En Uzun Gece

Ahmet Altan

En Uzun Gece Konusu

Birbirini seven iki insanın düşebileceği en kötü duruma düştüklerinin farkındaydı, sevgi asla kaybolmayacak bir biçimde canlıydı ama aralarındaki ilişki çürüyüp eski bir köprü gibi yıkılmıştı. Bir nehrin iki kıyısında kalmışlardı. Birbirlerini görüyorlar, rüzgârın kelimelerin çoğunu uğultusuyla boğduğunu bile bile birbirlerine sesleniyorlar ama birbirlerine ulaşamıyorlardı. Bütün hissettiklerine rağmen o köprünün bir daha kurulamayacağına inanıyordu, bunu denemeye bile gücü kalmamıştı, o kavgalar, kıskançlıklar, dinmeyen kuşkular, iyileşmesi imkânsız biçimde ilişkilerini de ruhlarını da hastalandırmıştı. Arabanın içinde yaşadığı o korkunç özlem krizini, arabayı nasıl kenara çektiğini, özlemenin şiddetinden nasıl soluğunun kesildiğini Yelda’ya hiçbir zaman anlatmadı, Yelda o kadar özlendiğini hiç bilmedi.
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 58 dk.Sayfa Sayısı: 352Yayınlanma Tarihi: Mayıs 2017Yayınevi: Everest Yayınları
ISBN: 9786051416212Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Türler:

Puan

7.510 üzerinden
621 Puan · 85 İnceleme

En Uzun Gece Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Hope

Hope

@hopethebibliophile
·
03 Aralık 2022 22:33
10/10 puan verdi
"Neden bu erkekler kadın sadakatinden başka hiçbir konuyu namus meselesi saymıyor? Hırsızlık yapıyorlar, cinayet işliyorlar, yalan söylüyorlar, aldatıyorlar, başkasının hakkına tecavüz ediyorlar, kendilerinden güçlüler karşısında yaltaklanıyorlar ama erkeklikleri ve namusları sadece kadın konusunda akıllarına geliyor." . . . Iyi geceler kitaptaslarim. Bu roman adina nasil bir yorum yapabilecegimi bilmiyorum, cunku sonunda kafam karisti. Kitap sanki eksik birakilmis gibi. Konusu (yazar kurt-turk, bati ve dogu dunyasini sentezlemis, ask macera, sevgi, aliskanlik, cinayet ortaya karisik atmis), betimlemeleri ve olay orgusu eski bir kitap olmasina ragmen (gunumuz toplumunu hala ilgilendirecek turden) gayet guzel ve basarili. Dili sade ve akici, baglayici da. (zira birkac gundur basina oturdugumda elimden birakamadim) . . . Uzunca bir aradan sonra bu tur konulu kitaplara hasret kaldigimi farkettim. Lakin kitabin sonu biraz ozensiz ve bitirilmek icin acele edilmis ve biseyler eksik birakilmis gibiydi, yine de yazarla ilk kez tanismama ragmen anlatimini cok sevdim.
7 etkileşim
༺☞ sonqül ツ

༺☞ sonqül ツ

@Snglt65
·
06 Nisan 01:01
Puan vermedi
Ahmet Altan'ın okuduğum ilk kitabıydı ve galiba yazarla tanışmam için çok da doğru bir tercih olmadı beklentimin çok altında bir kitap oldu çok beğenerek okuyamadım maalesef kitap da yüreğime dokunan ve beni çok derinden sarsan (özellikle annelik iç güdüsüyle) heja (12 yaşında bir kuzu) oldu yine de okumak isteyenlere keyifli okumalar diliyorum...
14 etkileşim
Dara BAKIRCIOĞLU

Dara BAKIRCIOĞLU

@darabakircioglu
·
05 Mayıs 11:45
Puan vermedi
“Çektikleri büyük acılardan kurtulamayan insanlar bazen çareyi bir başkasını kurtarmakta,bir başkasının acısını dindirmekte bulurlar, bunu bir dindarın adanmışlığıyla yaparlar.” Bu satırlarda her ne kadar acı ile adanmışlığa giden Yelda olsa da,kapanışı İsmet yapacaktır. Uzun gecelerde anlatılan bi masal gibi sürükleyiciliğin hakkını vermiş. Hayatında herkesten ve herşeyden fazla sevdiği erkekten kaçarak Güneydoğu'nun dağlarında uluslararası bir araştırma grubuna katılan bir kadın. Bir daha hiç kimseyi o kadını sevdiği gibi sevemeyeceğini bilmesine rağmen ruhundaki zaafları saklamak için yaptığı vahşice hatalarla karşısındakini yaralayan bir adam..
7 etkileşim
Dewrim

Dewrim

@Kahvekedikitap
·
25 Temmuz 09:46
Puan vermedi
Cep boy olduğu için yirmidört saatte bitti,öyle sekiz saatte bir kitap bitirmemin imkanı yok,mümkünatı yok .Zaten bir kitap sekiz saatte bitmemeli arkadaşlar. İnsanlar garip bir telaşın içine girmişler ne kadar kısa zamanda okursak o kadar çok kitap okuruz. Ama ne kadar yavaş ve anlayarak okursak o kitaptan daha çok verim alırız.
30 etkileşim
Gizem

Gizem

@VazodakiAycicegi
·
05 Aralık 2021 21:22
7/10 puan verdi
Son zamanlarda izlediğim bir dizide "birbirlerine karşı kötü olan iki insan hala iki iyi insan mıdır" gibi bir replik geçiyordu. Tam böyle olmayabilir. Roman bana bunu hatırlattı. Sözün özü birbirlerine bu kadar acı çektiren, öfkelendiren, nefret duyan iki insan gerçekten birbirini seviyor mudur? Aşkın içinde gerçekten bu kadar acı var mıdır? Fikrimce Yelda ve Selim'in yaşadığı aşktan çok hastalıklı bir duygu. Belki de geçmiş travmalarını, anne babayla olan sorunlarını tetikledikleri için bunca şeye rağmen birbirlerinden kopamıyorlar. Ahmet Altan'ın karakterlerin bu hastalıklı duygularını anlatış biçimini, kurduğu cümleleri çok sevdim. Bazı hissettiğim duyguları çok başka cümlelerle okudum onun kaleminden. Bu açıdan kitap beni etkiledi. Ancak kuru bir aşk hikayesi olarak kalmasın bu roman işin içine biraz güneydoğu , terör, efendim Kürt meselesi de sıkıştıralım tadında bir hikaye koymuş araya. Kadın cinayetleri gibi hassas bir konuyu işlerken Yelda gibi itici bir karakterin araştırma yapan uzman olarak burada bulunması olmamış. Buralar tam bir fiyaskoydu kısacası ve gram kalbime dokunamadı. Çok uzun oldu yazdıklarım. Keyifli okumalar dilerim.
23 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 71.7
Erkek% 28.3
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ahmet Altan
Ahmet AltanYazar, Çevirmen · 23 kitap
1950 yılında Ankara'da doğdu. Annesi Kerime Altan, babası gazeteci Çetin Altan'dır. 1959 yılında ailecek İstanbul'a geldiler. Altan, ortaöğrenimini değişik okullarda devam etti. Bir süre Robert Kolej'e devam ettikten sonra Ankara Koleji'nde yatılı olarak okudu. Lise öğrenimini 1970 yılında İstanbul Kültür Koleji'nde tamamladı. 18 yaşında, lise öğrencisi iken evlendi. 1972 yılında bir kızı, 1980 yılında bir oğlu oldu. Bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne devam etti. 1981 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu ve gazeteciliğe başladı. Gazetecilik yaşamı Gazeteciliğe Hürriyet gazetesinde gece muhabiri olarak başladı. Aynı gazetede şef muhabirliği, şeflik, dış haberler editörlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Milliyet gazetesinde çalıştığı dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir “Kürdiye” ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle gazetedeki işine son verildi. 2007 yılında Taraf gazetesinin kurucusu olan Altan, Alev Er ile birlikte Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi. Daha sonra Er'in ayrılmasıyla gazetenin Genel Yayın Yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etti. Gazetenin "Kum Saati" adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazdı. Eylül 2008'de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısı nedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Taraf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden biri olan Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü'ne, 2011'de e Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından özgür ve adil bir dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişilere verilen Hrant Dink Barış Ödülü'ne layık görüldü. Altan, Aralık 2012'de Yasemin Çongar ile birlikte Taraf gazetesindeki görevinden istifa etti. Taraf'taki yazılarına son vermesinin ardından 2015'e dek roman yazdı. 7 Ekim 2015'te gazeteciliğe geri döndü ve Haberdar'da yazmaya başladı. TV programcılığı Doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TV'de Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırladı ve sundu. Romancılığı İlk edebî eseri "Paltolu Donkişot" adlı iki kişilik piyes idi. 1982 yılından itibaren romanlar ve deneme kitapları yayımladı. İlk romanı Dört Mevsim Sonbahar'da post modernist ögeleri kullandı ve romanın kendisini romanın konusu haline getiren üstkurmaca tarzı ile kaleme aldı. Bu romanı ile Akademi Kitabevi Roman Büyük Ödülü'ne değer görüldü. 1985 yılında ikinci romanı Sudaki İz yayımlandı. Çok satan ve çok eleştirilen bu roman, yayımlanmasından dokuz ay sonra müstehcenlikle suçlanarak toplatıldı. İki yıl süren yargılamadan sonra içindeki iki buçuk sayfalık bir bölümün müstehcen içerik olduğuna ve imhasına karar verildi. Kitap, müstehcen olduğuna karar verilen kısımları siyah bantla kapatılıp, mahkemenin sakıncalı bulduğu cümleleri içeren kararı da kitabın başına eklenerek yeniden yayımlandı. 1991'de üçüncü romanı Yalnızlığın Özel Tarihi yayımlandı. İlk romanında kullandığı üstkurmacanın çeşitli alt tekniklerini dördüncü romanı Tehlikeli Masallar'da uyguladı.[9] Bir türlü vazgeçilmeyen eski sevgilisiyle yeni bir sevgili arasında duyguları gidip gelen yalnız bir ini anlattığı bu roman, yılın en çok okunan romanlarından biri oldu. 1998 yılında yayımlanan beşinci romanı Kılıç Yarası Gibi, Yunus Nadi Roman Ödülü'ne değer görüldü. Kılıç Yarası Gibi'nin devamı sayılabilecek altıncı romanı İsyan Günlerinde Aşk, 2001 yılında yayımlandı. Bu iki romanda II. Abdülhamid dönemindeki yönetim anlayışına, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetlerine geniş yer verdi. Bu romandan sonra "Kristal Denizaltı", "Ve Kırar Göğsüne Bastırırken" adlı deneme kitaplarını "Aldatmak" ve "En Uzun Gece" romanlarını yayımladı. Bir kadının kocasını aldatırken, neredeyse an be an hissettiklerini anlattığı Aldatmak, beş günde yüz bin adet satıldı. Ara verdiği romancılığa 2012'de Taraf gazetesindeki görevinden istifa ettikten sonra yeniden döndü. Son romanı En Uzun Gece'den sekiz yıl sonra 2015 yılında Son Oyun adlı romanını yayımladı. Bu romanın kahramanı da uzun süredir roman yazamamış bir romancı idi. İki yıl sonra yayımladığı Ölmek Kolaydır Sevmekten adlı romanda 1912-1913 yıllarında toplam altı aylık bir sürede Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan olayları bir ailenin fertlerinin hatırladıklarına dayanarak anlattı. Kılıç Yarası Gibi ve İsyan Günlerinde Aşk romanlarındaki ailenin bireyleri bu romanda günümüzde yaşayan torunları Osman’la konuşarak tekrar okuyucuyla buluştular. Davalar Altan, 17 Nisan 1995'te Milliyet gazetesinde yayımlanan “Atakürt” başlıklı köşe yazısı nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıp 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı, gazetedeki işinden de kovuldu. 4 Ocak 2012'de Roboski katliamı ile ilgili kaleme aldığı “Devlet Yardakçılığı ve Ahlak” başlıklı yazısıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a basın yoluyla hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme hapis cezasını 7 bin lira adli para cezasına çevirdi. 2 Eylül 2015'te Samanyolu Haber kanalında katıldığı bir programdaki konuşmalarından dolayı Altan hakkında ‘Cumhurbaşkanı’na, hükûmete, kamu görevlilerine hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek’ iddiasıyla soruşturma başlatıldı. 2016 Türkiye askerî darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Ahmet Altan ile kardeşi Mehmet Altan, 10 Eylül 2016 sabahında gözaltına alındı. Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak ile beraber 14 Temmuz 2016'da (darbeden bir gün önce) çıktıkları TV programında “sübliminal darbe mesajı” verdikleri nedeniyle haklarında gözaltı işlemi uyguladığı belirtildi. Bu bağlamda Ahmet Altan, aynı zamanda darbeyi önceden bilmekle de suçlandı. Gözaltına alındıktan 12 gün sonra ifadesi alındı ancak savcılıkta açıklama yapacağını belirterek Emniyet'te yöneltilen hiçbir soruyu yanıtlamadı. Bu sırada Altan kardeşlerin avukatlarıyla Adliyede beraber bulunan HDP Milletvekili Garo Paylan, Altanlar hakkında verilen kararın daha avukatlara bile bildirilmeden önce, Sabah gazetesinin internet sayfasında yayınlanmasına tepki gösterdi. Kararın ardından Ahmet Altan tutuksuz yargılanmak üzere adlî kontrol şartıyla serbest bırakıldı ancak kardeşi Mehmet Altan tutuklandı. Serbest bırakılmasının üstünden 24 saat geçmeden Başsavcılığın itirazı üzerine nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliğince hakkında yakalama kararı çıkartıldı. ‘FETÖ üyesi olmak’ ve ‘hükûmeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek’ suçlamasıyla tutuklandı. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 4 Kasım 2019 tarihli kararıyla “FETÖ terör örgütüne yardım etmek” suçundan 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ve adli kontrol şartıyla tahliye edildi. 12 Kasım 2019 tarihinde tekrar tutuklandı. 14 Nisan 2021 tarihinde 4 yıl 7 ay kaldığı Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi.

En Uzun Gece Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
Mursal Habibi

Mursal Habibi

@Muri_hbb
·
13 Haziran 21:26
"Musset'nin şiirinde söylediğinin ne anlama geldiğini anlıyordu, bazen bir insanın yokluğu bütün dünyayı bomboş yapıyordu"
7 etkileşim
K0raca

K0raca

@Ka2411
·
28 Nisan 21:03
Sevmek için değilse de bağlanmak için sızıntısız bir güven duymasi gerekiyordu.
58 etkileşim
ENGİN BAKIRCI

ENGİN BAKIRCI

@engo2334
·
29 Temmuz 18:58
"tarihten kötülükleri çıkartırsanız elinizde çok övünülecek, çok parlak lakin çok kısa bir metin kalır"
1 etkileşim
ENGİN BAKIRCI

ENGİN BAKIRCI

@engo2334
·
21 Temmuz 10:52
her an başka bir duyguya dönüşüyor, bir an özlem oluyor, bir an insanın kendini ait olmadığı bir yerde bulduğunda beliren nedensiz korkuya benziyordu, yalnızlık, kimsesizlik, unutulmuşluk biçimlerine giriyor, her duyguyla biraz daha derinleşip onu yoruyordu.
2 etkileşim
ENGİN BAKIRCI

ENGİN BAKIRCI

@engo2334
·
27 Temmuz 01:09
Sabahleyin, "bir daha duymasam daha huzurlu mu yaşarım acaba?" diye düşündüğü ses akşama kadar duyulmayınca öfkeli bir özleme dönüşmeye başlamıştı.
3 etkileşim

En Uzun Gece İletileri

Tümünü gör
“Gördüğüm güzel bir şeyi sana gösteremediğimde bana o güzellikte bir eksiklik varmış gibi geliyor.”
En Uzun Gece
En Uzun Gece
“..tarihten kötülükleri çıkartırsanız elinizde çok övünülecek, çok parlak lakin çok kısa bir metin kalır…”
En Uzun Gece
En Uzun Gece