Düşüncesinde, şiirinde, varoluşunda devamlılık olan ender yazarlardan İsmet Özel. Çatlıycak Kadar Aşki, bugüne kadar yayınlanmış neredeyse tüm kitaplarından şiirler içeren çok başarılı bir seçki. İçerisinde Sebeb-i telif, Of not Being e Jew, Jazz gibi birçok değerli şiir yer alıyor. Herkesin mutlaka uğraması gereken satırlar diye düşünüyorum ve okumanızı tavsiye ediyorum..
İyi okumalar
İsmet Özel 1981 yılında "Jazz" şiirinde "Koşmam gerek, yetişmem gerek yazgıma. Derken, 1993 yılında yazdığı "Münacaat" şiirinde, "Yazgım kendi avucumda seyretmek kırgın aksimi." Diyor.
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
kendi kalbimle kendi zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
Belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
Nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
Etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
Bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
İzin kağıdım yanar konuşacak olursam
Bu senet bankalar kapanmadan
Ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
Çocuğun mercan saati çatlar mutlaka
koşup haber vermeliyim
yetkili memura
Bahar geliyor, ilerliyor yeminler
alnımı kapıp getirmeliyim
denizi karşılamaya..
İsmet Özel (1981)
Jazz
benim yongalarımdan yapıldı bu çelenkler
ben papatyaları şımartmadım diye oldu
Mata Hari'ler casus, Al Capone'lar gangster
inmem gerek gözbebeklerimin altına
beynimin ortasına büzülmeliyim
genşeyip kımıldayabilirim oradan sonra
dum di dum
duridum dubida
kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
JAZZ
Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar belki kanser olurum bu yıl sınıfla kalırsam nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar etir n de şirpençe çıkar bu kızı alamazsam bu işi hitiremezsem şehirden beni kovadar izin k§ğıdım yanar konuşacak olursam bu senet bankalar kapanınadan ruhumun rengini kapatmayacak olursa ölür kuyuya düşen çocuk çocuğun mercan saati çatlar mutlaka koşup haber vermeliyim yetkili ıneınura bahar geliyor, ilerliyor yeminler
Bu vapuru kaçırırsam beni belki de cinnet basar
belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
etimde şîrpençe çıkar bu kızı alamazsam
bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar
izin kâğıdım yanar konuşacak olursam
bu senet bankalar kapanmadan
ruhumun rengini kapatmayacak olursa
ölür kuyuya düşen çocuk
Ayetler üzerinde düşünmeyi, hatta delirircesine düşünmeyi mahallemizdeki sahaf İbrahim abiden öğrendim. İbrahim abi o heybetli duruşu, geniş omuzları, gür bıyıkları ve bıyıklarıyla birleşen hayli gür sakalıyla, mavi gözleriyle tam bir hollywood yıldızıydı adeta. Onun yüzüne bakan belki de ilk bakışta mahallelinin deyimiyle "mutaassıb bir