Akıl ile ulaşır insan ayın zirvesine ,
Yüceliği onun iledir çıkar mertebesinin üstüne .
Akıl ile temizlenir kusurların kiri ,
Akıl bir taçtır, geçerlidir her emri.
Şeriat’ın nuru ile aydınlanmayan ve sadece akla tâbi olan kişi hidayete tam olarak kavuşamaz. Akim takıldığı yerler vardır. Bu yerlerde o kişinin akla müracaat etmesi nasıl mümkün olur! O kişi, aklın sınırlı olduğunu ve sahasının mahdud olduğunu bilmelidir.
Şeriat ile aklı birleştirerek bu ayrıntıları bir araya getiremeyen kişi ne yazık ki sapıkların çengeline takılarak tuzağa düşmüş olur.
Halktan bir kısmı Ahmed bin Hanbel'e (رحمه الله) şöyle dedi:
“Bir kişi hakkında şöyle şöyle bir sorunu var, falancanın şöyle şöyle olduğunu söylemek bana zor geliyor.”
İmam Ahmed رحمه الله şöyle buyurmuştur:
“Sen susarsan ve ben de sessiz kalırsam, cahil bir insan ne zaman hakikiyi sahteden ayırt edecek?”
[Mecmû Feteva, 28/231]
İbn Abbâs (ra) anlatıyor:
Bir gün Peygamber’in (sav) arkasında bulunuyordum. Bana şöyle söyledi: “Delikanlı, sana birkaç cümle öğreteyim: Allah’ın emirlerini ve nehiylerini gözet ki, Allah da seni gözetsin. Evet, Allah’ı gözet ki, O’nu yanında bulasın. Bir isteğin varsa Allah’tan iste, yardım dileyeceksen Allah’tan dile ve bil ki bütün insanlar sana bir fayda sağlamak için çalışsalar, ancak Allah’ın senin için yazdığı şeyi sağlayabilirler. Eğer bütün insanlar, sana zarar vermeye kalkışsalar, ancak Allah’ın yazmış olduğu zararı verebilirler. Kalemler kaldırılmış, yazgı tamamlanmıştır.”