Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesut İZCİ

Mesut İZCİ
@izci_mesut
10 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
424 syf.
4/10 puan verdi
·
39 günde okudu
Korkma Ben Varım
Korkma Ben VarımMurat Menteş
8.3/10 · 8,2bin okunma
Reklam
Uyanıkkenki yaşantısı ona o kadar yabancı gelmeye başlamıştı ki, rüyalarından bile daha rüyada gibiydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zaman zaman meclis üyelerinin atıp tutmaları, tehditleri ona köpeklerin kısa kısa havlamaları gibi gelmişti. Bir keresinde kumsalda okyanusa havlayıp duran genç bir köpek görmüştü; hayvan sulara koşup dalgaları kapmaya çalışıyor, sonra sahilde patlayan dalgalardan kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp sırılsıklam kaçıyordu.
"....... hiç duymadım." "Neden olmasın ki." Zaten kız hiçbir zaman bir şeyin olmaması için bir sebep göremezdi. Oğlanın onu sevmesinin bir başka nedeni.
Reklam
Oldukça fazla sayılacak belirsizliğin ve samimiyetsiz laf kalabalığının, sözcükler ve düşünceler konusundaki becerisizlikten başka bir şey olmadığını fark etmeye başladı Tenar. Kimse ona ardışık bir düzen içinde düşünmesini öğretmemişti. Kimse onun ne dediğini dinlememişti. Bütün beklenen, ondan tüm istenen kargaşa, gizem ve gevezelikti. O bir cadı kadındı. Onun açık seçik anlamlarla bir işi yoktu.
Nice insanın yaşlanmakla baş etmesine yardımcı olduğumdan, beni bekleyen kayıplara hazırlıklı olduğuma inanıyordum ama durum sandığımdan zor çıktı. Ağrıyan dizler, denge kaybı, sabahları sırtın kaskatı olması, yorgunluk, zayıflayan gözler ve kulaklar, cilt lekeleri... Hepsi dikkatimi çekiyor ama solup giden hafızamın yanında çok ufak kalıyorlar.
1993'te İstanbul'da Bakırköy Hastanesi'ndeki psikiyatristlerle bir atölye çalışması yürütmüştüm. Ardından da Homeros'un "sonsuz mavilikler diyarı" olarak tasvir ettiği, Ege Denizi kıyısındaki eski bir yerleşim birimi olan Bodrum'da on sekiz Türk psikiyatrist ve psikologla iki günlük bir kişisel büyüme grubu yapmıştık. Grup iki gün boyunca çok sıkı çalışmıştı ve katılımcıların çoğunun ne kadar donanımlı ve açık olduğunu görünce şaşırmıştım.
İzleyiciler salonu yavaş yavaş terk ederlerken ben programın broşürünü incelemeye koyuldum ve atölyeye katılım bedelinin kırk dolar olduğunu gördüm (1980 yılından bahsediyoruz). Sonra şöyle bir çevreme bakındım ve yaklaşık altı yüz katılımcı olduğunu hesapladım. Rakamları kafamda hızlıca çarpınca fark ettim ki bu konuşmanın sponsorları yirmi bin dolardan fazla kazanmıştı ve bana sadece dört yüz dolar ödüyorlardı! O günden sonra sözleşmelerimi her konferansta elde edilen gelirin adil bir yüzdesi karşılığında yaptım. Çok geçmeden üniversite maaşım, konuşmalardan elde ettiğim kazancın yanında küçücük kalacaktı.
Sindar ta Savaş vaktine kadar zahmet edip bu rünlerle pek bir şeyin kaydını düşmediler ve bu yüzden de akıllarında hapsettikleri pek çok şey Doriath'ın yıkıntıları arasında yok olup gitti. Avuçlardan kayıp gidene dek öyle az şey söylenir ki mutlu ve esen bir hayata dair; işler iyi hoş gittikçe ve azametiyle gözlerden ırak düşmedikçe kendi kendilerinin hatırasıdır nasıl olsa; öyle ya, ancak sallantıya düştüklerinde yahut da yıkılıp giderlerken şarkılara dökülüverirler.
Reklam
İtalyan tarihçi Renzo de Felice, aşağıdaki üç eğilimi ortaya koymuştur: - … Faşizm, Avrupa’nın manevi hastalığıdır. Tarihin normal akışı içinde yer almamaktadır, liberal demokrasinin bir sapması, bir kanseridir; bir takım olumlu koşullar ortaya çıkmasını kolaylaştırmıştır. İyimser olarak adlandırabileceğimiz bu yorum, faşizmin önce yöntemleri, daha sonra ise cinayetleri karşısında büyük bir şaşkınlığa düşen çağdaşlarınındır. - Kötümser olarak nitelendirebileceğimiz ikinci bir eğilim…. faşizm, bu konuda bir tür alınyazısı olduğu halklarda, her zaman gizil olarak bulunmakta ve konjonktür uygun olduğunda bir anda patlatmaktadır. -Daha az önemli olmayan son eğilim, Marksist esinlidir; en yaygın ve en çok kabul edilendir. Özetle faşizm ve kapitalizmi özdeşleştirir…. Faşizmi ekonomik emperyalizmin zorunlu bir yönü olarak görmektedir.
Bu enstitülerde geleneksel eğitim korunmakta, eleştirel yaklaşım lanetlenmekte ve "sen hiçsin, ulusun her şey" sloganı doğrultusunda topluluğa itaat öğretilmektedir.
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.