Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ilayda Karabulut

Ilayda Karabulut
@ilaydaq
Allah için ben insan değildim Ellerin olmasa okşamasaydın beni Kim diye bakardın bu kara bulut Cehennemin ucundan gölgesi
16 DİZE
... Küfür diyorum bir saldırmama eylemidir. İnsan süsüdür günah. ...
Reklam
Galiba birinin kütüphanesine sızmak, kalbine sızmaktan da önemli bir şeydi benim için. Ne çok kitap verdim sana.
Sayfa 113Kitabı okudu
Yaşamak dediğin nedir ki? bir düşünce, bir duygu, bir tutku uğruna kavga etmek, bunlardan herhangi birine inanmak ve uğrunda dövüşmek. Kavga etme gereğini duymayan adam insan gibi değil, bitki gibi yaşıyor demektir.
Sayfa 336Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ey efendiler, söyleyin bana, sizin o ünlü «düzen»iniz doğa yasalarıyla çelişen yamyamlıklar üstünde otururken, nasıl şaşmalı yeryüzünün hırsızla, katille, dolandırıcıyla, pezevenkle, tembelle, düzen düşmanıyla dolu olmasına?
Sayfa 316Kitabı okudu
Her çocuk devrimcidir. Onun aracılığıyla, evrenin bütün yasaları yenilenir; çocuk olgun adamın bu yasaların karşısına diktiği aktöre, ince hesap, aşağılık çıkar gibi şeyleri yerle bir eder. Çocuk, dünyanın hem başlangıç, hem de bitim noktasıdır; ona ayak uydurduğu için, yaşamı yalnız çocuk anlar, ve ben dünyanın düzeleceğine devrimler çocuk yüzlü olduğu gün inanacağım ancak. İnsanoğlu, çocukluktan çıktığı an canavarlaşmakta: kendine, ikiyüzlüce, yeni bir kişilik ekleyerek yaşamı yadsımaktadır. İnsanlık, evrenin binlerce yıldır kendisine anlattığı şeylerden ders aldı mı?
Sayfa 315Kitabı okudu
Reklam
"Homo homini lupus"
İnsanlar doğuştan eşittir; eşitlikten güvensizlik doğar; güvensizlikten savaş doğar; böyle bir savaşta hiçbir şey adalete aykırı değildir; her şey, mubahtır. Leviathan’ın ilgili bölümünün (XIII) sonuna doğru şöyle yazar Hobbes: “Herkesin herkese kar­şı savaşının sonucu, hiçbir mülkiyetin, hâkimiyetin ve hiçbir “benim” ve “senin” ayrımının olmaması; fakat sadece her insa­nın elde edebildiği şeye, aslında onu elde tutabildiği sürece, sa­hip olmasıdır.” Homo homini lupus; yani, insan insanın kurdudur: İşte bu içinden çıkılmaz durumun en kısa anlatımı ve zemini.
Güç isteği, Hobbes’a göre bütün geri kalan isteklerin ken­disine indirgenebileceği bir istektir ve onun antropolojisinin göbeğinde durur. Şöyle yazar Hobbes: “En fazla fikir farklılığı yaratan tutkular, güç, zenginlik, bilgi ve onur arzusudur; ancak hepsi birinciye, yani güç isteğine indirgenebilir; çünkü zengin­lik, bilgi ve onur, gücün çeşitli biçimlerinden başka bir şey de­ğildir.” Yaşamını sürdürme içgüdüsü, güç isteme duygusunu ya­rattığına göre, o hâlde, bu temel içgüdünün ardında ne vardır? Hobbes’a göre, tüm bunların nedeni, “ölüm korkusu” ve bu korkudan kaynaklanan “güvenlik isteği”dir. O hâlde bir tut­kular yumağı olan insan, aslında yaşamını sürdürme, kendini koruma içgüdüsü veya güvenlik içinde olma arzusu temelinde yatan ölüm korkusu nedeniyle geleceğini düşünür. İşte bu gele­ceği düşünmedir ki insanı hayvandan ayırır.
Olsun. «İnsanoğlu dert için yaratılmıştır» der Irmakağzı köylüsü. Yüzde yüz kesin bir verimin olanaksızlığını bildikleri için, elde ettikleri azıcık ürünü Tanrı'nın lütfu sayarlar. Bura köylüsü, elinin altındaki Sereth toprağından tutun da, belli başlı serveti olan, çoğu kez yarısının geri gelmeyeceğini bile bile bataklığa göndermekten çekinmediği zavallı hayvanlarına dek hiç bir şeyin yüzde yüz kendi malı olmadığının farkındadır.
Lawrence Durrell'in romanı Justine'de Clea "Bir kadınla üç şey yapabilirsin: Ya onu seversin ya onun için acı çekersin ya da onu yazarsın." der. Bazen elimizden gelen tek şey yaz­mak olduğu için yazarız.
Sayfa 302Kitabı okudu
Sanat, hayatta ulaşamadığımız şeylere ulaşma biçimidir ve sanat yoluyla ulaşmış olduklarımıza bu sayede hayatta hem ulaşmış hem de ulaşmamış oluruz. Sanatın hep tezatlar arasında, sahip olma ile sahip olamama, tatmin ile tatminsizlik, eylem ile düşünce, mutluluk ile mutsuzluk ara­sında durması biraz da bundandır.
Sayfa 288Kitabı okudu
Reklam
"Önünüzde engel olmayan bir yolda yürüyorsa­nız, yolun sonunda hiçbir yere varamayacaksınız demektir:"
Sayfa 256 - Bernard ShawKitabı okudu
Toplum, bireylerinin kendileri olmasına izin verdiğinde var olamıyorsa, yeterince iyi bir toplum değil demektir... Toplum, bi­reylerin kendilerine özgü ihtiyaçlarını göz önünde bulundura­mıyorsa, sağlıklı işliyor sayılmaz. Böyle bir toplumda bireyler, tamamı sahte olan bir benlik geliştirirler; böyle bir toplumda bireyler var sayılmazlar, yaşayışları sahte bir yaşayıştır.
Sayfa 168Kitabı okudu
Şiirde okuduğumuz kelimeler bizi birden icat eder, içimizde var olduğunu daha önce bilmediğimiz bir başkasına ulaşırız, başkalaşırız, birden "herkes"ten çıkarız. Ancak sonra, sık sık, yeniden "herkes"e düşeriz. Edebiyat olmasaydı "herkes"ten doğrulamazdık.
Sayfa 142Kitabı okudu
Okuruz; çünkü okumak yoluyla, daha önce farkında olmadığımız bir gerçeği bilinçli hale getirir, okumak yoluyla kendi kendimizle irtibat kurarız. Esasında kendimiz­de olmayan hiçbir şeyi başkasından öğrenemeyiz. Okumak, gerçeği yaratmaktır; kendi gerçeğimizi yaratmak, kendi içi­mizde zaten bulunan bir şeyi bilinç yüzeyine çıkarmaktır.
Sayfa 130Kitabı okudu
Kendi kelimelerimiz olmadığı müddetçe kendi gerçeğimiz ol­duğu düşüncesi de bir düşten ibarettir. Roland Barthes "Hazır bulduğum sözcükleri istemiyorum da onun için yazıyorum." demişti.
Sayfa 127 - 1973, s.65Kitabı okudu
157 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.