Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Charles Dickens tarafından yazılan kitap, tarihsel bir roman ve klasik edebiyatın önemli eserlerinden biri . Dickens, toplumsal adaletsizlikler, yoksulluk ve çaresizlik gibi konuları işleyen eserleriyle tanınıyor.
Kitap, farklı sınıf ve uluslardan gelen karakterler arasındaki ilişkileri, insan doğasının karanlık yönlerini, toplumun acımasızlığını ve güç ilişkilerini ele alıyor.
İngiliz ve Fransız toplumlarının ve hükümetlerinin durumları arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları carpıcı bir hikaye ile ele alıyor.
Tarihsel romanlardan hoşlananlar için güzel bi seçenek , keyifli okumalar :)
Spoiler içermez
Dünyada 200 milyon satan bir kitap İki Şehrin Hikayesi… Şimdiye dek okuduğum en iyi başlangıç paragrafına sahip bir kitap.
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü... Akıl çağıydı, akılsızlık çağıydı... İnanç devriydi, kuşku devriydi... Mevsimlerden Aydınlık'tı, mevsimlerden Karanlık'tı... Umudun baharını, çaresizliğin kışını yaşıyorduk... Elimizde hem her şeyimiz vardı, hem de hiçbir şeyimiz yoktu...” Çevirilerde farklılık olsa da benim kitabın(Koridor Yayınları) başlangıcı bu şekilde başlıyordu..
Kitap Fransız ihtilalini konu alıyor. Kitabın isminde bahsi geçen iki şehirden biri Paris diğeri Londra. Fransız ihtilali öncesinde yoksul halkın çektiği sıkıntılar kitapta dikkat çekiyor ve bu yoksulluğa sefalete dayanamayan halk ayaklanmaya başlıyor. İsyandan dolayı mahkemelerde yargılanıyor bazı isyancılar ve sonucu giyotin ile ölüm oluyor suçluların.
Kitaptaki politik olayların dışında müthiş bir aşk yaşanıyor. Bir tarafta platonik bir aşık var ve bu aşık, aşkı için daha neyi feda edebilir diyorsunuz.. Kitabı okuduktan sonra tahlilini yaptığımız arkadaşlarla bu aşk üzerinde de biraz durmuştuk ve beni etkileyen bir durum olduğunu belirtmiştim. Şuan neyden bahsettiğimi anlamamış olabilirsiniz çünkü spoiler vermeden bahsetmeye çalışıyorum. Okuduktan sonra daha iyi anlaşılır.
Ben kitabı çok beğendim okumanızı tavsiye ediyorum. Olaylar bazen karmaşık gelse de sürüklüyor kitap kendini akışa. Çeviri açısından sıkıntılı yayınlar piyasada var. İş bankası, Can yayınları, Koridor yayınları gibi yayınlardan okunması daha iyi olacaktır.
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana... (S/13)
Muazzam bir eser olduğunun
Sydney CARTON diye yazılır “ADAM” diye okunur:)
Uzun zamandır merak ettiğim bir kitap. Fransız ihtilaline zemin hazırlayan ortam, sonrasında olanlar, Paris Londra arasında geçen bir hikaye.
.
On sekiz yıl yattığı Bastille Hapishanesi’nden çıkan Doktor Manette’ le, İngiltere’ye gönderdiği kızının Londra’da sürdürdükleri yaşamları, yollarının tekrar Paris’e düşmesiyle iradeleri dışında bir seyir kazanır. Sürükleyici gerilimi, güçlü lirizmiyle devrimi, toplumsal mücadeleyi, zalimliği, yoksulluğu ve aşkı çağının nabzını da tutarak olanca ihtişamıyla anlatan İki Şehrin Hikâyesi, bu nitelikleriyle hem klasik edebiyatın zirvelerinden hem de tarihin en güçlü hikâyelerinden biridir.
.
Etkileyici, okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum
Eser Charles Dickens'in büyük "Tarihi Romanı" olarak bilinmektedir.
Kitap aslında ilk başlarda biraz yorucu geldi. Fakat ilerledikçe ve yazarın amacını anladıkça kesinlikle okunması gereken bir kitap dedim.
Konu olarak şu söylenebilir: Fransız İhtilalinin öncesinde ve sonrasında iki şehirde (Paris ve Londra) yaşanan olayların ortasında kalan bir ailenin hayatını anlatmaktadır.
Romanda olmazsa olmaz "aşk" teması geri planda kalsa da yine de var ve bunu sonlara doğru çok iyi hissedeceksiniz.
Yazarın asıl amacı bana göre bir İngiliz olarak, Fransız İhtilali'nden etkilenip kendi milletinin bundan ders çıkarmasını istemektedir. Ne kadar başarılı olmuş tartışılır fakat bu mesajı belirgin olarak hissettim.
Eser zaten dünyada en çok satılan eser ve kesinlikle tavsiye edilir.
Aşk için neleri feda edersin? Kitabı bitirdikten sonra kafamda tam olarak beliren soru bu oldu.
İki sehrin hikayesi tüm zamanların en çok satan kitabı olmasıyla ün salmış bir roman. Peki bunu hakedecek ne var kitapta der dediğinizi duyar gibiyim. Kitapta her şeyden bir miktar yerleştirilmiş. Kitabın en başından beri belirsiz olaylar örgüsü var ve kitabın sonuna kadar bu durum sürüyor ve en sonunda gizemler tam olarak çözülüyor. Peki içerigi nedir derseniz adına layık bir şekilde iki şehrin hikayesini anlatıyor. İngiltere ve Fransa..
Fransız Devrimi öncesi sefalet içerisinde yaşayan halk ile tam bir şekilde yoksulları sömüren asilzadeleri anlatıyor. Fransız devrimiyle beraber bu olay tam tersine dönüşüyor. Ezilen halk bir anda gözünü kan bürümüş bir canavara dönüsüyor denilebilir.
Kitap genel olarak Dr. Manette ve kızının yaşadığı olayların üzerinde dönüyor. Kitabın sonuna kadar farklı karakterlerimiz devam ediyor fakat spoiler vermemek için karakterlere çok değinmek istemiyorum. Belli bir düzensizliğin kitabı hiçbir zaman adil bir hayat olmuyor kitabın sonunda da bunu gayet iyi anlıyoruz. Bir zamanlar gaddarlığı ve acımasızlığı yaşayan insanlar durum tam tersine döndüğünde neden daha gaddar olurlar ki ? Kitabı bitirdikten sonra bunu sorguladım. Demek ki insanlık olarak acımasızlık bizim içimizde. Merhamete sığınan günler dileğimle...