Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Aziz Nesin, Çeviri roman
Bir roman yazdım. Üç ay geceli gündüzlü bu romana çalıştım. Dünyada herkes birbirini kandırır, yazar kısmı da kendi kendini kandırır. Başkalarına söylemeye utansam bile kendi kendime söyleyebilirim: Roman çok güzel oldu. Gazetelerden birine götürdüm. "Biz telif roman neşretmiyoruz" dediler. "Bir kere
Mükemmel Çocuk Yetiştirmenin Üç Altın Kuralı
BAŞLIK DİKKATİNİZİ ÇEKTİ ve yazıyı okumaya başladınız değil mi? İstediğim de buydu zaten. Yoksa ne mükemmel çocuk yetiştirmenin sadece birkaç kuralı vardır ve hatta ne de mükemmel çocuğun tarifi. Ama maalesef orada burada buna benzer başlıklarla yazılmış “mucizevi” reçeteler okuruz sık sık. Sağlam bir dünya görüşü olmayan Batı medeniyetinin
Reklam
Sultan Abdülhamid Han
İlk defa elektriği, gazı getiren, ilk modern eczanemizi açtıran, • İlk otomobili getiren, 5 bin km kara yolunu yaptırtan, • Dünyanın ilk metrolarından birini Karaköy-Taksim arasına yaptıran, (dünyada 2. metrodur..aıdna kısaca Tünel denir ) atlı ve elektrikli tramvaylar kuran, • Kudüs-Yafa, Ankara-İstanbul ve Hicaz demir yollarını
İşler hiç yoluna girmez
Bir gün işleri yoluna koyduğumuzda ziyaretine gitmeye söz verdiğimiz arkadaşların sayısı gittikçe artıyor. Bizi ziyarete gelecek olanların sayısı da öyle. Telefonda konuşurken ya da ayaküstü karşılaştığımızda, birbirimize böyle sözler verip duruyoruz. Sonra herkes yoluna gidiyor. Takvimlerdeki yapraklar azaldıkça, sırtımızdaki yük de artıyor;
İnsanın ancak yalnızken yapabileceği şeyler vardır. En pamuk şekeri aşkta bile insanın, sanki terk ettiği tek kişilik evinde, eski iç evinde özlediği bir şeyler kalır. Ve bu özlenenler içerisinde en içe işleyeni yalnızlık laciverdidir. Sabah gelen o "hayret vakti"! Bazen yolculukta olur bu mavi. Sabaha kadar süren yolculukta, buğulu camda, yol yol akan camda, gün aydınlanır. Gece öyle bir döner ki sabaha, bir çocuk hayretiyle kalakalırsın. Yalnızlara kalsın... Bazen evde olur bu mavi. Sabaha kadar oturursun. Saat sana aittir nasılsa, kimse yoktur. Niyeyse oturmuşsundur sabaha karşı, evin ışıkları açıktır. "Artık yatsam mı?" dersin, sıkıla sıkıla. Kalkarsın, evin ışıklarını söndürürsün ve... Evin içi kararınca, işte o anda camların dışı aydınlanır. Ne sabahtır o an ne de artık gece seni saklamaktadır. Camı açarsın, bir yalnızlık fotoğrafı olursun. Kederli gibi olursun, neşeli gibi ve sanki her şeyi anlar ve her şeyi içine sindirirsin. Sokağa bakarsın, tepende uçan sabah kuşlarına. Hayret edersin. Bu maviyi ne zaman görsen sanki ilk kez görüyor gibi hayret edersin... Sabah bu kadar mı güzel olur, her seferinde kendine bunu dersin. Biri varsa hayatında işte o maviyi niyeyse pek görmezsin. Yalnız insanlarındır o mavi, rahat bırak! Sen git yat ısıtılmış yatağa, sevdiğin ayaklarını ısıtsın. Bırak bari bu sabah mavisi yalnızlara kalsın. Ece Temelkuran
Aşk çaresiz bir derdin içinde kaybolmak mıydı, kaybolduğunu sandığı çaresizliğin içinde bir çare bularak yarayı sarmak mı? (İki Cami Arasında Aşk ilk cümle)
1.125 öğeden 1.096 ile 1.110 arasındakiler gösteriliyor.