Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrem Sultan

Kapitalist ve yarışmacı düzen var; "Doğdun büyüdün. Şimdi iyi bir okul kazanmalısın. Okulu bitirdin şimdi iyi bir yere girmelisin. İyi bir yere girdin, şimdi çok para kazanmalısın, çok şey satın almalısın ki bu hayatta ayakta kalmayı başarabilesin..." Uzadıkça uzar bu beklentiler. Peki ya sağlığımız?
Reklam
Eserini yazacak olan tarihçinin önüne âdetâ şöyle bir tabela konuyordu: "Sultanı,kralı,Firavun'u, Nemrut'u, devleti, devlet reisini, devlet rejimini,zenginleri, halkı ezenleri,müteğallibeyi tenkit etmeyeceksin! Bilakis bunları ayakta tutabilmek için yazacaksın tarihi! Sultan ve ya rejimini, devlet ya da başkanını ve özellikle kurucusunun ilkelerini benimsetmek için vuku bulmamış hadiseler ve düzmece vesikalar yayınlayacaksın! Padişahın ve rejiminin yıkılmaması için, gizli ve toplumun hayatiyeti için fevkalade önemli olan vesikaların yakıldığını ya da satıldığını yazmayacaksın! Yıkılmaya yüz tutmuş binlerce İslam eserinden değil Roma, Bizans kalıntılarından söz edeceksin! ...
"Gencin iradesi mart ayının havası gibidir. Asla hava güzel diyemezsiniz,görünüşte hava güzel olduğunda bile her an değişebilir. Bir anda esen rüzgarla hava soğuyabilir,buz gibi bir havaya dönüşebilir. Bu yüzden gencin en ufak hava değişimine neden olacak ortamlardan uzak durması gerekir. Ama hem toplumun içinde olması hem de kendini koruması nasıl mümkün?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ajan Hampher: "Biz her zaman Osmanlı ve İran devletlerinin uyanıklık,ileri görüşlülüğü ve tahriklerinden dolayı korkuyorduk. Her an bizim sömürgeci planlarımızı anlayabilirlerdi. O zaman hepsi suya düşerdi. Bu iki hükumet son derece zayıflamış ve sadece hükumet merkezine hükmedebiliyorlardı. Oradan da ancak silah ve para temin edebilirlerdi. Her halükarda bu bile gelecek başarımızı tehlikeye düşürebilirdi."
Bir kurum olarak demokrasi, Türkiye'ye hükmeden yabancı güçlerin ülkemizin bağrında sığındıkları son kale, kendi topraklarımız üzerinde canımıza kasteden yabancıların kaçabilecekleri son delik gibiydi sanki. Demokrasi deyip duruyorlardı, ama bunu kesinlikle halkımız için istemiyorlardı. halkımızın anasını ağlatıyorlardı ve bunu demokrasi diye diye yapıyorlardı.
Reklam
"Bedenine değil kendine değer ver ve gönlünü olgunlaştır! Çünkü kişi; bedeni kadar değil, ruhu kadar insandır "
(Sosyal medya) "...insanlar orada sahte hayatlar yaşıyor, kendisi olmayan başka kimlikler taşıyor,o hayatları sürdürebilmek, başkalarının beğeni objesi haline gelebilmek için de birtakım garip çabaların içerisine giriyorlar. Yaşamadıkları şeyleri yaşamış gibi göstermeye çalışıyorlar. Hâlbuki insan ruhu ve bedeniyle, o anda ne yaşıyorsa onu yalnızca kendi yaşar."
Sayfa 116Kitabı okudu
(Batıya hitaben) "Siz hümanizmden, insan haklarından, hayat ve fırsat eşitliğinin bahsedeceksiniz ama iş gerçekten bu ilkelerin hayata geçirilmesine geldiğinde üç maymunu oynayacaksınız. Bizi insan hakları ve diğer konularda sürekli eleştireceksiniz ama milyonlarca mültecinin hayatı ve geleceği ile ilgili insani ve vicdani bir plan ve programınız olmayacak, ' Bana gelmediği müddetçe benim sorunum değil' diyeceksiniz. Bunu kabul etmek mümkün değil."
"Avrupalılar bir din olarak İslam'ı, bir kültür ve medeniyet olarak İslam'dan kesin olarak ayırmış; birincisine şiddetle karşı çıkarken ikincisine hayranlıkla bakmış ve ondan etkilenmiştir."
"Bize arzular,istekler ihtiyaç diye takdim ediliyor. Modern kapitalizmin zihnimizle oynadığı en büyük oyunlardan birisidir bu. Oysa ihtiyaçlar değil istekler ve arzular sonsuzdur. İnsanın ihtiyaçları sınırlıdır. Arzularımızı ihtiyaç diye görmeye başladığımızda ihtiyaçlarımızı sonsuz olduğunu zannederiz."
Reklam
"Aklı şeytanlığa çalışan birisinin kalbi doğru yerde olmaz. Kalbi yanlış yerde olduğu için aklı aslında doğru çalışmıyordur. Çok zeki olabilir ama kötülüğün peşinde olduğu için onun ne aklı ne de kalbi doğru yerdedir."
"Vahşi kapitalizm,modern ve medeni kimliği altında barbarlığı yeniden üretip önümüze koyuyor. Bunu da başka bir kavram seti üzerinden yapıyor: kâr,fayda, arz-talep,zaruret, ihtiyaç,verimlilik,kalkınma,gelişme, plan..."