وَقُلْ جَٓاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُۜ اِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقاً
De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.”
(İsrâ Sûresi, 17/81)
81. De ki: "Hak geldi bâtil yıkılıp gitti! Zaten bâtil yıkılmaya mahkûmdur."
82. Biz Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki, o müminler için bir şifa, bir rahmettir; zalimlerin ise sadece ziyanını arttırır.
[Kur'an'da şifa vardır; iman, amel ve ahlâka ilişkin mânevî hastalıkları iyileştirir, müminleri bunlardan korur. Kur'an'da rahmet vardır; din ve dünya hayatımızın doğru ve güzel olması için gerekli bilgileri içerir; hakkını vererek okuyanlara ecirler kazandırır. Kur'an'ın şifa oluşu, öncelikle bu mânevî anlamdadır; ancak tıbbi tedavi ile birlikte veya tedavi imkânının kalmadığı durumlarda Kur'an'ın psikolojik, dolayısıyla bedeni hastalıklar konusunda şifa verici tesirinin olabileceği de bildirilmektedir.]