Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
II. Abdülhamid döneminin bir modernleşme ve hızlı bir bürokratik ihtisas yapılanması dönemi olduğunu söylemek zorundayız. Fakat aynı zamanda da tatsız bir otoriter rejim kurulması, polis rejiminin gelmesi ve daha kötüsü, bu polis rejiminde halkın insiyatifine guvenilmemesi söz konusudur.
496 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Yakınçağ tarihimizin ana meselesi olan ve klasik Osmanlı devlet düzenin bu bağlamda dönüşümü için atılan adımların başında gelen Osmanlı modernleşmesinin bir tahlilini yurt dışı eğitimi ekseninde irdeleyen bu eser, modernleşme hafızamızın önemli fakat bugüne kadar ihmal edilmiş bir noktasından bizlere eksik olan parçaların büyük resim için kıymetini bir kez daha ortaya koyuyor. Eser konu aldığı alan ve zaman dilimini üç ana başlığa bölerek yaklaşık 100 yıllık bir süreci daha anlaşılır bir halde okuyucularına sunuyor. I) Tanzimat Modernleşmesi : Modern ürünleri/Sonuçları aktarmak II) II.Abdülhamid dönemi : Özgül modernleşme denemesi III) II.Meşrutiyet dönemi : Paradigmatik modernleşme Eser, tarihsel arka planın üzerine konumlandırdığı sosyolojik yöntemleri, konunun her yönden irdelenmesi için bir zemin olarak kullanarak, belli bir disiplin çalışması (her ne kadar kapağında sosyoloji etiketi taşısa da ) olmaktan çıkarıp, bir muntazam sosyal bilim çalışması halinde şekillendirmiş. Kitabın eklerinde verilen tablolar ve belgeler, hem iyi bir seçki ile oluşturulmuş hem de çalışmanın arşiv boyutunun ne kadar ciddiye alındığını kanıtlar nitelikte. Kaynakça kısmı bu alanda okuma yapmak isteyenler ve akademik çalışmalar için yol gösterici konumunda. Ezcümle, yakınçağ tarihçilerinin kütüphanesinde mevcut olması elzem bir çalışma.
Osmanlı'da Yurt Dışı Eğitim ve Modernleşme
Osmanlı'da Yurt Dışı Eğitim ve ModernleşmeAynur Erdoğan · Büyüyen Ay Yayınları · 01 okunma
Reklam
264 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Kimilerine göre Kızıl Sultan, kimilerine göreyse Ulu Hakan... Türk tarihinde hakkında en çok tartışılan padişahıdır. II. Abdülhamid dönemi Osmanlının en çalkantılı yıllarıydı. ● I. ve II. Meşrutiyet, Kanun-i Esasî, 93 Harbi, Rumeli'nin kaybedilmesi, Doğudaki kentlerin Rus işgaline uğraması, Kıbrıs'ın elden çıkması, Ermeni İsyanları, 31 Mart Vakası, İttihat ve Terakki'nin güçlenmesi, Bağdat ve Hicaz demiryolunun açılması, Panislamizm Politikası bu ve daha birçoğu Abdülhamid döneminde gerçekleşmiştir. II. Abdülhamid'in Osmanlı toprakları üzerinde emelleri olan devletlere karşı uyguladığı denge politkası (siyaseti) sayesinde bu emellerine uzun yıllar ulaşamamışlardır. Kanımca Abdülhamid'in dönemin şartlarına göre değerlendirilmesidir. Birçok konuda olduğu gibi Abdülhamid hakkında da çeşitli görüşler yer almaktadır. Tarihçilerin üzerinde uzlaşamadığı padişah olarak günümüzde hâlâ tartışılmaktadır. Kitaba gelince olaylara objektif bir şekilde yaklaşılmakta. Doğrusu yanlışı okuyucuya bırakılmıştır. Tarafsızlığı da gözden kaçmayacaktır. Tarih meraklıları için o döneme dair sağlam bir alt yapı oluşturacaktır. Bilgilerin taze kalması adına tekrar tekrar okunabilir. Güzel bir kaynak kitap Peşin hükümler yerine okunması gerektiğini düşünüyorum. En azından bazı konular hakkında karınca kararınca fikir sahibi olabilelim. "Ecdat tarih yazmış evlat okumaktan aciz." Der Necip Fazıl. Tarih öğrenmeyeler onu tekrar yaşamak zorunda kalır. Bilinçli nesiller yetiştirmek adına okumalı okutturmalı. Özellikle her eğitimciye düşen en büyük görev bu olsa gerek !
Kurtlar Sofrası
Kurtlar SofrasıArif Tekin Kutlu · NoktaKitap · 197561 okunma
II. Abdülhamid döneminin bir modernleşme ve hızlı bir bürokratik ihtisas yapılanması dönemi olduğunu söylemek zorundayız. Fakat aynı zamanda da tatsız bir otoriter rejim kurulması, polis rejiminde halkın insiyatifine güvenilmemesi söz konusudur.
340 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
İki bölümden oluşan ilginç bir eseri geride bıraktık. İki farklı önsöz mevcut bu kitapta. Bunu nasıl anlatsam. Atatürk adını duyunca kendini kaybeden iki grup var. Biri her şeyi ona bağlayıp her sıkıştığında ona sığınan ama bunu kötü anlamda kullanan grup, diğeri de şeytan görmüş gibi kaçan grup. Öyle ki bir grup DİN altına sığınmış diğeri de
Kutsal Yemin - Mustafa Kemal Atatürk
Kutsal Yemin - Mustafa Kemal AtatürkAli Kuzu · Kariyer Yayınları · 20099 okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sultan Abdülhamid’i Anlamak
Bir kitabın son cümlesi; “Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır.” / Necip Fazıl Kısakürek Sultan Abdülhamid Han’ın Devlet-i Aliyye’nin başına geçmesinden (31 Ağustos 1876) vefatına kadar (10 Şubat 1918) olan hadiseler anlatılıyor. Kitap isminden de anlaşılacağı gibi Ulu Hakan, kurtlara gerek masada gerek sahada kendine has usulüyle
Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 1
Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 1Mustafa Armağan · Ketebe Yayınevi · 20183,725 okunma
Reklam
560 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yusuf İzzeddin
Yusuf İzzeddin, Osmanlı şehzadeleri içerisinde belki de inişli-çıkışlı ve bazı ilkler bakımından en dikkat çeken kişidir. Şehzadelerin çocuk sahibi olmasının yasak olduğu bir zamanda, amcası Sultan Abdülmecid'in saltanatında babası henüz şehzade iken dünyaya gelir. Ve varlığı tam 4 yıl kamuoyundan gizlenir. Taa ki babası tahtta çıkınca
Yusuf İzzeddin
Yusuf İzzeddinAli Akyıldız · Tarih Kitaplığı · 20225 okunma
Abdülhamid Dönemi
Padişah, hanedan , azası , sarayın adamları , katipler ,karinler ,mabeyinciler, seccadeci başılar, kilerci başılar, esvapçı başılar, ibrikçi başılar, şefleri (darüssüâde ağası) adını taşıyan ve vezir rütbesine kadar yükselen harem ağaları, valide sultan kâhyaları, takım takım muhafızlar, tüfenkçiler, silahşörler, ağalar, jurnalciliği meslek edinen kimseler, imtiyazlı bir sınıf teşkil ediyordu. Bir adamın meziyeti, hizmeti sayesinde bir mevki kapmasına ve ilerlemesine imkân yoktu. Makbul olan şey, eski gidişin taraftarı olmak, Padişaha körü körüne bağlılık göstermek, mensuplardan birinin yakını olmaktı. Eski derebeylik ölçüsünde kurulmuştu. Bütün bu mensuplar birbiriyle hoş geçinir insanlar değildi. Gözde olanların ayağına karpuz kabuğu koymak, mensuplar arasında nüfuz bakımından daha fazla mertebe almak için boyuna entrikalar, tezvirler, jurnaller devam ediyordu. Jurnaller, gizli çalışan divanı harplere havale ediliyordu. Usuller keyfi idi. Sürgün felâketi her gün, her saat, her ailenin karşısına çıkabilirdi. Bu sebeple politika bakımından ortalıkta bir ölüm sükûtu hüküm sürüyordu. Suya sabuna dokunmak istemeyen her adam gölgesinden korkuyor, gazeteler Padişahın dualarıyla ve onu övmelerle dolu olarak çıkıyor, asıl tenkit ve münakaşalar gizli temaslarla yapılıyor veya yurdun dışındaki Jöntürk gazetelerinde yer alıyordu.
429 öğeden 281 ile 290 arasındakiler gösteriliyor.