Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnci

Sabitlenmiş gönderi
“Allâh’ım! Sen’den, katından vereceğin öyle bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidâyet, işlerime nizâm, dağınıklığıma tertip, içime kâmil îman, dışıma amel-i sâlih, amellerime temizlik ve ihlâs ver, rızâna uygun istikâmeti ilhâm et, ülfet edeceğim dostumu lûtfet ve beni her türlü kötülüklerden koru! Allâh’ım, bana öyle bir îman, öyle bir yakîn ver ki, artık bir daha küfür (ihtimâli) kalmasın. Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve âhirette Sen’in nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım.” (Tirmizi, Deavât 30/3419)
Reklam
Herkes aşırı yüklenmiş zihin eğitimi ile bu irade zaafı arasındaki orantısızlıktan mustarip.
Hem çalkantılı hem de boş bir hayat sürülüyor. Gazetenin zihne yönelik yapay uyarıcılığı, haberlerin ilgiyi dünyanın beş kıtası arasında dolaştırırken sergilediği hafiflik, pek çok insanın kitap okumayı yavan bulmasına yol açıyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yürü! Yürü! hiç ara vermeden yürümelisin; matematiği, fiziği, kimyayı, zoolojiyi, botaniği, jeolojiyi, tüm halkların tarihini, dünyanın beş kıtasının coğrafyasını, iki modern dili, birçok edebiyatı, psikolojiyi, mantığı, ahlakı, metafiziği, sistemler tarihini kat etmelisin... Yürü, yürü vasatlığa doğru; ortaokul veya lise sana her şeye yüzeysel olarak bakma, dış görünüşlere göre hüküm verme alışkanlığını kazandırsın!
Tüm eğitim sistemimizin bu temeldeki entelektüel tembelliği ne yazık ki daha da ağırlaştırma eğiliminde olduğu söylenebilir. Ortaöğretim programları her öğrenciyi dağınık birisi haline getirmek için hazırlanmış gibidir. Talihsiz çocukları her şeye el atmaya mecbur ederler ve yutmaları gereken materyallerin çeşitliliğinden ötürü herhangi bir şeye derinlemesine nüfuz etmelerini engellerler.
Reklam
Çabaları bu şekilde dağıtmanın en elverişsiz yanı, hiçbir izlenimin tamamlanmasına zaman bırakmamasıdır. Entelektüel çalışmayı yöneten mutlak yasanın, içimize geçici konukları ağırlayan bir “handaki" gibi yerleştirdiğimiz düşüncelerin ve duyguların çok geçmeden unutacağınız yabancılar olmaları ve öyle de kalmaları olduğu söylenebilir.
Sinek Zihinlilik
Nitekim işte size çok sık rastlanan bir tembel türü. Genç adam canlı, neşeli, enerjiktir. Boş boş oturduğuna pek rastlanmaz. Gün boyunca bir jeoloji incelemesi, Brunetière'in Racine hakkında bir makalesini okumuş, birkaç gazeteye göz atmış, bazı notlarını tekrar okumuş, bir tez planı çıkarmış, İngilizceden birkaç sayfa çeviri yapmıştır. Bir anı bile boş geçmemiştir. Arkadaşları onun çalışma gücüne ve uğraşlarının çeşitliliğine hayrandır. Yine de biz bu gence tembel damgasını vurmak zorundayız. Psikolog açısından, bu çalışma çeşitliliği içinde belli bir zenginliği olan kendiliğinden, anlık dikkatin emareleri vardır sadece; ama bu dikkat henüz bilinçli dikkate dönüşmemiştir. Bu sözde çalışma çeşitliliği gücü, büyük bir irade zayıflığından başka bir şey göstermez. Bu öğrenci çok sık rastlanan ve dağınık tip diyeceğimiz tembel tipini örneklemektedir. Bu "zihin gezintisi" kesinlikle keyiflidir ama bir eğlence gezintisinden ibarettir.
Sayfa 7 - Nicole, Du danger des entretiens, L.Kitabı okuyor
Ama zahmetsiz keyif yoktur, her mutluluk biraz çaba gerektirir.
Hastalığın üniversite öğrencisindeki en vahim biçimi, genç adamın her yaptığında kendini belli eden o güçsüzlük, o "ruh bitkinliği"dir. Fazladan saatlerce uyur, uyuşuk, gevşek, umursamaz bir şekilde kalkar, yavaş yavaş, esneyerek temizlenmeye girişir ve bu işlem sırasında hatırı sayılır bir zaman kaybeder. Keyfi hiç yerinde değildir, hiçbir çalışmaya istek duymaz. Her şeyi “soğukça, üzüntüyle, gevşek gevşek" yapar. Tembelliği yüzüne bile yansır: Uyuşukluğu yüzünden okunur; dalgın görünür, hem laçka hem de kaygılıdır. Hareketlerinde güç, kesinlik görünmez.
Sebatkâr iradenin gerçek karşıtının yine süreklilik gösteren bir kuvvet olacağı bellidir. Tutkular doğaları gereği geçicidir; ne kadar şiddetliyseler o kadar kısa sürerler.
Reklam
Hemen hemen tüm başarısızlıklarımızın, tüm mutsuzluklarımızın bir tek nedeni vardır, o da irademizin zayıflığıdır; çabadan, özellikle de sürekli çabadan dehşet duymamızdır. Edilgenliğimiz, düşüncesizliğimiz, çabuk dağılmamız, bunların hepsi, madde için ağırlık neyse, insan tabiatı için de aynı manaya gelen evrensel tembellik özünü ifade eden kelimelerdir.
"Susan kurtulur." Tirmizî, Kıyamet, 50/2501; Darimi, Rikak, 5
İnci tekrar paylaştı.
“Uyanışınızı öldükten sonraya bırakmayın!”
Abdülkadir Geylani
Abdülkadir Geylani
Sessiz 22.03.2024

Sessiz 22.03.2024

@hzb1978
·
27 Mayıs 16:33
Refah'ta Katliam Var...
Kadınları DİZİ'lerle, Erkekleri MAÇ'larla, Gençleri ŞARKI'larla, TÜRKÜ'lerle oyaladılar. Nereye gidiyorsun? Ey kafası içinde BEYİN'den başka her şeyi taşıyan mahlukat yığını, ALLAH'ın sana bahşettiği nimetleri hangi yolda kullanıyorsun. Oyalandırıldığının, uyutulduğunun farkında değil misin? Ölüm aklımdan hiç çıkmazken, senin aklına hiç gelmiyor mu? REFAH'ta KATLİAM var...
Sana verilmeyeni sana lazım olmayan bil. Başkasında imrendiğin, sen de olmayanı; olsaydı felaket bil. Ne ki eksiğin, olsaydı; fazlalığın olurdu: Allah herkese layık olduğu cevheri verdi. Kedinin kanadı olsaydı, serçenin nesli tükenirdi. Sadi Şirazi
2.624 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.