Franz Kafka’nın “Dava”sında yer alan Josef K.’nın suçu hakkında tüm büyük filozoflar görüşlerini yazdılar. Josef K. “Yasa Kapısı” parabolündeki yaşlı adamla bir tutuldu, yeri geldi ayrıştırıldı. Bazen aklımdan geçiyor da, romanın anlatıcısının “Dava”nın başında suçsuzluğuna tanık olduğu ve kesin bir iftiraya kurban gittiğini bize dillendirmesine rağmen metin içinde yasaların yasası iftiraya uğramış ve suçsuz Josef K.’dan ne istedi de onu metnin sonunda iki cellat tarafından hem de kalbine iki defa saplanan keskin bıçağın dönderilmesiyle “bir köpek gibi” infaz etti. Bazen aklımdan geçiyor da, Josef K., Camus’nün “Yabancı”sındaki Mersault gibi kayıtsız olmasaydı, yasayı tiye almasaydı, tüccar Bloch gibi yasanın karşısında, kapısında köpekleşseydi, onun gibi bir yılda değil de beş senede hala yaşamını sürdürebilir miydi? Boyun eğmeyen biri olması, başlangıçtan infazına dek yasayı kaale almaması, yasaya kalbinde inanmaması, yasayı iliğinde hissetmemesi, kendini yasaya yeterince verememesi onun infazını kolaylaştırdı. Hiç görmediği yasaların yasası tarafından, hiç tanımadığı müessesenin, hiç yüzleşmediği yargıçların kararıyla infaz edildi. Peki ama birey yasaların yasasını görebilir mi? Ona dokunabilir mi?
Romanın kısaca özeti ise şöyle
Neden tutuklandığını bilemeyen Josef K suçunu öğrenebilmek için girmediği yol, yapmadığı iş kalmamıştır. Fakat suçunu da bir türlü öğrenemez. Fakat kendini de savunamaz, ortada bir mahkeme yoktur. Bütün bunlara rağmen cezası bellidir, ölüm.