Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

C.

C.
@jeansufinch
4 Mart
149 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
“İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı.”
Reklam
Carl Jung’un ifadesiyle, “her birimizin içinde, tanımadığımız biri daha vardır.” Pink Floyd’un ifadesiyle de “kafamın içinde biri var ama o ben değilim.”
Her şey üzerinde etraflıca düşünmek doğru bir davranış. Fakat gereğinden fazla derin düşüncelere de dalmamak lazım, yoksa insan yanlış bir şey yapacağı korkusuyla neredeyse hiçbir şey yapamayacak hale gelir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
iyi olanın kendini kabul ettirmesi genelde çok zor, çünkü istekleri daha az, çekinceleri ise daha çoktur.
İçinde çığlıklar atan mutsuzluk ise, benliğinin bazı şeyleri hala kavrayamamış olan bir parçası.
Reklam
İkimiz de kendimiz için en önemli olan şeyleri bir anlık dikkatsizliğimiz yüzünden yitirdik. İş işten geçti bir kere.
Sonsuza dek dayanabilecek olan evler inşa etmemiz mümkün müdür? Anlaşmalarımızı sonsuza dek geçerli olmaları için mi mühürleriz? Kardeşler mirası sonsuza dek mi paylaşır? İnsanoğlu gençliğin zevklerini sonsuza dek mi tadar? Sonsuza dek mi gücünün doruğundadır? Sonsuza dek mi aşık olur? Irmaklar her sene aynı miktarda su ve verimli çamur mu taşır ovaya? Aynı ekmeği iki defa yiyebilir miyiz? Aynı birayı iki defa içebilir miyiz? Hayır, dünyanın yaradılışından bu yana hiçbir şey aynı kalmamıştır ve kendisini tekrar etmemiştir. Ölüm de sürekli değiştiği için bizden bir parça yaşam değil midir? Onu içimizde barındırarak gelmez miyiz dünyaya? Uyuyanlarla ölülerin birbirlerine ne kadar benzediklerini düşün. Her ikisi de ölümün hatlarına sahiptir. Bir tanesi uyanana kadar, diğeri ise kurtlar etlerini kemirip kemikleri toz olana kadar.
İnsanlara sonsuz yaşam verilmemiştir. Ölüm her zaman yakınlarındadır ve eninde sonunda onları kucaklar, insanların yaşamları belli hedeflere yöneltilmiştir, bunların kimi ulaşılmaz oldukları için anlamsızdır, birçoğu da ulaşılabilirdir.
İnsan kaderi gerçekten de bir mum alevi gibi mi? İlk esen kuvvetli rüzgarın yaşam ışığımızı söndürmesini mi bekleyeceğiz?
Bugüne dek çok üzüldüm ve çok ağıt yaktım, hatta gereğinden çok fazla.
Reklam
Sadece çocukken… evet, henüz çocukken tüm sonsuzluklar bana aitti, sınırsız bir özgürlük ve mutluluk içindeydim. Fakat yine de kendimi yalnız hissediyor ve gerçek bir dostun özlemini çekiyordum.
Hayatın yalnız bir yokuşuyum.
Çünkü insanlar ancak kendi yollarını kavrayabilirler. Fakat kendi yolundan ayrılıp tanrıların yoluna bakmak isteyen kimseyi, önce toprağın sonsuz karanlığı kör eder, sonra da onu takip eden tasavvur edilemez aydınlık.
‘Yaptığın her şeyi, seni gözetleyen ölümün hoşuna gidecek şekilde yap.’ Şu anlama geliyor aşağı yukarı: Ölümlü olduğunu bildiği halde yaptıklarını iyi ve güzel yapmaya çalışan kişi, boş yere yaşamamış demektir. Onun yaşamı başkalarının yaşamını etkiler, tanrıları hoşnut kılar ve sadece bunlar bile yaptıklarına yeteri kadar anlam ve önem kazandırır.
“kendini bir istisna olarak görmek ve kaçınılmaz olanla uzlaşmaya çalışmak, tamamen insanlara özgü bir durumdur. Eğer ölüm çok uzaklarda, mesela bir savaş meydanındaysa onu doğal bir zorunlulukmuş gibi algılarız. Fakat ölen komşumuz ise çok üzülürüz, çünkü bir alışkanlığımızı kaybetmişizdir. Ölüm daha da yakınlarda, kendi civarımızda ise, buna inanamaz ve gerçek olduğunu kabul edemeyiz, çünkü insanoğlu kendisini daima yaşama, gelişime ve ileriye yöneltir. Fakat öbürünü, yoldan ayrılmayı ve geçip gitmeyi kimse hoş karşılamaz ve kolay kolay kabul etmek istemez. Bu yüzden insanlar dur durak bilmeden düşünerek, yeryüzünü ebediyen yaşayacakmış gibi donatmaya ve böylece ölümü unutmaya çalışırlar. Ölüm ise insanları asla, fakat asla unutmaz!”
523 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.