Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ismail Türel

Yalnızlığın ıstırap değil, ihtiyaç olduğu zamanlardı.
Reklam
Evlilik kurumu ve mütahitlik sisteminin büyük benzerliği… Biri, sahip olduğun hayatı tek başına yaşayamayacağına; öbürü, sahip olduğun arsaya tek başına ev yapamayacağına inandırırlar seni...
İnsan anadan doğma yiğit olmaz, insanı hem yürekli, hem de korkak yapan görgüsü ve aklıdır.
Sayfa 29 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Aaah, savaş, seni icat eden görmesin cennet. Aaaah, savaş. Şu yeryüzünde canlı koymadı kırdı geçirdi. Gökteki kuşu, yerdeki börtü böceği, sudaki balığı..."
Sayfa 302Kitabı okudu
"Her şey çok anlamsız. hayat, kendi kendilerini kopyalayan dev moleküllerden başka bir şey değil. Hayat dediğimiz sadece kimyadan ibaret. Periyodik tabloyu ezberlesek yeter. Evrendeki en bol iki elementin, hidrojen ile helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. Böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? Anlam ağırdır... dibe çöker. Falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar."
Reklam
"Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz."
Sayfa 65 - iletişim yayınlarıKitabı okudu
İki bin yıl önce intihar eden askerlerin cesetleri çarmıhta teşhir edilir, kadınların bedenleri kendilerini astıkları iple sokakta sürüklenirmiş. Sonra devir değişti, intihar bir asalet ünvanına, bir ölümsüzlük temsiline büründü. Özellikle müzisyenler ve yazarlar arasında. Ölüm trajik göründüğünden, intihara yücelik payesi verildi. Ama o devir de geçti. Hayatta trajik bir şey kalmadı. Ölüm anlamını yitirdi, intihar da komedi halini aldı.
İnsanlar ancak koşullar buna el verdiğinde delirme lüksüne sahiptiler.
Yaşarken kimse kimseye benzemez Ölünce herkes birbirinin aynı nasılsa.
Sayfa 15 - Can yayınlarıKitabı okudu
Kayıtsızlığın ne başlangıcı vardır, ne de sonu; değişmez bir durumdur kayıtsızlık; bir ağırlık, hiçbir şeyin sarsamayacağı bir kıpırtısızlık, bir cansızlıktır.
Sayfa 64 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
Sayfa 91 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Seni, bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Sayfa 90 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Ard - arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu. Dışarıda gürül - gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylım bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana, Bir bu yana...
Sayfa 89 - Metis yayınlarıKitabı okudu
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni, anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmez, Kahpe yakana.
Sayfa 88 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.
"Zulme karşı koymamak kafirliktir," diyordu. "Çocuğunun rızkını, baba yurdunu korumamak, bırakıp gurbet ellere düşmek kafirliktir. Zulme karşı koymamak zalime ortak olmaktır. Korkmak, korkudan dolayı yılmak kafirliktir."
Sayfa 181Kitabı okudu