İNSANLAR PEKÂLÂ YANLIŞLARLA DA İŞ GÖREBİLİR!..
- (...)Görüyorsunuz, insanlar oyalanıyor, eğleniyor, herkes kendince bir şeyler yapıyor, durduk yerde ciddileşerek kimsenin ağzının tadını kaçırmayalım. Genel ifadelerle birkaç şey söyleyeyim: Bütün ihtilâller biriken kötülüklerin sonucudurlar. Ama bütün biriken kötülükler ihtilâlle sonuçlanmaz. Bazen biriken kötülükler, başka türlü kötülüklerle yer değiştirirler. O zaman insanlarda bir iyimserlik havası eser. Her şey iyiye gidecekmiş gibi bir beklenti oluşur. İnsanların biriken kötülükler karşısında dayanamaz hâle geldikten sonra bu defa başka kötülükler tarafından nefeslenmesi sağlanır. Bu nefeslenme de iyiye dair umutların yeniden yeşermesine yol açar. Bazen bu hâl sürgit devam eder; her kötülük, başka bir kötülük tarafından massedilir, yutulur, iyiliğe bir türlü yer açılmaz. Biriken kötülüklerin ihtilâlle sonuçlanması, bir ihtilâl şuuru ve bu şuuru taşıyan bir kesim tarafından iyiye doğru yönlendirilmelerinin eseridir. Bu şuurun oluşmadığı yerlerde ihtilâl de oluşmaz. “İnsan pekâlâ yanlışlarla da iş görebilir” denmiştir. Bugünkü hâlimiz budur. Herkes bir şekilde işini görebildiğine ve tesellisini bulabildiğine göre, konuşacak bir şey de yoktur. Hiçbir şeyin kıymetinin kalmadığı, sözün, mantığın, sağduyunun, vicdanın, adaletin, ahlâkın tümden ayaklar altına alındığı şartlarda ne konuşulabilir ki? Tarihin şuura sığmayan bir tarafı vardır ve söz onundur.
Selim Gürselgil
Selim Gürselgil
, adimlardergisi.com 21 Mayıs 2024
İstiğfara Yapışalım ve Küs Olduklarımızla Helalleşelim
Haccac-ı Zâlim,Emevî devletinin ordu kumandanlarından biri idi. Sahabeden sonra gelen Müslüman nesle çok zulmetmiş,baskıda bulunmuştu. Ona dediler ki: Sen Hz.Ömer'in nasıl adalet ettiğini biliyorsun Ne olur,bize onun gibi muamele eyle. Şöyle cevap verdi: Hz.Ömer'in zamanında, sahabeler gibi halk vardı.Siz sahabe gibi adalete lâyık
Reklam
Bir ihtilal kadar yalnız, Ah... vefanız kadar yanlış, Mümkünse farzedin yaşamamıştır... Yusuf Hayaloğlu
Ve Gazze'deki yıkım göstermiştir ki tek kurutuluş cihad'dadır. Cihad öyle büyük bir amel ki bizi bu amelden mahrum bırakmak için her yolu seçmekteler... Uzun zamandır cihad üzerindeki kara propaganda bugün etkisini önemli oranda yitirmiştir. Bizlere de düşen bir an önce aradaki ihtilaf ve fitnecileri ortadan kaldırıp cepheleri oluşturmaktır. Her söz bir çağrı ve her söz bir amel.
Sen nemlendireceksin yüzünü en gözde ürünlerle ama gözlerin nemlenmeyecekse acıların karşısında, bakımlı ellerin, pürüzsüz cildin, gözaltında gittikçe azalan kırışıklıklarınla muhteşem bir insan olmanın yanından bile geçemeyeceksin. Kusursuz bir ceset olacaksın belki ama kusurlu hasarlı ruhun güzelliğini ne yaparsan yap yansıtamayacak. Zevkperst Kulların Boykot Sorunsalı... Ben bu tuşlara basarken sen bu yazıları okurken ve birileri çılgınca alışverişler yaparken, çocuklarımız dondurmalarını yalarken, hesapsız içilen kolaların sonunda 'ohh' lar çekilirken her saniye birileri ölüyor. Bizler bir zamanlar restoranda yemek yemenin 'haram' olduğuna içtihat etmiş hocaların talebeleriyiz. -Bir yerlerde masumlar onca zulümlerin altında inlerken ve gözetilmesi gereken bunca fukara varken- Sahillerde konfor avcılığı yapan, tatil hayalleri peşinde koşan zavallı öğrencileriz... Çok büyük veballerle verilmesi çok zor hesaplarla ahirete doğru gidiyoruz. Zevkperest kullarıyız Rahman'ın. İftar vakitlerinde bulgur pilavının üzerine yığılan masumların kanları var hepimizin ellerinde. Ve bu lekeyi hiçbir temizleme jeli geçiremeyecek. Ve kararmış kalplerimizi sevimsizleşmiş yüzlerimizi hiçbir kozmetik malzemesi güzelleştiremeyecek. Lezzetleri acılaştıran evet ağızların tadını kaçıran Gazze'yi çokça hatırlayınız. Asla unutmayınız. Boykotlar kısa sürmesin. Boykot evet! Bulgur pilavı ile ayrana talim edecek kadar Boykot! Alıntı.
Senden sonra 23 şehir gezdim. 3 kilo aldım. Saclarımı 6 kez boyadım. Dünya bilmem kaç 365 günde bilmem kaç dönümünü tamamladı. Darbe oldu. ihtilal oldu. Barış gelmedi. Savaş bitmedi. Seni özledim. iltica edecek tek yer bulamadım. Gittiğim her yerde senden bir nefes bıraktım. Belki yürürsün aynı sokakta. Ayak izime denk düşer ayak izin. Belki saçına değer nefesim Belki sen de bir gün özlersin diye, seni uzakta bıraktım. Seni uğurladım. Sana kavuştum. Seni terk ettim. Bilmem kaç kilometre yol gittim. Evren kaydı. Sen göğüs kafesimden *MiLiM* kaymadın.
Reklam
1.000 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.