… bir sürgün yalnızlığıyla on iki ay boyunca orada yaşamak zorundaydım.
…
Boş zamanım olacağını düşünüyordum, yaşamımın son yıllarında uzak kaldığım okumalarla beynimi doldurmayı istiyordum.
"Kendini nasıl bir şeyin içine soktuğunun farkında mısın Angelina?" diye sordu. Baldırındaki kılıftan bir bıçağa uzandı- ğında kocaman gözlerle izledim.
Göğsüme doğru yönelttiği kocaman bıçağı takip ettim ve bıçağın hafif kıvrımlı ucunu gömleğimin ilk düğmesinin altına taktı. Pürüzsüz metal yüzeyinin üstünde kurumuş kana benze- yen
Rivayet o ki Osmanlı'da varlıklı, güçlü bir şair kadın varmış, Leyla Saz Hanım. Konağında yalnız yaşarmış. Niçin evlenmiyorsun dediklerinde ise şu cevabı verirmiş: Bir kedim, bir köpeğim, bir de papağanım var, kocaya ihtiyacım yok.Kedim gün boyu sokaklarda, damlarda dolaşır, akşamdan akşama eve yemek yemeğe, uyumaya gelir. Köpeğim gün boyu uyur, arada bir sokaktan geçenlere erkeklik yaslayıp havlar. Papağanım ise gece gündüz yakası açılmamış küfürler savurur. Böylece bir kocaya ihtiyacım kalmıyor bu üçü sayesinde.