Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Metin
Marx da buna paralel olarak, Darwin kendini bizzat Malthusçu yaşam mücadelesi teorisine borçlu hissettiği için, Darwin ile Malthus arasındaki yanıltıcı ilişkiyi, biyolojinin ekonomi politik tarafından haksız ilhakının kaynaklarından biri olarak aydınlatmaya uğraşıyodu. İki öğreti arasındaki bağdaşmazlıkları titizlikle ortaya koyan Marx, Darwin'in farkında olmadan Malthus'un fikirlerini çürütecek silahlar ürettiği sonucuna varıyordu: "Darwin, Malthus'u yere seriyor" (Artık Değer Teorileri II, 129; 18 Haziran 1862 tarihli mektup; Anti-Dühring, 99-100).
Sayfa 190 - Yordam KitapKitabı okudu
Darvincilik başlıklı makale
24 Kasım 1859'da, Türlerin Kökeni'ni yayınlayan Darwin, bilimsel evrim teorisinin temelini atarken, canlı varlık popülasyonlarında üreme sırasında gerçekleşen küçük değişiklikleri ve bu varyasyonların doğal seçiliminin özellikle çevreye ve nüfus fazlasına bağlı olduğunu ifade eden varyasyon/seçilim kavramsal çifti sayesinde biyolojide
Sayfa 188 - Yordam KitapKitabı okudu
Reklam
" Çift Kişilikli Gibi" Diye Tabir Edilen Oluş (II)
Bazı durumlarda duygusal patlama alkol ya da madde etkisi olmadan da gerçekleşebilir. Kişi hakaret, küçük düşürülme, aldatılma, terk tehdidi gibi duygu yoğunluğunun belli bir eşiği aşmasına neden olabilecek zorlayıcı deneyimler yaşadığında kişilik değiştirircesine adeta bir “canavar”a dönüşür.
Toplumcu Narsisizm (II)
Özellikle taşradan metropole gelmiş yüksek işlevsellikteki narsisistik birey, bir iş kurar ya da devralır ve sülalesinde çalışmak isteyenleri yetkin olsun olmasın işe alır, ailelerinin sorumluluğunu üstlenir, evlenenlerin düğünlerini, çocukların sünnet düğünlerini finanse eder, hastaların sağlık giderlerini karşılar, başı sıkışanların garantörlüğünü yapar. Metropolün ortasında kabile reisi, ya da köy ağası gibi işlev görür.
II. Selim’in ünlü camii Selimiye Osmanlı klasik devrinin en ünlü eseridir.
Sayfa 170Kitabı okudu
Biterken..
1948’de İsrail’in kurulmasıyla artık uluslararası problemler yumağına dönüşen Filistin, bugün sadece “sorun” denkleminde değerlendirilse de şüphesiz bu ilginin çok daha fazlasını hak ediyor..
Reklam
Sürgünler
Halklann sürgün edilmesi Yakın Doğu'da, Mısır'da, Hitit Krallığı'nda ve Urartu'da yaygın bir uygulamaydı. Asur yazıtları, fethedilen halkların ilk sistematik sürgünlerini II. Aşurnasirpal döneminde gerçekleşmiş gibi gösterir. Sürgünlerin ilk amacı Asur'a karşı yükselebilecek isyan hevesini etkisiz hale getirmekti. Babil'in Asurlulara karşı sık sık isyan eden Keldani nüfusu bu sürgünlerin bilhassa kurbanı olmuştu.
Komşu Suriye,Komşu Ürdün , Komşu İran..vah vah vahh
Filistinlilere yönelik saldırgan politikalar yürütmekte İsrail yalnız değil. Bu nedenle böyle pervasız zaten..
Sayfa 84
Aguinaldo hükümeti önderliğine giren karşı-devrimci spekülatörler sürüsü, ABD emperyalizminin Filipinler'de siyasi bir parti kurmasına izin verilen ilk yerli politikacı grubuydu. Onların Partido Federal'i, Filipinler'in ABD'ye katılması için kampanya yürütüyordu. Bu hain partiye üye olmak yabancıların bayrağına sadakatin bir kanıtıydı ve ABD emperyalizminin kurduğu sömürgeci bürokrasiye atanma garantisi anlamına geliyordu. Partido Federal fazlasıyla gözden düşüp izole olduğunda, ABD emperyalistleri Partido Nacionalista'nın bürokratik yardımını aldı ve bu partiye sömürgecilik yaparken halka yurtsever sloganlar atan özel bir rol verdiler. Bu yeni hain partinin lider sınıfı, seleflerinden farklı değildi. Partido Nacionalista, bağımsızlık iddiası ve halkın egemenlik haklarını savunur gözüken özel rolü ile uzun bir süre kukla siyasetlerin egemen olmasında oldukça etkili oldu. Ancak, II. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD emperyalizmi, Partido Nacionalista içindeki en gerici kanattan yeni bir parti oluşturarak yarı-sömürge yarı-feodal bir toplum sınırları içinde bir tarafın diğerini kontrol edeceği iki partili bir sistemin sürdürülmesini uygun buldu. Yüzyılın son çeyreğinde Partido Nacionalista ve Partido Liberal'in programlarında, ABD emperyalizmi, feodalizm ve bürokrat kapitalizmin meselelerime yönelik temel herhangi bir fark bulunmuyordu. Her iki tarafın da her seviyedeki takipçileri bir partiden diğerine kayabiliyordu. Bu kukla siyasi partiler, her zaman Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti ya da Coca-Cola ve Pepsi-Cola gibi birbirine benzer.
Ben asla fark etmeyeceğiniz değişimler gördüm. -II. LETO
Reklam
Ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı
i. Tarihselciler, neden Kur’ân’ın hükümlerini çağın hükümlerine uygun hale getirmeye gayret ediyorlar da, çağın hükümlerini Kur’ân’ın hükümlerine uygun hale getirmeye çalışmıyorlar? ii. Tarihselciler, asr-ı se‘âdet ve kısmen de hulefâi râşidîn dönemi dışında tarihte, Kur’ân’ın bütün hükümlerinin harfiyyen uygulanmasına rağmen onun tarihsel
Konuştun güneşi hatırlıyordum Gariptin yepyeni bir sesin vardı Bu ses öyle benim öyle yabancı Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı
Sen geldin ve benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi ve üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu Bulutlar geldi altında durduk
Falih Rıfkı Atay ve meşhur kitabı
“Ümmet” mefhumuyla “milleti” kafa kafaya tokuşturan ve reyini ikinciden yana kullanan, “kulluktan” çıkıp artık “vatandaş” olduğunu savunan kim bilir kaç nesil Zeytindağı’nı başucu kitabı yaptı..
Sayfa 39
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.