Her ne kadar İslamcı politikalar uygulasa da II.Abdülhamid özellikle devrin İslamcı düşünürleri tarafından hiç sevilmemiştir. Bu devre "istibdat devri" diyen İslamcıların yayın organlarından Misbah'da bir köşe yazısında bu istibdat yönetiminin her türlü kötülüğün anası olduğu belirtilerek yerden yere vurulmaktadır.
Fakat II.Abdülhamid'in Panislamizmi, bütün Müslümanları birleştirme emelinden ziyade halkını İslami anlamda devlet etrafında birleştirmek için bir tür ön-ulusalcı çaba idi.
Zira II.Abdülhamid, devletin bekasını Müslümanların birleşmesinde ve İslam'ı tatbikte görmüştür. Aynı zamanda teknik anlamda Osmanlı Devleti yetersiz olduğundan toplumsal birliği sağlamada Panislamizm'den istifade etmek istemiştir.
II. Abdülhamid dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman etkisinin yerleştiği bir zaman kesitini kapsar. Jön Türkler iktidara geldiklerinde bu nüfuzu daha büyük boyutlarda devam ettirmek ten başka bir şey yapmamışlardır. Alman nüfuzunun yerleşmesinde dünya konjonktürü, Osmanlı İmparatorluğu'nun iç siyasi- iktisadi durumu ve egemen ideolojisi etken öğeler olmuştur.
Abdülhamid Han dönemi denildiğinde akla gelen en önemli yapılardan biri hiç şüphesiz saat kuleleridir. Saltanatının adeta imparatorluğa yayılmış mührü gibidir bu önemli eserler.
Şerif Mardin bu dönemi tahlil ederken şöyle der, "Bugün, yapılan her araştırma, Abdülhamid devrinin, her açıdan önemli bir modernleşme devresi olduğunu daha açık bir şekilde gösterecektir."