Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
İskender Pala neredeyse bütün kitaplarını okuduğum, okumaktan zevk aldığım kıymetli değerlerimizden biri.Akademisyen tarafını, yazar kimliğini, öğretmenimsi hitabetini biliyordum lakin asker kimliğini duymamış bu kıtabını okumayı ötelemiştim doğrusu.Subay kimliğine oldukça şaşırdığımı ama bir o kadar da kolay kabullendiğimi belirtmek isterim.Türk subayının olması gerektiği bir yapıyı taşımasıdır gönlümce bu kabulleniş.
Kitaba gelecek olursak kitabın kapağında da yazdığı üzere gerçekten iki darbe arası geçirdiği subaylık deneyimini anlatmış ve subaylığı ve ihracı arasındaki dönemde üretmeyi tercih edişine ayrıca hayran oldum.Anladığım kadarıyla o zor zamanlarda bile iki güzel eseri olan Leyla ile Mecnun Babilde ölüm İstanbul'da aşk ve Efsane(Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin öyle ki Türbesiyle ilgilendiği dönemde vasiyeti ilham olmuştur diye düşünüyorum) doğmuş.
İskender Palayı daha yakinen tanıma fırsatı tanıyan bu kitap için teşekkür ediyor zalimlerden olmadığı için ayrıca kalben tebrik ediyorum vesselam...
144 syf.
·
Puan vermedi
Aşkı, o kutsal duyguyu divan edebiyatı ve tasavvuf edebiyatı nezdinde tanimlamaya çalışılmış günümüzün yüzeysel aşk tanımlarının ne kadar aşkın içindeki duyguyu yüzeysellestirildigini bir kalıba göre biçilmeye çalıştırdığını ifade eden ve yüzyıllardır aşk beyitleriyle yürek yangınlarıyla dünyadaki karanlığı aydınlatan aşk divanlarıyla süregelmiş aşkın yolculuğu anlatılan, denemelerden oluşan, aşk tadında bir kitap. Aşk tanımlarıyla okuyucuyu bir yola sürükleyen ve o yolda hissetmesini sağlayan akılla yürek arasındaki hesaplamaya kapı aralayan ve mürekkebinden samimiyet sevgi akan bir kitap. İnsanın içine sindire sindire okunması gerektiğini düşünüyorum.
144 syf.
·
Puan vermedi
Aşkı, o kutsal duyguyu divan edebiyatı ve tasavvuf edebiyatı nezdinde tanimlamaya çalışılmış günümüzün yüzeysel aşk tanımlarının ne kadar aşkın içindeki duyguyu yüzeysellestirildigini bir kalıba göre biçilmeye çalıştırdığını ifade eden ve yüzyıllardır aşk beyitleriyle yürek yangınlarıyla dünyadaki karanlığı aydınlatan aşk divanlarıyla süregelmiş aşkın yolculuğu anlatılan, denemelerden oluşan, aşk tadında bir kitap. Aşk tanımlarıyla okuyucuyu bir yola sürükleyen ve o yolda hissetmesini sağlayan akılla yürek arasındaki hesaplamaya kapı aralayan ve mürekkebinden samimiyet sevgi akan bir kitap. İnsanın içine sindire sindire okunması gerektiğini düşünüyorum.
Katre-i Matem.. Hayal ile gerçek arası bir yerde duran; cinayet, oyunlar, entrikalar, aşk, hırs, sefa ve cefa barındıran bir şaheser. İlk başlarda kavrayamadığım, ama daha sonraları çözmeye başladığım bu roman sonuna geldiğimde beni üzmedi desem yalan söylemiş olurum. Gerçeklerin yansıtıldığını düşündüğüm bir çok yerinde kah hüzünlendiren kah iştaha getiren kısımlarının bulunması aslında kitabı sürükleyici kılan. Ama kesinlikle bir çırpıda okunacak türden değil. Sindirerek okunması iyice kavranması gereken türden hani. Okuduğunuzda aklınızda benim gibi soru işaretleri kalır mı bilmem. Yine de okuyacak arkadaşlara keyifli okumalar dilerim.
Belki bir Şah&Sultan , Katre-i Matem , Abum Rabum kadar değilse de yine kendi edebiyat ve tarih birikimini çok zengin bir içerik ve akıcı bir üslupla okurlarının karşısına çıkaran yazarımız bu kitapta da aynı şekilde okuyucuyu daha kitabın ilk sayfalarından itibaren kitaba bağlayıp kendilerini maceranın içinde bulmalarını sağlıyor. "Aşk"ın çağları aşan gücünü, gerçek aşkın nasıl yaşandığını, kimlerin gerçek "Âşık" olduğunun belki de kitap okunduktan sonra okuyucunun kafasında belirmesini sağlayabilecek bir kitap . Şunu da eklemek isterim ki , divan edebiyatı sevmeyen kişiler , kitabın bir çok yerinde geçen beyitler ve divan şairlerinden dolayı sevmeyebilirler . Ama ben divan edebiyatına ön yargı ile yaklaşmamanızı tavsiye eder , divan sevmeyen kişilerin de bu kitabı seveceğini umarım.
"Adımı bir kerecik olsun sana söyleyemediğim için acaba bana kızgın mısın Ebubekir Efendi? Sen beni Tiryandafila olarak sevdin diye ben Despina olmaktan çok Tiryandafila olarak yaşadım."
Aşkın her hali İskender Pala'nın kaleminden dile gelmiş. Aşk deryasında kah ilahi aşkta kah beşeri aşkta dolanırsınız...Aşkın manasını, önemini algılarsınız...geçmiş ve günümüz aşklarını karşılaştırırsınız... sevmek mi sevilmek mi? Hangisi daha anlamlı? Sorgularsınız...Şairlerin ve yazarların gözünde aşk nedir? Öğrenirsiniz? Onların mısralarında ölümsüz aşkları yad edersiniz. Mısralarda çoşa gelen ilahi aşkı iliklerinizde hissedersiniz...
Ve nihayetinde Kitab-ı Aşka damgası vuran Ebu Bekir Kani Efendi'nin büyük aşkına sizde dahil olursunuz...
İskender Pala her zaman olduğu gibi aşkı muhteşem anlatmış...