Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İbrahim Ali

Nous avons un fade roman. Pourquoi? Parce que nous n’avons pas de poésie.
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan
Moi, je voudrais que personne ne connaisse ni la vivante ni la morte. Qu’elles soient toutes les deux comme des chardons, qu’on ne remarque même pas mais qui piquent le moment venu.
Reklam
 Aujourd’hui, maman est morte. Ou peut-être hier, je ne sais pas. J’ai reçu un télégramme de l’asile. « Mére décédée. Enterrement demain. Sentiments distingués. » Cela ne veut rien dire. C’était peut-être hier./ Annem ölmüş bugün. Belki de dün, bilemiyorum. Huzurevinden bir telgraf aldım: "Anneniz vefat etti. Yarın defnedilecek. Saygılarımla." Bundan hiçbir şey anlaşılmıyor. Bekli de dün öldü. (şeklinde çevirebilirim)
Zaten ölüm bizi korkutmamalıdır çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde de biz yokuz.
Gerçekten de bu dönem, hukuksal ve siyasal alanda göreli ve ikircikli bir çağdaşlaşmayı, sosyal ve ekonomik alandaysa yarı sömürgeleşmeyi ifade etmektedir. Burada çelişki yorumlarda değil olayın kendisindedir. Yorumlar için olsa olsa olayın yalnızca bir yüzüne bakmalarından dolayı kısmî kaldıkları eleştirisi yapılabilir. Yalnız hukuka, yalnız siyasala, yalnız sosyo-ekonomik yapıya değil de tümüne birden bakıldığında Tanzimat olayının çelişkili karakteri kolayca fark edilir.
Sayfa 120Kitabı okudu
Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’nin kuruluşuyla ilgili tartışmalarda Mustafa Reşit Paşa’nın takındığı bir tutum ilginçtir. Paşa, bu kurul üyelerinin padişah tarafından seçilip atanmaları ve gerektiğinde de azledilip değiştirilebilmeleri görüşünü savunuyordu. “Liberal” nazırı buna iten nedenin, muhafazakârların buralara sızması korkusu olduğunu, padişaha yazdığı bir tezkereden anlıyoruz.