KENDİLİĞİMİZ ÜZERİNE SALVOLAR
insan hayallerinin ölümüyle yüzleşince, yaşamak namına bir olgusu kalır mı? bu sorunun yörüngesinde insanlık ikliminin mevsimleri sorgulandığında insan nedir ve ne olmalıdır? çünkü varlık diye atfettiğimiz meta olguları eskimeye ve eskdikçe yenilenmeye mahkumdur. yani kökleri ve kökenleri değişime tabiyse ve insan bu kök-köken itibariyle
Yazdıklarımın hepsinde gerçeğin sarsıcılığını kurcalıyorum. Ama bunu yaparken haliyle çok kan akıyor, çok can yanıyor . Bu acıyı katlanılabilir kılmak için gerçeği çoğaltıyorum. Daha doğrusu, gerçeğin çokluğunun altını çiziyorum. Aslında hepimizin hayatta kalabilmek için yaptığımız şeyi ben de romanlarda yapıyorum. Gerçek tek ve en sert
Reklam
Nerede mi Devlet, Millet?
Bütün alçakca tahriklere, manipülasyonlara, düşmanlıklara, kin ve nefrete, bölücülüğe, devlet düşmanlığına karşı yapmam gerekeni yaptım elimden gelen şimdilik bu ve bolca dua. Depremden zarar görenlerin ırkına, dinine, sosyal durumuna bakmıyorum üstüme düşen insanlık görevini yapıyorum. İyilikler söylenmez, sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmamalı... Ama alçaklara, hainlere, aşağılık insan suretindeki mahluklara mesaj olsun diye yapıyorum bu paylaşımı... Devletimiz ve milletimiz var olsun ALLAH birliğimizi daim eylesin. Bütün insanlık dışı duygular taşıyanların canı CEHENNEME...
Y: Geçen gün bir haber gördüm. Bir telefon markasının son modeli çıkmış. İnsanlar geceden kuyruğa girmişler o telefona sahip olabilmek için. S: Konumuzla ne alâkası var bunun? Y: Çok alâkası var. Milyarlarca insan düşün, ona sahip olabilmek için deliriyorlar. Aynı dizileri izliyorlar, aynı şarkıları dinliyorlar, aynı kıyâfetleri giyiyorlar. Daha da önemlisi ne biliyor musun? Aynı şeyleri hissediyorlar, aynı şeylere duygulanıp aynı şeylere gülüyorlar. Bunun nasıl bir kudret olduğunu anlamanı istiyorum Serdar. Bu insanların köleden ya da robotlardan ne farkı var ha? Söylesene bana! Daha komik olanı ne biliyor musun: bütün bunları kendi hür iradeleri ile yapıyor olduklarını sanmak. S: Bütün bu insanların beynini yıkadınız yani, öyle mi? Gerçekten inanıyor musun buna? Y: Kendi gözlerinle görmüyor musun, bunlar insan değil Serdar. Köle! S: Sizler de dünyânın efendilerisiniz? Sen çıldırmışsın. Akıl hastasısın. - Gerçekten anlamıyor olamazsın dimi? Bak, bütün insanlık aslında bir oyuncak. Sadece tüketiyorlar. Tıka basa hamburger yiyip, deli gibi içip kalkıp işe gidiyorlar. Krediler çekiyorlar. Dünyânın şu ânda 180 trilyon $ borcu olduğunu bilmiyorsun dimi? Kime borçlu insanlar Serdar? 180 trilyon $'dan bahsediyorum. Bize borçlu. Tüm insanlar borçlu olarak doğar. Sen şimdi bu insanların özgür irâdeleri olduğuna inanıyor musun? Ama onlar inanıyorlar, öyle sanıyorlar.
küçük çakıl taşları..
Aşkı, küçük çakıl taşları mı sanıyorlar? Aşk, insanı incecik bir porselene dönüştürür. Narin, kırılgan bir porselen gibi oluruz. Bazen etrafımızdan küçük çakıl taşları, Sıçrar da sıçrar üzerimize, çatlarız da bazen. Bazen derin yaralar bazen silinemeyen izler, Bazen de sonumuzu yaratır bu çakıl taşları. Oysa o çakıl taşları her gün etrafımızda, havada uçuşup duruyorlar, farkında değiliz. İnsanlık halidir diyip hoş görüyoruz bazen, Ama işin içine aşk girince öyle mi oluyor ya? Bizi inceltiyor ve kırılgan bir hale getiriyor, Eğer aşkta güven varsa bunlar olmuyor tabi. Çünkü aşkta gerçekten de güven varsa, Hayatımıza atılan çakıl taşlarından korunup, Bu taşların üzerimize kazara sıçradığını, Düşünüp, bir nevi sevinmeye başlıyoruz. İnsanları bu konuda anlayamıyorum, Aşkı, küçük çakıl taşları mı sanıyorlar acaba? Kim bilir...
Hüzünlü Vakit - Garib Çoban
Hiçbir şeyin olmayacağı bir günün şafağında uykuya dalıyor dağlar. Bir soluk sıcaklığı yükselir vakitten. Geceye aittir aşık. Gönlünüzle anlamlı vakitler geçirin. Ben bir kefendir akibet derim, sen buna dünya misafirliği de gönül. Dünya karıştırır kalbimi, ama aklım yaşıyor. Ve soluğa tat verir dualar, bu hiçbir şeyin olamayacağı saatte her şey
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.