Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
381 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
3 kitaptan oluşuyor Kuran Eleştirisi adlı seri. Kitapta ayetlerin incelemeleri iniş sırasına göre, bulundukları sürelere göre tek tek yapılıyor.
Kur'an'ın Eleştirisi 1
Kur'an'ın Eleştirisi 1İlhan Arsel · Kaynak Yayınları · 1999156 okunma
702 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
kadınlara duyduğum saygıyı ona katlamış kitaptır. herkesin, özellikle kadınların okuyup,üzerinde bol bol düşünmesi gereken önemli bi eser. kadınlık kimliğinizi ve insanlık haysiyetinizi hiçbir şeyin lekelemesine izin vermeyin.
Şeriat ve Kadın
Şeriat ve Kadınİlhan Arsel · Kaynak Yayıncılık · 2014433 okunma
Türk kadınının kara çarşafa tıkılmış ve umacı giysilerle erkeklerin gerisine atılmış, insanlık haysiyetinden yalınmış zavallı ve acıklı duruşudur. Bir zamanlar erkeğin yanında, ona eş durumda ve saygınlığa sahip ve hükümet etmeye layık kılınan Türk kadınını, Atatürk devrimlerine rağmen, bugün yine Şeriatçının pençesine düşmüş olarak bu hazin duruma itilmişliği, muhakkak ki utanç vericidir.
Benim kadınlar bakımından dilediğim bir özgürlük vardır ki o da – sevme özgürlüğüdür- ; ( daha başka bir deyimle) bir kadının, bir erkeğe – seni seviyorum- diyebilmesi ve derken de kafasının kesilip çöp tenekesine atılmayacağını bilmesidir.
Her toplum, kadına verdiği değere oranla gelişir ya da ilkelleşir.
.... bu çevreler Arap peygamberinin kadınlar hakkında söylediği sözlerle ve örneğin: "Devlet işlerini bir kadına bırakan milletler iflah olmaz; kadınların kararı ile hareket eden toplumlar için yeryüzünün altı üstünden daha hayırlıdır" şeklindeki öğütleriyle ya da buna benzer ayetleriyle eğitilen ve beyinleri bu şekilde yıkanmış olarak kadın'ı "değer" değil fakat "dun" yaratık olarak gören yığınlardı. Bu olumsuz zihniyet giderek güçlenecek ve Türk'ü yer yüzünün en geri toplumları arasına sokacaktır. Gerçekten de o tarihlerden bu yana, Şeriat girdabına kapılarak öylesine bir "kadın düşmanlığı" bağnazlığına yollanmışızdır ki gerek kişiler ve gerek toplum olarak, akılsızlıklarımızın tüm sorumluluğunu kadının kötülüğünde aramak ve felaketlerimizin acısını ondan çıkarmak yollarını seçmişizdir.
·
Puan vermedi
Aslında yarım bıraktığım kitaba inceleme yazmak ne kadar doğru bilemiyorum ancak, böyle bir konuda yazan kişinin okuru yanlış yönlendirecek eksik bilgi verme lüksü yok diye düşünüyorum. Kitapta rastladığım eksik bir bilgi yüzünden bıraktım kitabı okumayı çünkü bundan sonra hangi bilgi doğru hangisi yanlış diye düşüneceğim. Belki burdan aldığım bilgiyi doğru diye savunacağım. Yazar mutlaka konu hakkında derin bilgiye vakıftır ancak söylediğini ispatlamak için yanlış yönlendiren bilgi yoluna gidilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Şeriat ve Kölelik
Şeriat ve Kölelikİlhan Arsel · Kaynak Yayınları · 1997148 okunma
Uluslar, ilahi bir gücün, uhrevi bir kudretin, örneğin Tanrı'nın keyfi iradesiyle değil, kendi çabaları ve çalışmaları, akıl yolunu seçmeleri ve müspet ilme, ahlaka yönelmeleri sayesinde gelişirler, ilerlerler ve uygarlık kademesinde yükselirler. Ulusları başarılı, üstün yapan iksir budur ve bu çeşit uluslardır ki, pek doğal olarak diğer uluslara, yani akılcılığı ve özgür düşünme yöntemlerini yadsıyan ve bu yüzden geri kalmış olan uluslara üstünlük kazanırlar. Atatürk, bunu en güzel ifadeyle; "Uygar olmayan uluslar, uygar ulusların ayakları altında ezilmeye mahkumdurlar." diye formüle etmişti.
Sayfa 51 - 7.basım
Denilebilir ki, "milliyetçilik" akımlarıyla "bağımsızlık" savaşımı baş başa gitmiş şeylerdir. Bu bilinç sayesinde Osmanlı İmparatorluğu'na dahil çeşitli öğeler (örneğin Yunan, Bulgar, Sırp vs.) ulusal benlik şahlanmasıyla bağımsızlığa ve canlılığa yönelmişlerdir. Ulusallık duygusundan yoksun Türk toplumu ise Osmanlı devleti yönetiminde zavallı ve miskin yaşamlarını sürdürmüştür. 20 Mart 1923 tarihinde Konya gençleriyle yaptığı bir konuşmada Atatürk, yüzyıllar boyunca millilik bilincinden yoksun kalmışlığımızın sonuçlarını anlatırken, "Osmanlı İmparatorluğu içindeki çeşitli halklar hep milli akidelere sarılarak, milliyet ülküsünün gücüyle kendilerini kurtardılar. Biz, ne olduğumuzu, onlardan ayrı ve onlara yabancı bir millet olduğumuu sopayla içlerinden kovulunca anladık. Gücümüzün zayıfladığı anda bizi tahkir, tezlil ettiler. Anladık ki, kabahatimiz, kendimizi unutmaklığımızmış. Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün (davranışlarımızla) gösterelim; bilelim ki, milli benliği bulunmayan milletler, başka milletleri şikarıdır" demişti.
Sayfa 48
Fakat unutmamak gerekir ki, hiçbir güç, ilkel insan ruhunu kin ve nefret ya da haset duyguları kadar mücadeleci yapamaz, canlı tutamaz ve yine hiçbir şey ilkel toplumları, başka toplumlara karşı düşmanlık duygusu kadar ortak bir safta, ulusal bir birlik ve beraberlik havası içerisinde toplayamaz ve saldırgan yapamaz.
Sayfa 63
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.