Kadı Abdulcebbar köklü reddiye geleneğinin önemli temsilcilerinden derya deniz bir abimiz. Kendisi İslam dışında diğer dinler ve mezhepler hakkında da oldukça bilgili. Bununla beraber tarih bilgisi ve rivayetler üzerinden yaptığı temellendirmeler de fikri yetkinliğini gösteriyor. Kitabın birçok yerinde bunu görüyorsunuz. Bugün din eleştirmeye
DİN VE AKIL İLİŞKİSİ
İnsanlık düşünce tarihinde doğru bilgiye ulaşma vasıtalarının neler olabileceği hep tartışma konusu olagelmiştir. Felsefenin de en önemli konularından birisi budur.Bu hususta temel bazı ekoller oluşmuştur.
Doğru bilgiye ulaşmak mümkün müdür, mümkün değil midir? Yani insan sahip olduğu maddi ve manevi cihazları ile mutlak
Soru sormak ve cevap aramak ilk insanlıktan bu yana gelen bir durum. İnsanoğlu soru sorar ve sorusunun cevabını ararken birbirinden çeşitli sonuçlara, cevaplara ulaşır.
Genelde sorulan sorular o coğrafyanın, o coğrafyadaki şartlardan izlerde taşır. Sorulan sorular ya gerçekten merak edip gerçeği öğrenmekten, ya da kabul etmediği benimsemediği
Yaratılış Sırrı,kurgu ve gerçekçilik yöntemi kullanılarak hibrit bir teknikle yazılmış içinde inançlarla ilgili önemli ipuçlarının olduğu bir polisiye tarzinda bir eserdir.,Akıcı bir üslup kullanılmıştır. Kadim inançlara ait metaforlar içermesi nedeniyle eserin merak uyandırıcı olduğunu söyleyebilirim. Eserin büyük bir kısmının Göbeklitepe
Müslümanın ortak delili olarak kuran ve sahiplenmeleri gereken bakış açısı olarak İslam birliğinden bahsedilirken Sünneti Seniyyesi’ni ve Ehli Beyt sevgisi tamamen dışarıda bırakılıyor. İşin enteresan tarafı bugün anlattığım işin bu kitapta yaşanıyor olması.
Cemalettin Afgani her ne kadar Sünneti Seniyyesin’den sadece bu kitapta Allah, kitap,
- İslam düşünce tarihinde leh ve aleyhinde en fazla konuşulan isimlerin başında Takiyyuddin İbn Teymiyye (v. 728/1328) gelmektedir. 661/1263 yılında Harran’da doğan İbn Teymiyye, Hanbeli mezhebinin güçlü âlimlerini içerisinde barındıran bir aileye mensuptur. Dedesi Mecdüddin İbn Teymiyye pek çok alanda eser veren bir âlimdir. Babası Abdulhalim’de,
"1.Katolikler: Roma kilisesi mensupları... Resûl Petrus tarafından kurulduğu kabul edilir. Temel inançların Rûhu'l- Kudüs'ün Baba ile Oğul (İsa)'dan çıkmış olduğudur. Onlara göre baba ile oğul tamamen eşittir. 1950 yılında alınan bir kararla 'Meryem'in de göğe cismen çıktığı temel inançları arasında dahil edilmiştir. Batı ve Güney Avrupa ile Güney Amerika ülkelerinde ve daha başka ülkelerde müntesipleri vardır. Daha birçok kolay ayrılmışlardır."
"2.Ortodokslar: Bu mezhep bağlıları, kendi içlerinde: Süryanî, Süryanîlerin bir kolu ve devamı olan Yakubî, Nesturî, Maronit, Ermeni, MısırKıptî ve Habeş kiliselerine ayrılırlar.
Bunların katoliklerle olan en büyük ihtilafı, Rûhu'l-Kudüs'ün yalnızca <Baba>dan çıkmış olduğuna, <Oğul>dan gelmediğine inanmalarıdır. Ayrıca, <Oğul>u <Baba>ya eşit saymaz ve ilahi olarak <Baba>nın <Oğul>dan üstün olduğunu kabul etmişlerdir.
Kilise farklılığı dışında kendi aralarında birçok mezheplere ayrılmışlardır."