Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İçler Acısı Bir Liyakatsizlik Öyküsü
Üst Düzey Tarihçilik Bugün dedim ki kendi kendime "Kadı sicillerine bakayım, Osmanlı'da toplumsal hayatla ilgili, ilgi çekici bir şeyler bulursam paylaşayım". Girdim Ulusal Tez Merkezi'ne, kadı sicilleri diye arattım. Bu siciller genelde özel bir konu üzerine incelenir. Varak Varak tüm defteri yazmazlar. Bunların arasından genel bir başlık buldum. Yüksek lisans tezini indirdim. Beklentim hepsini transkript etmeseler de bir bölümünü en azından hüccetlerin dikkat çekici olanlarını okuyabileceğim üzerineydi. Korkunç bir durumla karşılaştım. KORKUNÇ! Bu bir üniversiteye, o ismi taşıyan enstitüye ve bence en kötüsü o tezin savunmasına giren kabul için imza atan hocaların ismine YAKIŞMAZ. Yapmış olamazsınız ya bunu ayıp denen bir şey var! Bomboş bir tez ya inanamıyorum. Gerçek manada bomboş. Yüksek lisans tezinin SONUCU YOK. Sadece hüccetlerin konusu, tarihi ve hangi varakta bulunduğuna dair sonu gelmez bir tablo. Sıfır emek. Arşiv belgeleriyle uğraşmış, kadı sicillerini taramış biri olarak söylüyorum size. Bu insan, o sicilleri okumayı geçtim görmemiştir bile. Kim bilir kime okuttular. Sonra, sağda solda "bilmem kim hocaya laf etmeyin" diyen tiplerle uğraşıyoruz sanki ulu tarihçilermişçesine. Demişler ki adama bu tezi geçir, o da gitmiş basmış imzayı. Hiç mi meslek etiğiniz yok ya? Ahlakınız da mı yok! Daha çok şey söylemek istiyorum inanın ama gidip bu yüz karası tezi bulmanızı istemiyorum. O isim şimdi kim bilir nerede "yüksek lisans mezunu" "uzman tarihçi" unvanıyla övünüyordur. Övünmesi dışındaki olası durumları düşünmek dahi istemiyorum.
Bu Korkunç resmin sahiplerine
Hâlâ senaryosu bilinen filmi izlemekte direten bir sığ kitle var ülkede. Yaşanılan felaketin yaralarını sarmaya çalışırken gerek sağ kesimin gerekse sol kesim siyasilerin, her zaman olduğu gibi rollerini çok iyi oynayarak yine belirli bir ideolojik yapı taşıyıp, örtük emellerini gerçekleştirme çabası içerisine girmekten kaçınmamaktalar. Devletin eğitim için almış olduğu kararın doğru olduğunu ileri süren bazı aklı selim olmayan kitlenin, empati empati diyerekten bağırması da içler acısı... Zamanında eğitimcilerin ve bilim insanlarının uyarılarını dikkate alıp ileriye dönük empati yapılsaydı belki bugün karşılaştığımız tablo daha iyi olacaktı. Lakin "SORUMSUZ VE HASTALIKLI RUHLARIN" aldığı ve düşündüğü kararlar, şüphesiz yine haber kanallarında gündem olan olayların uzantısını taşıyacaktır. Normal şartlar altında verilen eğitim sisteminin de tartışılması bir başka konu olması gerekirken, üstüne ezbere dayalı uzaktan eğitim sistemininin durumu daha da kötüleştireceği, ülkenin ve gençlerin gelecekleri çöp poşetine koyularak dönüşü olmayan bir enkaz altında bırakılmasına bizim gönlümüz el vermiyor... A. Can Yazıcı
Reklam
Şu kitap fiyatlarının gerçekten çok çok pahalı olduğunu düşünen sadece ben miyim? Kitap raflarında fahiş fiyatlar var arkadaş. Bir roman sırf kapağı biraz alengirli diye 19 dolar olur mu ya. Fiyatının 350 küsür olması yanı sıra dolar cinsinden etiket yapıştırılması da cabası(!) Cehaletin ezikliğin hiçbir alanda varlık gösterememenin canlı örnekleri haline geldik ya. Rezalet içler acısı bir tablo
KAZANMA KUŞAĞINDA KAYBETTİĞİMİZ TÜRKÇE
Yazıma başlamadan önce Türkçe konusunda hassas ve dikkatli olan herkese en derin sevgi ve selamlarımı sunarım. Güzel Türkçe’mizde günlük konuşma ve yazmada yapılan bariz hatalara geçmeden önce yaptığımız Türkçe öğretmenlik mesleğinin kutsiyetini ifade eden üstadlarımızdan birkaç söz ile başlamak istiyorum. Onlar ki hayatlarını bu dilin
Her daim değişken, içler acısı ,canlı, vasat karakalem bir tablo. İri gözler sıkılmıyor mu izlemekten ?
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.