Şeyh Şamil " قُدِّسَ سِرُّهُ‏ '' Hazretleri ; Namahrem kadın ve erkeklerin birarada oturduklarını görünce onları kırbaçlayarak tazir ederdi. Siyasal İslamcıların sokağa/bürokrasiye sürdüğü başörtülü ama erkeklerle tokalaşan, ihtilat eden kadınları görseydi ne yapardı acep? Kaynak; İmam Şamil'in Hatıratı, Semerkand Yayınları
"Ma'ârif ehlini sev, kılma nâdânla ihtilât." (İlim hikmet ehlini sev, cahille yatıp kalkma.)
Reklam
Bir kötü alışkanlığı bırakan kişinin, onu hatırlatacak şeyleri de hayatından çıkarması îcâb eder. Meselâ; Kumar haramdır, zar ve iskambil kâğıtlarından da -kumarı hatırlattığı için- uzak durmak gerekir. “Kumarsız oyunlarda zarı kullanabiliriz, bunun zararı olmaz.” dememek îcâb eder. Zinâ haram olduğu gibi; zinâya götüren davranışlar, ihtilât, tesettürsüzlük ve benzerleri de haramdır. Dînimizde tevhîd inancı çok mühim olduğu için; resim, heykel, biblo gibi tasvirlere tâzîm edilmesi, yani hürmeten duvarlara asılması da men edilmiştir. Zira insanlık tarihinde putperestlik de bu şekilde doğmuştur. Tevhîd inancının ise ortaklığa aslâ tahammülü yoktur. Velhâsıl yüce dînimiz İslâm, şirk, küfür ve haramlara açılan kapının anahtar deliğini dahî kapatmıştır. Müslümanın vazifesi, ilâhî hudutları zorlamamak, helâl dâiresi içinde gönül huzuruyla yaşamaktır. osmannuritopbas.com/01-eylul-2023.html
Öyle de şu kâinat nihayetsiz hakîm, alîm, kadîr bir sâni' ister. Çünkü şu muhteşem kâinat öyle bir saraydır ki ay, güneş lambaları; yıldızlar, mumları; zaman, bir ip, bir şerittir ki o Sâni'-i Zülcelal her sene bir başka âlemi ona takıp gösteriyor. O taktığı âlemin içinde üç yüz altmış tarzda muntazam suretlerini tecdid ediyor. Kemal-i intizamla ve hikmetle değiştiriyor. Yeryüzünü bir sofra-i nimet yapmış ki her bahar mevsiminde, üç yüz bin enva-ı masnuatıyla tezyin ediyor. Hadd ü hesaba gelmez enva-ı ihsanatıyla dolduruyor. Öyle bir tarzda ki nihayet ihtilat içinde ve karışmış oldukları halde, nihayet derecede imtiyaz ve farkla birbirlerinden ayrılıyor. Başka cihetleri buna kıyas et… Nasıl, böyle bir sarayın Sâni'inden gaflet edilebilir? Sözler
Nakkâş-ı Ezelî (Ezeli olup her şeyin nakşını yapan Allah (C.C.)), zeminin yüzünde, yaz, bahar zamanında en az üç yüz bin nebatat (bitkiler)ve hayvânâtın envâını (çeşitlerini), nihayetsiz ihtilât, karışıklık içinde nihayet derecede imtiyaz (ayırma) ve teşhis ile ve gayet derecede intizam ve tefrik ile haşir ve neşretmesi (diriltmesi), bahar gibi zahir ve bahir, parlak bir sikke-i tevhiddir (tevhid delilidir). Bediüzzaman Said Nursi
Şu kâinat nihayetsiz hakîm, alîm, kadîr bir Sâni ister. Çünkü şu muhteşem kâinat öyle bir saraydır ki, ay, güneş lâmbaları, yıldızlar mumları, zaman bir ip, bir şerittir ki, o Sâni-i Zülcelâl her sene bir başka âlemi ona takıp gösteriyor. O taktığı âlemin içinde üç yüz altmış tarzda muntazam suretlerini tecdid ediyor, kemâl-i intizamla ve hikmetle değiştiriyor. Yeryüzünü bir sofra-i nimet yapmış ki, her bahar mevsiminde, üç yüz bin envâ-ı masnûatıyla tezyin ediyor. Had ve hesaba gelmez envâ-ı ihsânâtıyla dolduruyor. Öyle bir tarzda ki, nihayet ihtilât içinde ve karışmış oldukları halde, nihayet derecede imtiyaz ve farkla birbirlerinden ayrılıyor. Başka cihetleri buna kıyas et. Nasıl böyle bir sarayın Sâniinden gaflet edilebilir? Bediüzzaman Said Nursi
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.