Bir kitabı okumayı düşünüyor
Bir kitap okudu
152 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Okur Takip Önerileri
İşte ölüm bu uykudur... Geceleri gözlerini kapayamayanların aradıkları uzun ve rüyasız uyku...
Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?
Sayfa 25Kitabı okudu
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa :'Dünyada neler gördünüz?' dese heralde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki...
Sayfa 25Kitabı okudu
İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kafi (yeterli) mazeretler tedarik etmiştir.
Sayfa 54Kitabı okudu
Kuvvetli bir kafanın sevince çeviremeyeceği ıstırap yoktur.
Sayfa 24Kitabı okudu
Günümüzde, eski siyasi mensubiyetlerini terk etmiş olan birçok insan yeni mensubiyetler içine de girmemiş ve bu nedenle her tür siyasi kaygıya karşı kayıtsız kalmış durumdadır. Radikal solcu da değildir, irticacı da; daha ziyade etkisiz ve edilgin oldukları söylenebilir. Eski Yunanlılar, bütünüyle özel hayat alanına çekilmiş insanı tanımlamak için budala sıfatını kullanmaktaydı. Eğer bu tanımı kabul edersek, günümüzde birçok toplumun nice vatandaşının gerçekten budala haline geldiği sonucuna varırız.
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti.Acıyı,susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklerde, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. Oysa Uzun İhsan Efendi, Dünyanın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. Kuranın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardından giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı.
