Bu dünyaya savaşmak ve mücadele etmek için geldiğimizi düşünüyorum. Böylece iyilik ve kötülük bizim içimizde savaşabiliyor. Ve iyilik galebe çaldığında manevi olarak zenginleşmiş oluyoruz. Andrey Tarkovski
.. vaaz verme çılgınlığı içimizde öylesine yer etmiştir ki, korunma içgüdüsünün bilmediği derinliklerden doğar. her insan, kendinin bir şey önereceği anı bekler; ne önerdiği önemli değildir. bir sesi vardır ya, o yeter. ne sağır ne dilsiz olmanın bedelini pahalıya öderiz
Bilgi, anlam, hikmet, irfan, zevk, estetik, incelik, güzelliğe dair hiçbir şeyi içimize alamıyoruz. Çünkü içimizde boş yer yok; abur cuburla doldurduğumuz bir "boşluk" zihinlerimizi tıka basa dolduruyor.
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan
1.000 öğeden 711 ile 720 arasındakiler gösteriliyor.