Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslami.okur

“Ey nefs-i mutmainne (huzura kavuşmuş insan)! Sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön.”
Reklam
“Onlar ki Allah’ı unuttular, bu yüzden de Allah onlara kendilerini unutturdu. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.”
Kalp; Allah’ın dışındaki şeylerden beri olursa Allah katında makbul, Allah’ın dışındaki şeylerle meşgul olursa Allah’tan uzak olur. Talep edilen, muhatap alınan ve uyarılan, yine kalptir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
O Allah ki gönüllerde olan sırları da, akla gelen düşünceleri de tamamıyla bilir. Mülkünü idare etmede bir yardımcıya veya müşavire ihtiyacı yoktur. O, kalpleri evirip çeviren, günahları affeden, ayıpları örten, üzüntüleri giderendir.
Mesrûk b. Ecda bir sözünde der ki: “Ben Efendimiz’in (sas) ashâbının birçoğunu gördüm ve onlarla beraber zaman geçirdim. Onların hali aynen şuna benzer: Hani susuzluktan sinesi çatlayan toprağa yağmur yağar da o toprak alabildiğince suyu içerisine alır, gerisi ise tertemiz bir halde toprağın üstünde kalır. Sonra o kalan su, suya ihtiyacı olan canlılardan birini, ikisini, onunu, yüzünü sular. Hatta onlardan bazılarının üstlerindeki su arzın tamamını yetecek gibi olur. İşte sahâbe nesli böyle bir nesildir. Onlar Efendimiz’den (sas) aldıkları mesajları önce içlerine almış, o mesajları içselleştirmiş, sonra da durumlarına göre ümmeti o mesajlarla sulamışlar yani nasiplendirmişlerdir.”
Reklam
Zülehya sıradan bir adama aşık olmadığını Mısırlı kadınlara göstermek için ne yapıyor, bir yemek tertip ediyor, yemekler yeniyor, sonra sofraya meyveler geliyor, kadınlar ellerinde bıçaklar meyveleri keserlerken Yusuf içeriye alınıyor. Yusuf’un o güzelliğini gören kadınlar meyve yerine ellerini kesmeye başlıyorlar. Böylelikle Züleyha’yı kınamaktan vazgeçiyorlar. Aişe annemiz bunu anlatıyor sonra diyor ki: “Mısırlı kadınlar Yusuf’u görünce onun güzelliğinden dolayı bıçaklarla ellerini kestiler, eğer onlar benim efendimi görselerdi, onun güzelliği karşısında o bıçakları sinelerine saplarlardı.”
“İmanın zirvesi başa gelene sabır, kadere rıza, samimi bir tevekkül ve Allah’a boyun eğmektir.”
“Evlatlarım! Geniş zamanında Allah’ı unutmayın anın ki Allah da zor ve. dar zamanlarında sizi ansın. Ben Peygamberimiz’den; “Mescitler bütün muttakilerin evidir” sözünü işittim. Sizler de mescitleri kendilerinize ev edinin ki Allah’ın rahmet ve mağfiretini kazanasınız."
“Halkın hoşlanmadığı üç şey vardır ki ben onları çok severim. Nedir o üç şey: Fakirlik, Hastalık ve Ölüm…” Gerçekten insanlar bu üç şeyi fazla sevmez ve kendilerine ulaşmasını istemez. Ama Ebu’d- Derdâ bu üç şeyi sevdiğini söylüyor, sonra sözünün devamında diyor ki: “Rabbime kavuşmayı arzu ettiğimden ölümü, beni kibirden koruyup mütevazı yaptığı için fakirliği, günahlarıma kefaret olduğu için de hastalığı severim.”
Yoldan geçerken bakacaktı ki gencin birini başka gençler ortalarına almış dövüyorlar. Anında Ebu’d-Derdâ müdahale edecek ve o dayak yiyen genci diğerlerinin ellerinden alacaktı. Sonra onlara neden o genci dövdüklerini soracaktı. Onlarda: “ Çok büyük bir suç işledi. -Artık ne yapmışsa bilemiyoruz- Şu suçu işledi, biz de bundan dolayı onu cezalandırıyoruz!” diyeceklerdi. Ebu’d-Derdâ, o gençlere/talebelerine diyecekti ki: “Arkadaşınız bir çukura düşseydi, siz onu o halde bırakıp, ona söver ve çekip gider miydiniz? Yoksa onu çukurdan çıkarmaya mı çalışırdınız?” Talebeler: “Elbette çukurdan çıkarırdık” dediler. Ebu’d-Derdâ dedi ki: “İşte arkadaşınız o suçu işleyerek bir çukura düşmüştür. Ama sizler el uzatıp onu kurtaracak yerde onu dövüyor, ona sövüyorsunuz.” Talebeler daha da şaşırırlar ve derler ki: “Yani Hocam! Sen ona o suçtan dolayı kızmıyor musun?” Ebu’d-Derdâ der ki: “Ben onun şahsına kızmıyorum. Onun yaptığı o suça kızıyorum. Siz de böyle yapın!” [998] Verdiği bilinci anladınız değil mi? Günahkâra değil, günaha düşman olmak…
Reklam
İşte dünya malı budur..
“Şimdi ben size Ad kavminin tüm bıraktıklarını iki dirheme satıyorum desem, hanginiz alırsınız? Hiç biriniz değil mi? İşte dünya malı budur.”
“Cahile, bilmeyene bir kez yazıklar olsun, bilip de gereğini yerine getirmeyene ise yedi kez yazıklar olsun. ” Ebu’d-Derdâ (ra)
Yaşına, cinsiyetine, sağlığına ya da bahanelere sığınmadan Allah yolunda cihad et ki kabrinin yeri belli olmasa bile, kıyamete kadar gelecek tüm mü’minlere ilham kaynağı olabilesin.
Sahâbiler mallarını ve canlarını tereddüt etmeden İslâm için ortaya koymaları, Hz. Peygamber’e bağlanmaları, Kur’an ve sünneti yaşama ve yaşatmada gösterdikleri fedakârlıklar sebebiyle Allah Teâlâ tarafından insanlığa örnek olarak gösterilmişlerdir. Çünkü bu altın nesil; vahyin canlı şahidi, ilk uygulayıcısı ve sonraki kuşaklarla köprü durumundadır.
Ashâbın İslâm’ı yayma ve Resûlullah’ı koruma uğrunda yaptığı fedakârlıklar, kendilerinden sonra gelen nesilleri imrendirecek ve hayrette bırakacak niteliktedir. İslâm dini onların bu davranışları sayesinde kök salıp yayılmış ve sonraki nesillere ulaşmıştır.
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.