Islak bir halat atarlardı, boynuma, ıslak, iğrenirdim.
Ne iyi!
Yalnızlıksız bir ıslak halat, suları beni ıslatan.
.....
Su geçer, götürür doyumsuz aklığımı ağaç köklerinin bilge serinliğine. Su geçer.
.....
Bu karanlık bir şeydi. Ne iyi! Birinin durmadan ıslatarak yalnızlığını denediği, sularım toprağa aksınlar dediği. Bu karanslak bir şeydi.