`Neler dinliyoruz?`
Kubat: “Seni Allah kadar sevdim.”
Nükhet Duru: “Sen gördüğüm en son ilahsın.”
Edip Akbayram: “Dertlerin kalkınca şaha, bir sitem yolla Allah’a.”
Mahsun Kırmızıgül: “Sevdim seni Rabbim kadar.”
Orhan Gencebay: “Kaderin böylesine yazıklar olsun.”
Yıldız Tilbe: “Sensiz ölürüm cennette.”
Grup AF: “Yaradan’ın boş vaktine gelmiş.”
Muazzez Abacı:
Yakiyorum gemileri, zira gittiği bir liman yok.
.. bir gün diyorum defolup gitsem bu diyardan
ardıma bile bakmadan.İnsandan yorgunum, ruhumdan yorgunum, en çok da kendimden yorguum. Nefes almanın gerekliligini bu günlerde cok sorgular oldum. Kendim için ne iyi, ne kötü bilmediğim bir dönemdeyim. Öylesine yaşar gibiyim gibi.. ötesi diyorum yıkıcı, üzücü, lanetli bir Andromeda gezegeni. çıksam çıkamıyorum, kalsam ruhum daralıyor. Halbuki ne güzel gülüşlerim var benim, bu gezegene rağmen. Ne güzel umutlarım var benim, yıkıcı bir ruha karşılık. Sadece şuan diyorum ki defolup gitsem bu gezegenden, olmadı artık bu dünyadan. Çünkü dayanacak gücüm kalmadı. Tek umudum tutundugum, tutkum olan kitaplar.. sadece istiyorum ki bir nefes huzur.. bırakın ya bana gülüşlerimi bırakın. İsyanım Allaha değil, kendime. Ne yapılıyorsa benim yüzümden. Nalet bir düşünce sistemine sigindigim yazgım. Olmasın, istiyorum. Bu an olmasın, bu gün olmasın, bu yıl olmasın. Sevgiler Wiss.
Farkında mısınız ?
Kubat: “Seni Allah kadar sevdim.”
Nükhet Duru: “Sen gördüğüm en son ilahsın.”
Mahsun Kırmızıgül: “Sevdim seni Rabbim kadar.”
Orhan Gencebay: “Kaderin böylesine yazıklar olsun.”
Yıldız Tilbe: “Sensiz ölürüm cennette.”
Grup AF: “Yaradan’ın boş vaktine gelmiş.”
Muazzez Abacı: “ sensiz cennet bile sürgün sayılır.”
Duman: “Aldanma öbür dünyaya, hayatı yaşa.”
Cem Adrian: “Beni Tanrı’ya tekrar inandırabilir misin?”
Erol Evgin: “Seni sevmek ibadetim.”
Hakkı Bulut: “Sana taptım be yahu!”
İbrahim Tatlıses: “Bir Allah'a taptım bir sana taptım!”
Ebru Gündeş: “ aşk tadında ibadet.”
Murat Göğebakan: “ Seni kendime ilah yapmıştım.”
Müslüm Gürses: “ “İsyanım var benim kadere.”
Ferhat Göçer: “Cenneti değişmem saçının teline.”
Selami Şahin: “Tapılacak kadınsın.”
Tevbe tevbe
---
***Soracak olursan: 'Biz lafa dalmış şakalaşıyorduk' derler. De ki: 'Allah ile, O'nun ayetleriyle ve Peygamberiyle mi alay ediyordunuz?'Tevbe 65
Benim isyanım asla allaha ve onun kaderi değil tam tersine asla allaha isyan etmem tam tersi allahın varlığını ve beni koruduğunu hep hissediyorum benim isyanım kendime, elimden hiçbirşey gelmemesine, sürekli insanların hayatımın yönlendirmesinden bırakın kendi hayatımı yaşayayım istediğimi okuyayım istediğim şeyi yapayım demiyorum beni özgür bırakın bırakmayın ama ne olursun artık hayatıma ve kararlarıma karışmayın bırakın hata yapayım yapsam bile size asla suç atmam yeter ki artık bana karışmayın biraz kararlarıma saygı duyun benim de kalbim var ne kadar gülsem ne kadar umursamaz bile davransam içim yanıyor ya
Duygularımı kaybetmemin ilk evresindeyim. Aklımda adım atacak yer yok. Her yer flu.. Düşüncelerimde yalpalayan aforizmalar. Bir elimde bir demet papatya diğer elimde günah var. Utanmasam ağlayacağım fakat güçsüz sanırsın. Bana öyle bakma!.. Sadece kötülük yapacak cevher yok içimde. Tek yaptığım, tek yaptığım her şeyi haram etmek kendime. Her şeyi kendime haram etmişçesine yaşıyorum. Az biraz yavaş kalıyorum. Koşacak derman yok dizlerimde. O sokak başında boş boş kendimi dinlerken buluyorum kendimi. Ben yine de tüm kalabalığa rağmen takıp kulaklıklarımı yürüyeceğim en sakin, en küçük adımlarla. Başım dik!.. Biliyorum, bu yolun sonu bir yere varmayacak. Ama ben yine de beni süzen çocuğa kocaman bir gülümseme bırakacağım. Uğraştım.. Lâkin kendimi yitirdim. Bittim.. Sıkıldım biraz. Düştüm, kalktım, güzel haberler aldım.. Görmek istediklerim yanımda yoklardı. Bundandır isyanım.. Daha kötüsü olana dek.. En kötüsü bu.. Kupkuru yağmur var dışarıda.. Zihni’m yine buğulu.
EN ESKI YAZILARIM 1.
Saçmasında vurulduğun mazi namın olur
Denizinde sarıldığın sinsi ahın olur
Fırtınasında savrulduğun serseri zamanın
Toprağında kuruduğun mezarın olur
İskambil kağıtlarından kurulmuş yalancı dünyalara sığdıramadım sevdamı.
Yağmur var bu sabah şehrimde,
Şimdi kaç sonbahar lazım sevdamın yapraklarını dökmeye.
Elimde küller var,bir parçada yanlızlık..
Bu kaçıncı gidişin hatırlamadım,
Ama bu son olsun,
SOn aldanışım,
Son sevişim..Aldım başımı gidiyorum..
Sana kalsın bu şehir.
Acılarımı,yanlızlığımıda götürüyorum..
Sevdamı seriyorum ısısız kaldırımlara..
Sana kalsın ben gidiyorum..
Bu son aldanışım,son yıkılışım olsun..Bu kaçıncı gördüğüm sonbahar?
Rüzgarlar savururken saçlarını,
Avuçlarına düşen her yağmur damlasında
Dua gibi ezberledim adını.
İşte yine eylül geldi..
Üşüyorum sensiz.Damarlarımdaki kan çekiliyor yavaş yavaş,
Adın düğümleniyor boğazımda,
Martı seslerine karışıyor çığlığım.
Yenildim ben bu yalancı sonbahara,
İsyanım sana değil,kendime
Bir başıma kafa tutmak neyime,
Bu son aldanışım,son yıkılışım olsun..
Arzu Terzioğlu
1957 – 59
İstanbul, Fatih,
Bütün gün beni, bu kâğıtların başında oturmaya iten yalnızlığımı düşündükçe acımın artmasını istiyorum. Bu büyük, kalabalık şehirde hiçbir teselli yok benim için. Acım, çok önceleri, başka sokakların, başka pencerelerin, yatak odalarının, bütün o anlamsız eşyanın bulunduğu ortamda çok daha büyüktü. Şimdi başka bir
