Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nerede o gelecek bayramlar!
Nerede o gelecek bayramlar! "Sevgi, gündelik hayatın dışında bir kavram değildir. Sait Faik'i anarak 'Bir insanı sevmek- le başlayacak her şey' diyoruz. Çünkü insan bir kişiyi seviyorsa, gerçekten, sağlıklı anlamda, psi- kolojik kaçış mekanizması haline getirmeden bir insanı seviyorsa, diğer insanı da seviyordur; komşusunu, iş arkadaşını, çiçeği, kaplumbağayı, kendini de seviyordur. Sevgi, bir tarafa yönlendi- rince diğer tarafa kalmayan bir duygu değil. Es- kiden sanıldığı gibi, kendine yönlendirdiğinde bencil olursun da bir kişi veya sembole yönlen- dirdiğinde fedakâr olursun gibi yanılgılar çoktan aşıldı. Bir insanı seviyorsan, sağlıklı seviyorsan, sende sevme yeteneği var demektir. Dolayısıyla, milletini, ülkendeki insanları seviyorsan, dünya daki insanları da seversin. Jean Jaurès 'Gerçek yurtseverlik insanı enternasyonalizme götürür gibi bir söz söylemişti."
Sayfa 168Kitabı okudu
Kimse sanki Birinci Dünya Savaşı bir oranda bu savaşı çıkartan yöneticilerin Hıristiyan inancından yoksun olmalarına bağlıymış gibi davranamaz. Çar da, Kayser de, Avusturya İmparatoru da inançlı birer Hıristiyandı. Keza Sör Edward Grey ve Başkan Wilson da öylelerdi. O zamanlar öne çıkan ve Hıristiyan olmayan tek bir siyasetçi vardı. O da savaşa karşı çıkan ve neredeyse tüm Fransız Hıristiyanların da onayıyla öldürülen Sosyalist Jean Jaurès'ydi. Ingiltere'de savaşı onaylamamaları dolayısıyla kabineden istifa eden yalnızca iki üye olmuştu, onlar da John Burns ve ateistliğiyle tanınan Lort Morley'di. Benzer şekilde Almanya'da da tek muhalefet Liebknecht liderliğindeki ateistlerden gelmişti. Rusya'da ateistler güç kazandıklarında, ilk eylemleri barışı kurmak olmuştu. Bolşevikler'in barış içinde kalmadıkları doğrudur ama zafer kazanmış olan Hıristiyan ulusların hepsinin birden onlara saldırmış olması gerçeği karşısında bu pek de şaşırtıcı değildir.
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
1914 hakkındaki sayısız kitabın nispeten çok azı örneğin basının etkisi, onun neredeyse her millette savaşı coşkuyla destekleyişinden söz eder; üstelik bu, 1914'ten önceki yıllarda okur-yazar artışı sebebiyle 'Basının Altın Çağı' adı verilen dönemdir. Bu, sosyal demokrasinin sonuçlarından biridir; enternasyonal sosyalizme inanan Marksizm'in tamamen yanıldığını gösterir. Alman bir işçinin karakteri, inançları (ve dilekleri) İngiliz ya da Fransız bir işçininkilerden tamamen farklıydı. Üstelik her milletin milli görüşleri sosyal sınıflar arasında eskisine göre daha az farklılık gösteriyordu. Pasifist ve enternasyonal sosyalist gruplar varsa da, savaş karşıtı görüşleri milli duyguların kaynayan kazanında yağ gibi eridi gitti (ilkeli Fransız sosyalist Jean Jaurès'nin savaş ilan edilmeden önce Paris'te öldürülüşünü hatırlayın). Son olarak, orduların düzeni bile milli birliğin artışını simgeler nitelikteydi. 1914'te, tıpkı 1870-71 Fransa-Prusya savaşında olduğu gibi, Alman ordusu hâlâ Prusya, Saksonya, Bavyera, Württemberg vb. mensubu komutan ve birliklerden oluşuyordu. 1914 Eylül'ündeki I. Marne Muharebesi'nden sonra bu ayrı birlikler anlamını yitirdi. Sonrasında, yalnızca Alman askerlerden mütevellit bir Alman ordusu vardı artık. Çokuluslu Avusturya-Macaristan ordusunun son derece çeşitli milli unsurları neredeyse 1918'e kadar bölücü ya da ayrılıkçı olmadılar. Savaş boyunca ordunun ve -sivillerle emekli subaylardan oluşan geniş "yedekler" de dâhil- sivillerin milli duyguları arasında da belirgin bir fark yoktu.
Sayfa 26 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Voltaire, her ne kadar Kilise'nin trajik ve körleştiren aptallığını ve bütün Hristiyanlığın gizemlerini, mucizelerini ve dogmalarını açığa çıkarmışsa da, Abbê Meslier'in Vasiyeti'nin en keskin Hristiyan karşıtı bölümünü yayınlamışsa da, yalnızca yüksek tabaka için yazıyordu ve yüksek tabaka için yazmak istiyordu. Dini, hoşgörü için zorlamak istiyordu; ama eğitimin insanlar arasında, işçiler arasında yaygınlaşması düşüncesinden korktuğu anda, kitlelerin "Hristiyanlıktan çıkarılması" düşüncesinden de şüphesiz korkmuştu.
Sayfa 78 - kemalizmin ideolojik gıdalarından biri.
Demokrasi,Barış,Sosyalizmöy
Sosyalizmde,toplumsal demokrasine geçme yolunda sendikacılık demokrasiden ayrılmamalı,kendini bir çeşit hapse mahküm edilmemelidir, bugünkü demokrasiyi değiştirerek işçi örgütünün ve düşüncesinin özerk gücünü sosyalizmin hizmetine vermelidir
Sayfa 110 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Demokrasi,Barış,Sosyalizm
Demokraside bir sınıf değil,bütün sınıfların bireyler toplamının yerleri,görevleri,hakları,güvenceleri olacaktır.
Sayfa 110 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Reklam
Demokrasi,Barış,Sosyalizm
Demokrasi sosyalizm değildir.Demokrasi,sosyalizmin kökeninde vardır.
Sayfa 110 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Eskiler onun senli benli dostlarıdır.
Sayfa 21 - Evrensel basım yayınKitabı yarım bıraktı
Fakat iyi görmesini bilenler az yanılırlar.
Sayfa 20 - Evrensel basım yayınKitabı yarım bıraktı
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.