Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Büyük bir sihrin gücünü eline geçiriyor, bir sihirbazın tavşanını bir şapkada kaybetmesi gibi kendini hazdan bir dünyanın içinde kaybediyor, onu her seferinde bambaşka âlemlerde, bambaşka günahlarda, bambaşka biri olarak gezdiriyordun, gittiğin yerlerde gördüklerini kimseye anlatmıyor, her seferinde oraya yeniden dönmek isteğiyle geri geliyordun.
"Herkes hazza koşar" demişti, sonra başını sallayıp, "Çok azı onun başında beklemeyi bilir"
Reklam
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Ruhlar da kirlenir!
Mutluluk nedir? Başarı, eğlence,zenginlik, daha fazlasına ya da her istediğine sahip olmak mıdır? Sevinç, neşe gibi kavramlarla aynı anlamı mı ifade eder? Aslında hiç biri değildir. Mutluluk kendi içimize dönmek, kendimizi dinlemek, olumlu bakmak, olumlu görmektir... Sağlıklı bir bakış açısı geliştimektir. Kitap mutluluk üzerine etraflıca düşünmemizi sağlayacak şekilde çok farklı durumlara değinilerek yazılmış. Mutluluğu farklı şekillerde elde etmek isteyen insanlardan, mutluluğu arayan ve bunun için yollara düşen bir yazardan vs. bahsedilen kısa ve anlaşılır bölümlerden oluşuyor. Felsefi derinliği olmayan, okuyucuyu yormayan etkili bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ruhumuzun ihtiyaçlarından bahsedilen kısımda ayrıca hoşuma giden ve üzerinde uzunca düşündüğüm bir kısımdı. "Ya ruhumuz? Hiç düşündük mü ruhumuzun ihtiyaçları nedir, ruhumda kirlenir mi, diye?" Özellikle bu cümle beni oldukça etkiledi. Gerçekten de ruh ve bedenin bir bütün olduğunu zaman zaman aklımızdan çıkarıyoruz. Kendi içimizde bir koordinasyon sağlayamıyoruz bu sebeple. Mutlu olmaya giden yolda atılan en büyük adımlardan biri de bu dengeyi sağlamak sanırım. Mutluluk üzerine yapılmış olan bilimsel çalışmalara da yer verilen kitapta ruh ve beden bütünlüğünün önemli etkisini daha iyi anlıyoruz. Mutluluğa giden yolu daha yakından tanımak isteyen arkadaşlarıma kitabı okumalarını tavsiye ediyorum.
Mutluluk Terapileri
Mutluluk TerapileriMehmet Teber · Hayykitap · 2014221 okunma
Bir şeyin görüntüsü böylece duygularımıza göre değişiyor. O şeyde gördüğümüzü sandığımız büyü ve güzellik, aslında bizim kendi içimizde yer alan büyü ve güzellikten başka bir şey değildir.
Sayfa 25 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Zaman, benim sevdiklerimi, sevdiklerimin içinde kaybetmişti.
Bir yaranın içindeydik, sözcükleri nereye koyduğumuza hiç dikkat etmezdik. Bazı paragraflarda canımız çok yanardı. Bizi tatlı umutlarla aldatanlara karşı acımasız olmazdık, izlerdik onları. Kabuğumuzu kaldırırlardı, dert yanmazdık. Kibirli bir doğamız, sokağımız, hayatımız yoktu, öyle gözükürdük. Hayat yumuşaktı, her şeyi çözerdi. Gerçekleri görürdük ama gülerdik, tipik sokak adamlarıydık. Var olduğumuzu bilmek, başka bir trenin penceresine dayanmış, camın solgunlaştırdığı bir yolcuymuşuz gibi, uzaklara dalmak zevk verirdi bize. Kendimizi hiç doğal hissetmedik, çünkü doğal olmaya çalışmak bile bir yenilgiydi bizim için. Yenilmeyi seçmedik, olduğumuz istasyonda bekledik. Aslında çok duygu ve düşünce uğradı bizim istasyona, ben vagonumuz belliydi, onu hiç boş yollamadık. İçindeydik, uzanırdık. Farklı bir dünyaydı bizimkisi. Gökyüzünde de olsak hep yerdeydik. Sıcak gelirdi yer bize, hep yerlerdeydik zaten. İçimizde bir kutu vardı, içimizdeki insanı alır oraya atardık. Sonra uyurduk...
Reklam
Aşk aslında, diğer insanın içinde var olan bir şeyi sevmekten çok, kendi içimizde yer alan sevme kapasitesidir.
Sayfa 621 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Çıplak bir çingene çocuğu gibi günlerin arasında eşinip neyi arayacağım, huzur mu isteyeceğim,heyecan mı, şeytan uçurtmaları gibi uçup gideceğim günler mi isteyeceğim, unutulmuş bir verandaya bırakılmış eski bir koltuk gibi durduğum yerde durmayı mı?
Bir hatanın bedelini kaç kez öderiz? Yanıt binlerce kezdir. Insan, dünyada aynı hatanın bedelini binlerce kez ödeyen tek hayvandır. Diğer hayvanlar her yanlışlarının cezasını bir kez çeker. Ama biz? Bizim çok güçlü belleğimiz var bir hata yaparız, ama kendimizi yargılarız, kendimizi suçlu buluruz, kendimize ceza veririz. Eğer Adalet varsa bu
Şaman büyücülerin kötülüklere karşı omuzlarından geriye attıkları tuz parçacıkları gibi maziye doğru fırlatıp attığımız hatıralar, bir hayaletler panayırında canlanıveriyorlar, tek tek bütün günleri buluyorsunuz o panayırda, şu çok sevindiğim gündü, şu, beni acıyla kıvrandıran gün, hangisinin ne zaman geleceğini bilmiyordum ve hepsi geldiler, binlerce siyah balon gibi uçtular semalarımda, her biri patlayıp içinden bir başka renk, bir başka hayat, bir başka yüz, bir başka duygu çıkarttı.
Reklam
"İyileşmek, içimizde mükemmel bir yer olduğunu anlamak demektir. O yeri bulmak için hissetmek yeterlidir."
Sayfa 180Kitabı okudu
304 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Ruhunuzu besleyecek ve hatta hayatınızı kurtaracak bir hikaye!
Maëlle her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan, yogun tempoda koşturmaktan kendi mutluluğunu önceliği yapmayı unutmuş, Parisli mutsuz bir kadındır. En yakın arkadaşı Romane ile buluştuğunda öğrendiği gerçek sonucunda bir seçim yapmak zorunda kalır ve ondan istenen uzun, zorlu bir yolculuğa çıkar. Böylece mutluluğa giden hikayesi de başlamış olur. Tam da Tolstoy'un dediği gibi, "Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya biri bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir." Kitap akıcı bir uslupla yazılmış,analizler ruha ince ince işleniyor,okurken ana karakter Maëlle ile beraber kendim de farklı bakış açısına büründüm.neredeyse her sayfada cümlelerin altını çizdim. "Dalgalara engel olamazsınız,ancak sörf yapmayı öğrenebilirsiniz." Joseph goldsteın Bazen düşüncelerimizin esiri oluyoruz,robotik bir şekilde davranıyoruz ve bunu rutin haline getiriyoruz rahatsız dahi olmuyoruz. Biz neden bu haldeyiz? Çünkü sevgimiz,odağımız dağınık,iş güç o,bu derken kendimizi unutuyoruz. Önceliğimiz biz olduğunda, özümüze döndüğümüzde,kendimiz olduğumuzda kendimize değer veririz ve kuş gibi hafifleriz. "İyileşmek, içimizde mükemmel bir yer olduğunu anlamak demektir. O yeri bulmak için hissetmek yeterlidir." S.180 Kendinle arkadaş olduğunda artık yalnızlıktan korkmazsın. Hepinize bilinçli okumalar sevgili okurlar :) Bu arada birisine bir kitap hediye alsam mutlaka seçimimi bu kitaptan yana kullanırım.
Bugün Kalan Hayatımın İlk Günü
Bugün Kalan Hayatımın İlk GünüMaud Ankaoua · Yan Pasaj Yayınları · 20192,714 okunma
TEHCİR. 24 nisan 1915 Tehcir insani açıdan acı sonuçlar ortaya çıkarmış bir olaydır, tehcirin kendisi de bir sonuçtur. Bu sonucu ortaya çıkaran siyasi, sosyolojik,askeri, coğrafi sebepler bellidir. Bugün sahte hümanist tavırlarla Türk milletine saldıranların kim oldukları, kimin safında oldukları bilinmeyen birşey değildir. Tarihi olaylar sebep sonuç bağlantısıyla ele alınır. 1.Dünya savaşında, birçok insanın, birçok halkın, birçok milletin canı yanmıştır. Evet biz o savaşta millet olarak canı yananların başında yer aldık, biz düştük, biz düşünce herkes üzerimize çullandı.Üzerimize çullananlar sadece cephede savaştığımız ülkeler ve milletler değildi, içimizdeki Müslim ve ya gayri müslim,hemen herkes üstümüze çullandı, Brutuslar ın hançerini yedik, çok can, çok kan kaybettik, son bir refleksle ayağa kalktık,bir daha düşmemeye YEMİN ettik."Kılıç taşıyan kılıçla ölür" Türk atalar sözünde söylendiği gibi, biz yenilseydik biz yok olacaktık, bize kılıç çekenler yenildi bu akibete düçar oldular. İçimizde kripto torunları kaldı. O Brütüsların, kimisi siyasal İslamcı postuna büründü, kimisi Marksist Leninist, bir de afyon yutmuş meczup gibi bazı Türk İslam sentezcileri var onlara payanda olan. Şimdi daha gayretliler ama biz uyanığız.
Hayatımıza girmiş ve oradan "suçlu ilan edilmeden" çıkmayı başarmış kaç kişi vardı?
104 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
"Bir yıldız kayıyor. Hep böyle olur. İnsanlar gökyüzüne bakar ve bir yıldız kayar. Aslında bundan daha tabii ne olabilir? Bir yıldızın kayışını görmek bile kafi değil midir...?" Yoksulluk İçimizde, yazara dair okuduğum ilk kitap, tarzı elbette farklı geldi sayfalar sonra alıştım ve hoşuma gittiğini söyleyebilirim, her cümlenin ardı, alt metni düşüncesi, cümlelerin aralarında yer alıyor, sonraki levha kısmında, o bölümle ilgili yer alan konuyla ilgili verilmiş, dini, edebî metin ve cümleler var, yazarın cümle kullanım yapısını, üslubunu naif ve hoş buldum, cümleleri çok şey ifade ediyor. Kitapta yer alan hikâye tam anlamıyla alıştığımız gibi sunulmasa da yazarın, farklı bakış açılarıyla, yoksulluğun içimizde olduğunu ve bunu güzel yansıttığını düşünüyorum. Teşekkürler.
Yoksulluk İçimizde
Yoksulluk İçimizdeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202110,7bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.