Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erich Fromm
Bugünün insanı sadece kendi doğasına, duygularına, düşüncelerine ve varoluş nedenine yabancılaşmakla kalmamış, Tanrıya da yabancılaşmıştır. İnsanın inanç konusunda yanıtlaması gereken soru şudur: "Tanrıya mı inanıyorsun, yoksa Sezar'a mı?" Tanrı'ya inanmak O'nu bir güç ve korku kaynağı olarak algılamak değildir. Tanrı'yı kuvvet ve ceza figürleriyle özdeşleştirdiğimiz zaman Tanrı'yı Sezar'laştırmış oluruz. Ne var ki insanoğlu yüzyıllardan beri bunu yapmaktadır. Tanrı sevgisinin yerine Tanrı korkusu yerleşmiştir. Tanrı'yı bir ceza mahkemesi yargıcı veya ilkel bir kabile reisi gibi anlamak, ona inanmamak demektir. Oysa insanlar neredeyse öteki dünyadan ve Tanrı'nın gazabından korkmasalar, inanma zahmetine de katlanmayacaklar.
288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Renklerden Moru
Yıllar önce "Mor Yıllar" adlı filmini seyretmiştim aslında bir kitaptan uyarlama olduğunu bilmeksizin. Çok sevmiştim filmini, beni sarsmış, alt üst etmişti. Yakın zamanda "Renklerden Moru" diye bir kitap olduğunu ve az da olsa konusunu öğrendiğimde "Bu kitap o film, o film bu kitap olsa gerek." dedim kendi kendime.
Renklerden Moru
Renklerden MoruAlice Walker · Doğan Yayınları · 2019692 okunma
Reklam
Gayet tabii olarak düşündüğümüzde, zihnimiz önüne çıkan her şeyi kabullenmeye programlıdır. Önce inanırız ve ancak ondan sonra sorgularız. Başka türlü ifade edersek, beynimiz ilk bakışta her şeyi, hazır gelen cevabın daima doğru olduğu bir doğru/yanlış testi olarak görür. Ve doğru modunda kalmak hiçbir çaba gerektirmezken, bir tane
Eğer yarın ölseydim, bir başkası benim için ıstıraptan veya üzüntüden ölür müydü? Buna inanmak gülünç ve belki de buna inanmamak haksızlık olurdu...
Atatürk'ün isteğiyle TBMM, 25 Şubat 1925'te Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir Kuran tefsiri ve tercümesi ile bir hadis kaynağı hazırlayıp halka dağıtmasını kararlaştırdı. Cumhuriyetin ilk 15 yılında Rıfat Börekçi'nin başkanlığındaki Diyanet İşleri Kuran, hadis, hutbe vb. dinsel konularda 9 önemli eser hazırladı... Bu çalışmaların amacı, toplumu dinselleştirmek veya dinsizleştirmek değil, dinin anlaşılmasını sağlamaktı. Anlamak "seküler" bir çabadır. Dini anladıktan sonra çok inanmak, az inanmak veya inanmamak tamamen kişisel bir tercihtir. Atatürk akla, bilime dayalı çağdaş bir ülke kurmak istedi. Ancak bunu yaparken asla din düşmanlığı yapmadı; laikliğin gereği olarak din ve vicdan özgürlüğünden yanaydı. Nitekim camiler açıktı, isteyen ibadetini yapıyordu. Dini bayramlar kutlanmaya devam ediyordu. Yasak olan din değil dincilikti, yobazlıktı.
Sayfa 208Kitabı okudu
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Ve bana kalan yegane özgürlüğüm: istediğim gibi inanmak veya inanmamak.
Geri112
195 öğeden 181 ile 195 arasındakiler gösteriliyor.