Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yezid bin Esam şöyle anlatır: “Şam ehlinden güçlü kuvvetli, nüfuz sahibi bir kimse vardı. Zaman zaman Hz. Ömer’in yanına gelirdi. Bir ara Ömer (ra) o kimseyi göremez oldu. Çevresindekilere: “–Falan zât ne yapıyor, artık görünmez oldu?” dedi. “–Ey Mü’minlerin Emîri! O kendisini şaraba verdi” dediler. Hz. Ömer hemen kâtibini çağırarak: “–Yaz! Ömer bin Hattâb’dan falan kimseye... Sana selâm olsun! Kendisinden başka ilâh olmayan, günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı çetin ve ihsânı bol olan Allah’a hamd ederim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur, dönüş ancak O’nadır.” Ömer (ra) mektubu yazdırdıktan sonra arkadaşlarına dönerek: “–Allah’a yönelmesi ve Allah’ın tevbesini kabul buyurması için kardeşinize dua ediniz” dedi. O zât Hz. Ömer’in mektubunu alınca “Allah günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı çetin olan” cümlesini tekrar tekrar okudu: “–Allah beni hem azabı ile korkutmuş, hem de günahlarımı affedeceğini vaat etmiş” diyerek ağladı ve güzelce tevbe etti. Hz. Ömer bunu haber alınca arkadaşlarına: “–İşte böyle yapınız! Bir kardeşinizin yoldan çıktığını, günaha saplandığını gördüğünüzde onu doğru yola getirmeye, Allah’ın affına güvendirmeye çalışınız. Tevbesini kabul buyurması için de Allah’a dua ediniz. Kendisine beddua ederek aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız» dedi.” (İbn-i Kesir, Tefsir, IV, 76; Ebû Nuaym, Hilye, IV, 97-98)
“Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız! Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emânet edildiğinde emânete riâyet ediyor mu, dünyaya meylettiği zaman helâl, haram gözetiyor mu, ona bakınız.” (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, VI, 288; Şuab, IV, 230, 326)
Reklam
Metin Altıok-Soneler
I Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman; Aşındırarak bütün güzel duyguları. Bir yarım umuttur elimizde kalan, Göğüslemek için karanlık yarınları. Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı, Damağımda kösnüyle gezinirken; Yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı, Dışarda rüzgar acıyla inilderken. Unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri, Seninle bir döşekte sevişirken
Palyaço Şiiri
i. kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk
IV Yaşamak,ölmek..
I Kimbilir hangi ürkek mevsimi alırsın gizlice odalara, saçların balkonları terk edeli kimbilir ne kadar olmuştur? -annene göstermeden aşağı akardı saçların kaç kez eksilip çoğalırsın dişlerini fırçalamayı
Reklam
yüreğimdeki o yolunmuş gül dağınıklığını aklıma vurmaya çalışalı çok günler geçti anladım ki hayatım artık yeni güller doğuramamakta. son sözümü söylemek ister gibi insanlara intihara uyanıyorum her uyanışımda. yüreğimde hiç bir şey yapamamanın boşluğu ve çok şey yapmanın yorgunluğu var günlerce hiç kımıldamadan oturmuş ya da kendimi duvarlara
"Çöl büyüyor: İçinde çöller saklayanlara vah olsun!" —
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
. [Böyle Dedi Zerdüşt, KSA IV: 380]
Derin bir kuyuya benziyor bu altın taç Biri diğerini dolduran iki kovadan ibaret; Boş olanı hep havada dans ediyor, Diğeri aşağıda, görünmüyor, su dolu; İşte o aşağıda gözyaşlarıyla dolu olan kova benim, Sen yükseklere tırmanırken ben acılarımı içiyorum. -William Shakespeare (2.Richard - IV.Perde, i.Sahne)
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.