İçimizde Bir Yer

Ahmet Altan

İçimizde Bir Yer Konusu

Ama size hükmeden bu duyguları tanıyamaz, ne zaman, nerede, nasıl ortaya çıkacağını bilemezsiniz. Bir aşk, bir öfke, çıldırtıcı bir kıskançlık, dayanılmaz bir özlem bazen karanlıkların içinden çıkıp sizi esir alabilir. Bazen, bir başka insan için kendinizden vazgeçebilirsiniz. Bazen öfkeyle kamaşır içiniz. Kendi bilinmezliğinizle yaptığınız bu karmaşık dansta adımlarınızı ayarlamak için size yardım edecek olan edebiyattır. Size, sizi, hayatı, insanları, duyguları anlatan edebiyat. Ahmet Altan, bu kitabıyla hayatın ve insanın derinliklerindeki bütün duygu kıpırtılarını ışığa çıkartıyor. Okuyacağınız her satırda kendinize ya da bir tanıdığınıza ait bir duygunun izini, macerasını bulacaksınız. Bu kitabı okurken kendi hayatınızın hikayesini dinleyeceksiniz.
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 32 dk.Sayfa Sayısı: 160Yayınlanma Tarihi: 2004Yayınevi: Alkım Yayınevi
ISBN: 9799756363514Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Puan

7.610 üzerinden
724 Puan · 117 İnceleme

İçimizde Bir Yer Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Zeynep

Zeynep

@busesavli
·
03 Temmuz 18:58
Puan vermedi
Ahmet Altan’la tanıştığım ilk kitap bu oldu. Kitabı severek okuduğumu söylemeliyim. Ancak sunulan düşüncelere katıldığımı söyleyemem, kimi zaman hayret ettiğim kimi zaman yersiz bulduğum kısımlar oldu ama tabii genel olarak bize bu düşünceleri sunuş tarzı, cümlelerin akıcılığı ve içtenliği beni kitaba bağladı. Bu kitapta gündelik hayatta iç içe olduğumuz kavramların yeni bir anlamıyla karşılaşabilirsiniz. Bu anlamları yükleyen yazarımızın çoğu zaman düşüncelerinde ümitsiz, çaresiz ve mutsuz bir hissiyat sezebilirsiniz. “Nice aşk yitirdim ben.” cümlesi ile başlayıp aşk ve ilişkiler üzerine, kitabı bırakıp derin derin düşünmeye sevk eden farklı bir bakış açısı sunan cümlelerle karşılaştım. Hemen sonraki bölümde ise insanın kendi benliğine duyduğu yabancılıktan; sanat ve aşkın aslında kendinden kaçışın kendi gerçekliğinle baş edememenin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu söyleyip içsel bir sorgulamayla baş başa bırakıyor sizi. “Ne gerçeğimizden memnunduk ne de gerçeğimizi değiştirebiliyorduk.”
7 etkileşim
İstiklâl soysal

İstiklâl soysal

@istiklalsoysal
·
11 Temmuz 18:08
7/10 puan verdi
Köşe yazısı, deneme, anı, karışımı birbirinden güzel duygu ve düşüncelerin anlatıldığı bir eser. Okurken kendinizden ve çevrenizden bir duyguyu bulabiliyorsunuz. Şair, yazar, ressam gibi s Tanınmış sanatçıların hayatlarından anektodlar var. Okuması kolay ve keyifli. Yazarken birisi ile mi konuşuyor, size mi anlatıyor, bilinmez ama içini döküyor yer yer. Hayata ve insana dair bir çok şey var içinde. Kısa sürede keyifle okudum.
28 etkileşim
Eda

Eda

@SevgiSoysal
·
26 Şubat 00:18
2/10 puan verdi
Kitabı beğenmedim, diğer okullara da tavsiye etmem. Kitap deneme türünde yazılmış olmasına değin yazar sürekli tekrarlamalar ve pekiştirmelere yer vermiş, bu da benim hoşuma gitmedi açıkçası. Bir cümlenin benzerinden aynı hikaye içerisinde en az beş kere tekrarlanıyordu. Kitabın ortalarına değin sıkılmadan okumuş olsam da yarısından sonrası sıktı. Sürekli insanî duyguları yanlış anladığımızdan, o duygunun aslında öyle değil böyle olduğundan söz ediyor anlatılarında. Ben bir duygunun "öyle değil böyle" diye açıklanmasını sevmiyorum. Tabii yazarlar bunu "gerçeklerle yüzleşmek korkusu" diye yorumlarlar fakat kesinlikle öyle değil. Yarım bırakmayı istemediğim için bitirdim, bana bir şey katmadı.
26 etkileşim
Nisan T.

Nisan T.

@nisannnnnn
·
24 Mart 16:59
10/10 puan verdi
Kitabın arka tarafındaki kitap beni çok kendine çekti. Şöyle yazıyor cümle : Siz kendi duygularınızın kölesisiniz,herkes gibi. Evet, bizi biz yapan duygular. Olumlu veya olumsuz. Erkek yada kadın. Duygular bizim hayatımızı yönlendirdirir. Onlar neyse biz oyuz. Kitap duygular ve insanlar hakkında. Öyle güzel bir pencereden bakmış ki aşka ve insanlara herkes kendinden bir parça bulabilir. Herkesin yaşayacağı, gerçek öyküler var kitapta. Mesela herkes muhakkak birinden hoşlanmıștır. Ve o hoşlanma hali insanda nasıl duygulara yol açıyor? Ben öykülerin bir kısmında kendi hayatımda aradığım soruların yanıtını buldum diyebilirim. Ben o yüzden çok beğendim. Hem sade anlatımı, hemde anlaşılır olması da buna etken. Kitapta
Oscar Wilde
Oscar Wilde
'a yer verilmiş. Niye Oscar Wilde, "Insan sevdiğini öldürür" der? Wilde'a göre bunu bazen kılıçla yaparız, bazen bir sözle. İki ünlü yazarın "aşk"la başlayan anlatımı da bir yokoluşla tamamlanıyor. Ama insan her zaman sevdiğini yok etmiyor, bazende sevdiği için kendini yok ediyor. Bunu anlatan hikâyeler de var. Nedir bu, aşkla yokoluş arasındaki ilişki? Doğa için deprem neyse aşk da bizim için o mu acaba?
17 etkileşim
Aylin

Aylin

@yln__
·
20 Mart 13:22
Puan vermedi
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir Yer
uzun zaman önce aldığım bir kitaptı. Artık okumanın vakti geldi dedim. Kitap 30 denemeden oluşuyor.
Ahmet Altan
Ahmet Altan
, denemelerde günlük hayatımızda bazen kendimize de sorduğumuz sorularla hayatı, kadın-erkek ilişkisini, aşkı ve duyguları anlatmaya çalışmış. Arka kapakta kitabın içeriği için şöyle diyor; " Okuyacağınız her satırda kendinize ya da bir tanıdığınıza ait bir duygunun izini, macerasını bulacaksınız. " Evet bir çok cümlede bunu hissettim ama "Ne alaka" dediğim yerlerde oldu. Kitabın ilk yarısı gayet akıcıydı ancak sonlara doğru biraz sıkıldım. Bazı kısımlarında cümle tekrarları beni yordu. Ama genel olarak okunabilir bir kitap diyebilirim. Keyifli okumalar...
9 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 68.6
Erkek% 31.4
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ahmet Altan
Ahmet AltanYazar, Çevirmen · 23 kitap
1950 yılında Ankara'da doğdu. Annesi Kerime Altan, babası gazeteci Çetin Altan'dır. 1959 yılında ailecek İstanbul'a geldiler. Altan, ortaöğrenimini değişik okullarda devam etti. Bir süre Robert Kolej'e devam ettikten sonra Ankara Koleji'nde yatılı olarak okudu. Lise öğrenimini 1970 yılında İstanbul Kültür Koleji'nde tamamladı. 18 yaşında, lise öğrencisi iken evlendi. 1972 yılında bir kızı, 1980 yılında bir oğlu oldu. Bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne devam etti. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu ve gazeteciliğe başladı. Gazetecilik yaşamı Gazeteciliğe Hürriyet gazetesinde gece muhabiri olarak başladı. Aynı gazetede şef muhabirliği, şeflik, dış haberler editörlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Milliyet gazetesinde çalıştığı dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir “Kürdiye” ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle gazetedeki işine son verildi. 2007 yılında Taraf gazetesinin kurucusu olan Altan, Alev Er ile birlikte Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra Er'in ayrılmasıyla gazetenin Genel Yayın Yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etti. Gazetenin "Kum Saati" adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazdı. Eylül 2008'de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısı nedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Taraf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden biri olan Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü'ne, 2011'de e Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından özgür ve adil bir dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişilere verilen Hrant Dink Barış Ödülü'ne layık görüldü. Altan, Aralık 2012'de Yasemin Çongar ile birlikte Taraf gazetesindeki görevinden istifa etti. Taraf'taki yazılarına son vermesinin ardından 2015'e dek roman yazdı. 7 Ekim 2015'te gazeteciliğe geri döndü ve Haberdar'da yazmaya başladı. TV programcılığı Doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TV'de Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırladı ve sundu. Romancılığı İlk edebî eseri "Paltolu Donkişot" adlı iki kişilik piyes idi. 1982 yılından itibaren romanlar ve deneme kitapları yayımladı. İlk romanı Dört Mevsim Sonbahar'da post modernist ögeleri kullandı ve romanın kendisini romanın konusu haline getiren üstkurmaca tarzı ile kaleme aldı. Bu romanı ile Akademi Kitabevi Roman Büyük Ödülü'ne değer görüldü. 1985 yılında ikinci romanı Sudaki İz yayımlandı. Çok satan ve çok eleştirilen bu roman, yayımlanmasından dokuz ay sonra müstehcenlikle suçlanarak toplatıldı. İki yıl süren yargılamadan sonra içindeki iki buçuk sayfalık bir bölümün müstehcen içerik olduğuna ve imhasına karar verildi. Kitap, müstehcen olduğuna karar verilen kısımları siyah bantla kapatılıp, mahkemenin sakıncalı bulduğu cümleleri içeren kararı da kitabın başına eklenerek yeniden yayımlandı. 1991'de üçüncü romanı Yalnızlığın Özel Tarihi yayımlandı. İlk romanında kullandığı üstkurmacanın çeşitli alt tekniklerini dördüncü romanı Tehlikeli Masallar'da uyguladı.[9] Bir türlü vazgeçilmeyen eski sevgilisiyle yeni bir sevgili arasında duyguları gidip gelen yalnız bir ini anlattığı bu roman, yılın en çok okunan romanlarından biri oldu. 1998 yılında yayımlanan beşinci romanı Kılıç Yarası Gibi, Yunus Nadi Roman Ödülü'ne değer görüldü. Kılıç Yarası Gibi'nin devamı sayılabilecek altıncı romanı İsyan Günlerinde Aşk, 2001 yılında yayımlandı. Bu iki romanda II. Abdülhamid dönemindeki yönetim anlayışına, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetlerine geniş yer verdi. Bu romandan sonra "Kristal Denizaltı", "Ve Kırar Göğsüne Bastırırken" adlı deneme kitaplarını "Aldatmak" ve "En Uzun Gece" romanlarını yayımladı. Bir kadının kocasını aldatırken, neredeyse an be an hissettiklerini anlattığı Aldatmak, beş günde yüz bin adet satıldı. Ara verdiği romancılığa 2012'de Taraf gazetesindeki görevinden istifa ettikten sonra yeniden döndü. Son romanı En Uzun Gece'den sekiz yıl sonra 2015 yılında Son Oyun adlı romanını yayımladı. Bu romanın kahramanı da uzun süredir roman yazamamış bir romancı idi. İki yıl sonra yayımladığı Ölmek Kolaydır Sevmekten adlı romanda 1912-1913 yıllarında toplam altı aylık bir sürede Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan olayları bir ailenin fertlerinin hatırladıklarına dayanarak anlattı. Kılıç Yarası Gibi ve İsyan Günlerinde Aşk romanlarındaki ailenin bireyleri bu romanda günümüzde yaşayan torunları Osman’la konuşarak tekrar okuyucuyla buluştular. Davalar Altan, 17 Nisan 1995'te Milliyet gazetesinde yayımlanan “Atakürt” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıp 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı, gazetedeki işinden de kovuldu. 4 Ocak 2012'de Roboski katliamı ile ilgili kaleme aldığı “Devlet Yardakçılığı ve Ahlak” başlıklı yazısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a basın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme hapis cezasını 7 bin lira adli para cezasına çevirdi. 2 Eylül 2015'te Samanyolu Haber kanalında katıldığı bir programdaki konuşmalarından dolayı Altan hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na, hükûmete, kamu görevlilerine hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı. 2016 Türkiye askerî darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Ahmet Altan ile kardeşi Mehmet Altan, 10 Eylül 2016 sabahında gözaltına alındı. Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak ile beraber 14 Temmuz 2016'da (darbeden bir gün önce) çıktıkları TV programında “sübliminal darbe mesajı” verdikleri nedeniyle haklarında gözaltı işlemi uyguladığı belirtildi. Bu bağlamda Ahmet Altan, aynı zamanda darbeyi önceden bilmekle de suçlandı. Gözaltına alındıktan 12 gün sonra ifadesi alındı ancak savcılıkta açıklama yapacağını belirterek Emniyet'te yöneltilen hiçbir soruyu yanıtlamadı. Bu sırada Altan kardeşlerin avukatlarıyla Adliyede beraber bulunan HDP Milletvekili Garo Paylan, Altanlar hakkında verilen kararın daha avukatlara bile bildirilmeden önce, Sabah gazetesinin internet sayfasında yayınlanmasına tepki gösterdi. Kararın ardından Ahmet Altan tutuksuz yargılanmak üzere adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı ancak kardeşi Mehmet Altan tutuklandı. Serbest bırakılmasının üstünden 24 saat geçmeden Başsavcılığın itirazı üzerine nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliğince hakkında yakalama kararı çıkartıldı. ‘FETÖ üyesi olmak’ ve ‘hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4 Kasım 2019 tarihli kararıyla “FETÖ terör örgütüne yardım etmek” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi. 12 Kasım 2019 tarihinde tekrar tutuklandı. 14 Nisan 2021 tarihinde 4 yıl 7 ay kaldığı Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.

İçimizde Bir Yer Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
Irmak

Irmak

@irmaj
·
23 Temmuz 19:14
Eğer bir gün hayatıma ihtiyacın olursa gel ve al onu.
2 etkileşim
Irmak

Irmak

@irmaj
·
23 Temmuz 18:24
Bazen bedenimiz mesutken ruhumuz muzdarip de olabilir.
4 etkileşim
Aylin

Aylin

@yln__
·
19 Mart 12:23
" Ama insan her zaman sevdiğini yok etmiyor, bazen de sevdigi için kendini yok ediyor. "
28 etkileşim
Elif Demir

Elif Demir

@Efils
·
12 Mart 15:22
Büyük ve unutulmaz aşkları, öylesine büyük ve unutulmaz kılan, yapılan hataların açtığı ve asla sağalmayan yaralar mıydı?
55 etkileşim
Elif Demir

Elif Demir

@Efils
·
12 Mart 11:06
Nice aşk yitirdim ben.
59 etkileşim

İçimizde Bir Yer İletileri

Tümünü gör
Ahmet Altan
Ahmet Altan
,
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir Yer
, 'İğde Kokulari' Çok uzun zamandır okuduğum açık ara en mükemmel deneme. Her cümlesini paylaşmak istedim neredeyse. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Ahmet Altan
Ahmet Altan
bambaşka bir zirve.
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir Yer
, 'Hayatın Yüzüne Bak' Çok güzel bir deneme.
Günaydın
"Her sabah, hayatı yeniden yaratacak bir tanrı gibi uyanıyoruz."
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir Yer
Însanlar ekleniyor hayatına insanlar eksiliyor ,sen bir kalabalıktan başka bir kalabalığa fark etmeden geçiyorsun, birileri senin hayatından çıkıyor, sen birilerinin hayatın dan çıkıyorsun..