Modernizm" ve "postmodemizm" terimlerinin daha geniş kültür komplekslerine gönderme yapan daha kapsamlı kullanımları da var: Yani bu durumda modemizm modernliğin kültürü ve postmodemizm de postmodernliğin doğan kültürü oluyor. Daniel Bell bu konumu benimsemektedir. Ona göre, modernliğin temel kültürel varsayımı, iktisadi alanda burjuva girişimciyi ve kültür alanında engellenmemiş benlik (bu, ilk ifadesini modernizmde bulur) doğrultusundaki sanatsal arayışı doğuran kendi kendini belirleyen özerk birey idealidir. Bell'e göre modernizm, kitlesel tüketimin hazcı kültürüyle bütünleşerek geleneksel burjuva değerlerini ve Püriten etiği altüst eden hasmane bir kültürü zincirlerinden boşaltan çürütücü bir güçtür. Bell'in analizi üç alanın, politika, kültür ve iktisat alanlarının birbirinden ayrılıp kopması nosyonuna yaslanır; o nedenle Bell'in çalışmalarında, iktisattaki ya da toplumsal-iktisadi düzendeki bir değişikliğin, sözgelimi postendüstriyel toplum doğrultusunda görülen bir değişikliğin yeni postmodemizm kültürünü doğurduğu bir temel üstyapı modeli aramanın hiçbir anlamı yok. Tersine, postmodernizm, modernizmin arzu, içgüdü, zevk alma yönelimlerinin çatışkılı eğilimlerinin toplumun yapısal gerilimlerini ve alanların birbirlerinden kopmasını kızıştırarak modernizmin mantığını en uca taşımak üzere zincirlerinden boşalmasının daha da ağırlaşması olarak kavranır.
Yusuf Enes Sezgin - Firdevs Bulut / İslâm İktisadı ve Piyasa.
İktisat Yayınları, hazırlamış olduğu dizi eserlerle İslam iktisadı alanında, Türkiye'deki temel kaynak ihtiyacını karşılayarak, alana dair yapılan çalışmaları bir araya getirmektedir. Nisan 2014'te İslâm iktisadı çalışmalarını, finansal alanın kısıtlamasından kurtararak, bütün yönleriyle ele almak ve İslam iktisadının alternatif bir sistem olarak iddiasını sürdürmesini sağlamak maksadıyla, II. İslam iktisadı Atölyesi: İslam iktisadı ve piyasa başlıklı uluslararası bir toplantıdan sunulan tebliğlerden meydana gelmektedir.
Bir Sunuş yazısı ve değişik milletlerden İslam iktisadı üzerine çalışmış olan altı bilim adamının makalesinden meydana gelmekte olan kitabın sonunda Dizin mevcuttur.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Lale Devri’nde olduğu gibi, 1860’lardan sonra Batılılığı bir felsefe ve iktisat sistemi olarak görmeyip onu daha çok yüzeysel yönleri, adabı muaşeret usulleri ve Batı’da hâkim olan modalar açısından değerlendirenler ve kullananlar olmuştur. Bu tipler zamanın yazarlarınca devamlı olarak eleştirilmiştir. Ahmet Mithat’ın "Felatun Bey"leri, Recaizade’nin "Bihruz"ları, Ömer Seyfettin’in "Efruz"ları Tanzimat (ve hatta XX. yüzyıl) edebiyatının ana karakterlerinden birini oluşturmuşlardır.
1. Bernard Lewis - Modern Türkiye'nin Doğuşu
2. Selim Erdoğan - Sakarya-Büyük Taarruz.
3. Falih Rıfkı Atay - Zeytindağı
4. Halil İnalcık - Atatürk ve Demokratik Türkiye
5. Justin McCarthy - Ölüm ve Sürgün
6. Selim Deringil - Denge Oyunu
7. Şevket Süreyya Aydemir - Tek Adam
8. Taner Timur - Türk Devrimi ve Sonrası
Önemli Kitap
9. Tarik Zafer Tunaya - Türkiye'de Siyasal Partiler
10. Zafer Toprak - Türkiye'de Milli İktisat (1908-1918)
Bir yerde olduğundan fazla lüks varsa korkun. Çünkü yıllarca şunu gördüm: Gerçek zenginler lüks yaşamıyorlar. Olduklarından bir tık aşağıda yaşıyorlar veya normal yaşıyorlar. Yani bugün Türkiye'nin en büyük holdinginin sahibinin kullandığı araba gayet normal. İyi bir araba. Ben biliyorum ki o adam o arabanın bin katını alabilir. Ama almıyor.
Unutmayın: Zengin bağırır, servet fısıldar.
Diderot etkisi diye bir etki var ve bu da çok önemli bir kavram. Denis Diderot (1703-1784), ünlü bir Fransız yazar ve filozoftur. Aydınlanma Çağı'nın, en önemli kişilerinden birisi olarak kabul edilir. Fransız Devrimi'ni hazırlayan düşünsel gelişmelerde katkısı vardır. Yeni felsefesi ve bilimsel düşünceleri Avrupa'da yaymak amacıyla Jean le Rond d'Alembert ile birlikte yazdığı Ansiklopedi en çok bilinen eseridir.
•••
Diderot, büyük borç altına girmiş ve paraya ihtiyacı en üst seviyeye çıkmışken 1765 yılında Rus Imparatoriçesi Büyük Katerina, sanat ve bilimin koruyucusu olarak Diderot'un kütüphanesini satın aldı ve hemen sonra o kütüphaneyi yine Diderot'a bıraktı. Böylece Diderot'un eline önemli bir miktar para geçmiş oldu. Katerina bununla da yetinmeyip 25 yıllık maaşını peşin vererek Diderot'u kütüphanecisi olarak işe başlattı.
•••
Diderot, eline geçen büyük parayla öteden beri almayı düşünüp de alamadığı pahalı kırmızı bir sabahlık aldı. Sabahlık o kadar görkemliydi ki Diderot evdeki eşyaların ona uymadığını fark etti ve başladı eşyalarını sabahlığına uygun olacak yenileriyle değiştirmeye. Her değiştirmede diğerleriyle uyumsuzluk daha da göze batar hale geliyor, yenileme süreci bir türlü bitmiyordu. Sonunda kendisini, evdeki bütün eşyaları yenileriyle değiştirmiş ve yeniden borçlu duruma düşmüş olarak buldu.
•••
Diderot, bütün bunlardan sonra "Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık" başlıklı bir yazı yazdı ve içine düştüğü tüketim çılgınlığını anlattı.
Mustafa Kemal'in, daha önce saltanatı ele geçirme, halife olma gibi bir çabanın içerisinde olduğu, bu amaçla konuşmalar yaptığı hatta sarıklı, cübbeli fotoğraflar çektirerek altına 'mefkûre (ideal) hatırası' yazdırdığı bilinmektedir. Mustafa Kemal'i bu düşüncesinden hem Kazım Karabekir hem de İsmet İnönü vazgeçirmek için çok çaba sarf etmiştir.¹⁰⁵ Nitekim Mustafa
Kemal, İsmet İnönü Lozan görüşmelerinden dönünceye kadar, özellikle de İzmir İktisat Kongresi'nden önce gittiği her yerde hilafet lehinde konuşmalar yapmaya devam etmiştir. Bu konuşmalarından birini de 7 Şubat 1923 Çarşamba tarihinde öğle vakti, Balıkesir'deki Zağanos Paşa Camii'nde verdiği hutbe¹⁰⁶ ile gerçekleştirmiştir.
105 Daha geniş bilgi için bkz. Ali Kaçar, Zirvedeki Mankurtlar, Genç Birikim Yayınları, III. bak 2012, s. 48 vd.; haber7.com/guncel/haber/86... 106 Kaçar, a.g.e. s. 49 vd. Hutbenin tamamı için bkz. İzmir Yollarında, Yayına hazırlayan Mehmet Önder, T. İş Bankası Yayınları, 1989, s. 85 vd
Bir sürü insan el âlem ne der duygusuyla yaşıyor. Bu yüzden benim ayakkabımdan saatime, kullandığım telefonuma hiçbir şey umurumda değildir; küçükken de böyleydim. Çünkü ben beynime, rasyonel olana önem veriyorum; siz de ona önem verin.