Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siyasetinin merkezine denge politikasını koyarak devletin çöküşünü engellemeyi ve devleti yeniden güçlendirmeyi temel hedef olarak belirleyen II. Abdülhamid Han, Osmanlı padişahlarının Tanzimat döneminden beri bürokrasi karşısında gerileyen gücünü yeniden tesis etmiş ve eğitimden ekonomiye, dış politikadan kültür ve medeniyete kadar birçok alanda önemli başarılara imza atmıştır.
Türkçenin konuşma dili olarak empoze edildiği devir Tanzimat Dönemi ve II. Abdülhamid devridir. O dönemlerde Arap ülkelerinde de Balkanlar'da da Türkçeyi kullanan bir üst tabaka oluşmuştur.
Reklam
İLK KEZ TAHT DEĞİŞİMİNDE ABİDEN KARDEŞE GEÇME SÜRECİ
1603 yılında padişah olan Sultan I. Ahmed kardeşlerini öldürmeye lüzum görmedi ve 1617'de vefatından sonra, oğulları bulunduğu halde, bunlar yaşça küçük olduğundan kardeşi Sultan I. Mustafa tahta geçti. Böylece ilk defa bir padişahın yerine oğlu değil, kardeşi geçiyordu. Bu fiilen Osmanlı veraset telakkisinin değişmesi demekti. Çünkü Osmanlılarda o zamana kadar muayyen bir veraset prensibi olmamakla beraber, tahta hep önceki padişahın oğlu geçerdi. Sultan I. Ahmed'den sonra, hanedanın ‘erşeď (akıl sağlığı yerinde) ve 'ekber' evlâdının padişah olması hükmü getirildi ve ondan sonra bir-iki istisna dışında şehzâde katledilmedi. Ne var ki şehzadeler sancağa çıkarılmıyor, dolayısıyla halkla temas kuramıyor, tabii devlet yönetiminde de tecrübe kazanamıyordu. Kendilerine tahsis edilen dairede yarı hapis hayatı yaşıyorlardı. Bu yüzden çoğunun sinirleri harap oluyordu. Doğaldır ki, bileğinin hakkıyla padişah olma dönemi kapanınca, şehzade eğitimi de tavsamış, yetersiz padişahlar dönemi de böylece başlamıştı. Sultan I. Ahmed'in getirdiği veraset sistemi, 1876 tarihli Kanun-ı Esasî'ye girdi. Bir ara Sultan Abdülaziz ve daha sonra Sultan II. Abdülhamid bu usulü değiştirerek tahta genç ve dinamik kimselerin geçmesini sağlamak maksadıyla eskiden olduğu üzere ve Avrupa hanedanlarındaki gibi babadan oğula intikal eden bir veraset usulü kurmak istedilerse de başaramadılar.
II. Abdülhamid dönemi
Silahlı bir erkeğin çarşaf ve peçeli olarak bir eve kadın gibi girdiği ve zor kullanarak hırsızlık yaptığı öğrenildiğinden bu gibi durumların görülmemesi için çarşaf yasağı tekrarlanmış, fakat bu konulup kaldırılan veya gevşetilen yasaklar çarşaf giyilmesini önleyememiştir.
Sayfa 175Kitabı okudu
Rumen yazarın gözüyle, 1906 yılı II.Abdülhamid dönemi İstanbul
Yüzyıl önce memleketimin tahtı bu şehirde hâlâ bir açık arttırmayla kiralanıyordu. Bu şehir ki, sadece adı bile uyruklarını titretmeye yeterdi... Bu adamlar nasıl olmuş da bunca katı davranabilmişler? Öyle uysal, öyle boyun eğmiş gõrünüyorlar ki. Onları bu halde gõrūnce insanın, Viyana kapılarına kadar korku salmış olan o koca yatağanları kaldırmaya güçlerinin olduğunu sanacağı geliyor.
Sayfa 14 - Oda Yayınları
Çocukların eğitimine karşı hassas bir Sultan
II. Abdülhamid'e göre gayrimüslim çocukları Müslüman çocuklarına nazaran daha iyi bir eğitim imkânına sahiptir. Bundan dolayı Müslüman çocukları gayrimüslimler karşısında geride kalmaktadır. İşte bu konuya bir çözüm olması düşüncesiyle kimsesiz Müslüman çocukları eğitecek ve Sanayi mektebine geçiş yapılacak tarza bir okul yapılmasını emretmiştir. Aynı zamanda bu okulun masrafları için kendi hazinesinden de para ayırmıştır. Sultan, kamuoyunun da bu konuda bilinçlenmesi için gazeteler aracılığıyla bu durumun duyurulmasını ve böylece hayırseverlerinde bu kampanyaya katılmalarını sağlamak istemiştir.
Sayfa 28
Reklam
Bize ezberletildiğine göre, Atatürk dönemi en büyük eğitim hamlelerinin yapıldığı dönemdir. Hâlbuki en büyük eğitim atağı Sultan II. Abdülhamid'in padişahlığı döneminde yapılmıştır.
Sayfa 131Kitabı okudu
Dönemin sosyal yapısı
Bu dönemde ahlâk çerçevesinde okulun çevresi de dikkatle takip edilmiş ve öğrencilerin ahlâkını etkileyecek veya etkilemesi muhtemel durumlara karşı tedbirler alınmıştır. Şehzadebaşı İbtidaî Mektebine giden çocuklar, bölgedeki arabacılardan korunmak istenmiştir. Çünkü hem arabacılardan meydana gelen pislik sıhhatleri açısından, hem de arabacıların kendi aralarındaki konuşmaları ve davranışları, ahlâkî bakımdan sakıncalı görülmüştür. Okulun çevresindeki ahali bu durumu ilgili mercilere şikayet ederek arabacıların başka bir bölgeye nakillerini istemiştir (B.O.A., M.F. MKT., 1307:117/2).
Sayfa 43
Türkçenin konuşma dili olarak empoze edildiği devir Tanzimat Dönemi ve II. Abdülhamid devridir. O dönemlerde Arap ülkelerinde de Balkanlar'da da Türkçeyi kullanan bir üst tabaka oluşmuştur.
Sayfa 285Kitabı okudu
"... hiçbir Osmanlı padişahı, hem başkentte hem de ülkenin genelinde eğitim seferberliği konusunda Abdülhamid Han ve dönemi ile yarışamaz."
Sayfa 133 - Timaş Yayınları
220 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.