Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Aydınlığım Aşk Karanlığım Ölüm
...ve sen hep ertelerdin gelişlerini. bir gün ülkede herkes eşit olacak demek kadar boş bir vaat gibiydi sözlerin. bu ülkede kimse eşit olmayacak ve sen hiç gelmeyeceksin şehrime...''
Türkçe'ye aşk gibi aydınlık, ölüm gibi karanlık olarak çevirilse de birebir çevirisi “aydınlığım aşk, karanlığım ölümdür" olan mehmed uzun romanı. Yazarın en güzel romanı olabilir. orjinalinden değil türkçe çevirisinden okudum ama biliyorum ki şiir gibi bir dili var. çevirisiyle bile hissettim. şiir gibi kitap. uzun uzun cümleler sel gibi akıp geçiyor. ve o dağlar ülkesi, büyük ülke. hepimizin içinde de yok mu, çatışma halinde iki ülke ve içinde yaşanan gerçekler?
gitme arzusuyla yanan jir'in sonrasında yol gösteren renas, kevok'un iç çatışmaları, ölüm korkusu, baz'ın kabuğundan sıyrılması ve son. başından bildiğimiz bir son. o kadar akıcı bir dille ve o kadar ileri düzeyde bir teknikle yazılmış ki asla eskimez. 30 yıl öncesine ait olmasına rağmen günümüzü yansıtıyor sanki. çünkü yazarın da dediği gibi, tanklar değişti, giyim kuşam değişti, telefonlar değişti ama insanların kîni, nefreti, öc alma duygusu değişmedi. son olarak, vicdanlı bir insan olursanız belki bir gün jîr'i görebilirsiniz.
Ölümün soğuk yüzü karşısında sözün bir değeri kalır mı..?
Baz û Kevok.
İki hain,
Çaresiz,
Yenilmiş,
Yalnız,
Eksik...
Hain dedim dimi? Evet.
Ronî Mîna Evîne - Tarî Mîna Mirinê
Aşk gibi Aydınlık, Ölüm gibi Karanlık kitabını aylar oldu okuyalı lakin incelemesini yazmaya cesaret edememiştim. Bildiğiniz üzere ülkemiz de fikir özgürlüğü mevcut değil, her ne kadar adı geçse bile. İslam davası için her türlü zorbalığı kaldırırım lakin bu gibi durumlar için terörist hakaretini kaldıramam. Benim bir davam var sadece, o da
360 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle söylemeliyim ki kitap çok fazla kültürel öge barındırmakta. Bu yazardan okuduğum ilk kitap olduğu için biraz garipsedim ama okuyan arkadaşlarım bu kadar garipsememişler ve diline alışkınlar. Dili samimi fakat bana göre bu bir aşk hikayesi değil. Tamamen ihanet ile dolu bir hikaye. Keşke Jir ile Kevok'un aşkının masumluğundan devam
Mehmed Uzun'dan okuduğum ilk roman diyebilirim. Öncesinde dengbejlerim adlı kitabını okumuştum fakat ona tam anlamıyla roman diyemem.
Romanın baş karakterleri Baz ve Kevok. Baz dağlar ülkesi diye adlandırılan yerde doğar fakat Ankara'da büyür, okur ve subay olur. Nereden geldiğini kim olduğunu bilmez. Tüm eğitim hayatında subay olmak için hayatını düzene koymak için çabalar. Ve emeğine ulaşana kadar da hiçbir şekilde köklerini, tarihini, kim olduğunu asla araştırmaz ve sorgulamaz.
Kevok ise Ankara'da Fransız Dili ve edebiyatı okuyan bir öğrencidir. Baz'ın aksine kendi köklerini, tarihini bilir fakat bu konu ile alakalı pek de bir şey yapmaz tabi ilk zamanlarda. Bu konuya eğilen kendi gibi Dağlar ülkesinde doğan, büyüyen sevgilisi Jîr'dir.
Böyle kabaca bakıldığında Baz ile Kevok'un bir araya gelmesi ne şekilde karşılaşacakları çok tuhaf görünebilir. Fakat olay örgüsü öyle güzel oluşturulmuş ki elinizden bırakamıyorsunuz kiabı. Okunmaya değer bir eser.
Baz ile Kevok'un hikayesi..
Bir tarafta kendi ülkesinde doğmuş ama kimsesiz, yetim kalmış, ordu tarafından sahip çıkılmış, kimsesizler yurdunda büyüdükten sonra subay olmuş Baz(Şahin).. Ordunun yaptığı katliamdan sonra mağaradan tek canlı şekilde o çıkmış ve sonrasında da kendisine sahip çıkılmış.. Ne olduğundan habersiz, geçmişinden habersiz, kim olduğunu, nerden geldiğini,anasını babasını bilmeyen Baz.. Subay olup kafasına yerleştirilen vatan, millet düşünceleri ile kan akıtan Baz..
Diğer bir tarafta bir trende sürgüne yollanan annesinden o trenin içinde doğan,aynı zamanda trenin içinde Baz'ında komutan olduğu, Baz ile ilk karşılaşmaları orada olan Kevok(Güvercin).. Fransız dili okumuş, kendini geliştirmiş idealist bir genç kız..
Sevgisi Jir'in isyancılara katılması ile onu bulabilmek, ona kavuşabilmek için, kendisinin de isyancılara katılması..
Bu iki karakterin hayatlarının bir gün birbirleri ile birleşmesi.. İkisininde daha sonrasında bulundukları yere,düşüncelerine, arkadaşlarına, ülkelerine ihaneti..
Baz'ın kendini arayışı, hep kendine ben kimim sorusunu sorması.. Bunun sonucunda kendi benliğini bulması.. Kevok ile birbirlerine aşık olmaları, bütün bu sıkışmıklıktan, kandan, nefretten, düşmanlıktan kaçmak isterlerken yakalanıp öldürülmeleri...
Muhteşem bir hikaye... İki insan 20 yıl önce birbirleri ile karşılaşıyorlar. 20 yıl sonra kaderin tekrar onları bir araya getireceklerini bilmeden..
Adı bilinmeyen ülkenin, bilinmeyen bir zamanında yaşamış ve tesadüf eseri anne karnındayken farkında olmadan karşılaşıp ölüme birlikte giden iki kişi Baz ve Kevok...
Yazarın okumuş olduğum ilk kitabı. Yazım dilini gayet güzel ve etkileyici şekilde kullanmış. Üniversite öğrencisi Kevok adlı güzel kızın sevgilisi Jir'in peşine giderek hayatının sonunu getiren yola girmesiyle devam ediyor. Ölümle başlayıp ölümle biten bu kitapta çevresinde yeterince sevgi ve desteği bulamamış iki insanı görüyoruz. Baz; kimsesiz, çocukluktan itibaren bir askerin yanında büyümesi ve subay olup afilli bir düğünle hayatını karartması şeklinde devam ediyor. Çeşitli görevlerde bulunarak en son Kevok ile karşılaşması...
Yazara karşı ön yargıyla başlamış olsamda edebiyat farklı bir durumdur. Hep benzer türde eserler okunmamalı görüşünü savunurum. Herkese bol kitaplı günler dilerim.
Bazı acılar derindir yaşayanlar derin yaşar derin hisseder .Tüm hayatı bir hiç olan ve en son bu hiçliği Aşkla ve ölümle anlamlandıran Baz, inandıklarının peşinden giden hikâyenin sonunda başına ne geldiğini yazarın okurun hayal gücüne bıraktığı Jir, Ve Aşkının peşinden giden yaşamın derinliklerini bu yolda bulan kaderi kaderine denk düşen Bazın gerçek aşkı Kevokun hikâyesi.. Kevok Jir' ine doğru uçarken Bazla Ölüme ulaştı..
Mehmed UZUN'un güzel kitaplarından birinin ismi. her zamanki gibi kürtçeden çeviriyi yapan Muhsin KIZLIKAYA şöyle diyor kitap için; "..Kitapta baz ile kevok'un başından geçenler anlatılıyor. Baz hikayenin erkek kahramanı, hikayenin orjinal dilinde baz şahinin adıdır. Kevok ise kadın kahramanı, kevok'un anlamı ise güvercindir. Kevok, jir diye bir delikanlının ardından uçar, dağlara gider. jir yetenekli her işin üstesinden gelen adam demektir. Kevok'a dağlarda renas adında biri rehberlik yapar, elinden tutar onun. Renas'ın karşılığı yol bilendir. yani bir şahinle bir güvercinin kaderi hiç beklemedikleri bir anda birleşir, bu tesadufi birleşmenin arkasında, ardına düşülen, her işin üstesinden gelebilen, yetenekli bir adama duyulan aşk vardır.."
Kitabın şiir gibi bir dili var. Şiir gibi kitap…
Uzun uzun cümleler sel gibi akıp geçiyor. Ve o dağlar ülkesi, büyük ülke. Hepimizin içinde de yok mu, çatışma halinde iki ülke ve içinde yaşanan gerçekler? Gitme arzusuyla yanan jir'in sonrasında yol gösteren renas, kevok'un iç çatışmaları, ölüm korkusu, baz'ın kabuğundan sıyrılması ve son… Başından bildiğimiz bir son.
Hayatımda okudugum en guzel romanlardan biriydi. Mehmed UZUN, kürt edebiyatı denen şeyin ta kendisidir, çünkü bu dili ve edebiyatını nasıl kullanacağını çok iyi biliyor. Mehmed UZUN'un muhteşem tasvirleri sayesinde kendinizi romanin içinde hissediyorsunuz. Özellikle doğal ortamları (dağ, vadi, mağara) tasvirleri inanılmaz derecede gerçekçiydi yazar her zaman ki gibi sade bir dil kullanmış ve kurgusu mükemmeldi.
İhanetin Romantik yanı Olamaz!
Mehmed uzun aşkın sevdanın şehvetin sürekli kitaplarına dahil ettiği genelevlerin çıplaklığın yazarı değildir. O tarihin şahididir. Faili meçhul cinayetlerin sürgünlerin tanıklığını yapmış bir yazardır. O büyük bir tanıktır, 50lerden 90lara kadar tüm dönemlere şahit olmuş bir yazardır. Ancak tarihin romantizmi sayfalarının arasında yer bulan bu gerçek hikayeler gerçek kişilerin yeri dramatizm sayfaları olmamalıydı. Aşk ve tarihin masalları olarak kalacaktır. Kanla sulanan bu toprakların O ülkenin adını hiçbir zaman bu kitapta bulamayacaksınız. İyi bir sorun analizi yapılmış sorunları açık ve köklü bir şekilde dile getirilmiş olmalıydı. İyi bir iki kahraman olmalıydı.
Jîr; sağlam fikirlere sahip olan, kendini davasına adayan kişi. Ama kevok, kevok hangi fikirler için savaşmaya gitti jîrin aşkının şehveti mi yoksa ülkesinin özgürlüğü için mi savaştı. Hayır o jîr’î tekar görme isteğiyle fikirsizce bir savaşın içine attı kendini. İtirafçı olmaya karar vediği zaman mağaraların boş olduğunu mu düşünüyordu? Düşünmemeliydi kendini feda etmesi gerekirdi. Renas’ı onu kardan, tipiden kurtaran kişiyi ve beş arkadaşı ne için öldürttü. Bir güvercinin yaşamı için 6 dağ keçisi öldürülmesine göz yummak hangi aklın bir sonucudur. …. Kim hain kevok mu baz mı? Hayır kevok ve Baz iki ihanetçi iki katil Kürt romanına konu olmamalıydı. Onların haklılık yanları yoktur. Sadece baz’ın bir ömre daha yeniden doğmaya hakkı vardı. Bu neyin savaşıydı kimin için binlerce Kürt genci, Hayallerini sevgililerini eşlerini ailelerini bırakıp ölüme gittiler.
Baz annesinin, babasının kim olduğunu, s oyunu, kökeninin nereden geldiğini bilmeyen, yetimhanelerde büyüyen, devletin askeri okullarında okuyup subay olan. hiç bilmediği kendi halkını, aynı kökenden gelen onlarca insanını katleden vicdansız baz...
Kevok ise okumayı, şiir yazmayı, edebiyat yazmayı seven bilgili, idealist bir genç kız ve üniversitede tanıştığı, çok sevdiği jir diye bir gencin ardından dağlara gider böylece kevokla bazın hikayesi dağlarda bir savaşta başlamış olur.
Nefretle, kinle başlayan birbirinden habersiz aynı toprağın insanı iki düşman olarak başlayan hikayede...
Umutlarıyla, hayalleriyle, kırgın yürekleriyle, birbirinden başka sığınacak kimseleri kalmayan ve yarım kalan aşklarıyla iki dostun, aşkın hikayesi Kevokla bazın hikayesi ikisinin ölümüyle bitmiş olur.
Ah Mehmed Uzun her defasında beni derinden nasıl etkiliyorsun? Kaleme aldığın kitapların yüreğime dokunuyor...
Baz ile Kevok'un hikayesi...
Baz ölümün çocuğu, Kevok sürgünün çocuğu ve birleşen kaderleri...
Baz'ın kimlik arayışı.. hiç kendi olmayaşına izin verilmeyişi, kendi hayatını yaşamayaşı, hiç ben olmayışı..
Jîr'in ve Kevok'un düşünceleri,
Mehmet uzun bence biz acımasız ve empatiden uzak insanlara güzel dersler serpistirmiş bu kitapta; birincisi bence, savaş insanı insan olmaktan uzaklaştıran bir kötülük toplamıdır, ikincisi ise kimse düşüncelerinden dolayı suçlanmamalı.
Kevok, Baz, jir, Renas ne yapmak istediler? Başlarına ne geldi? Spoiler vermek istemiyorum o yüzden kısa keseceğim. Ama okudukça çok sorgulayacak, hüzünlenecek, belkide küseceksiniz.
Alıntı
—Dol’dan söz ediyorduk, Hades’in çağrısıyla dol (döl), tol’a (intikam) dönüştü. Son gecemizde hiç dilimizden düşmeyen dol kelimesini bedenimin ısısıyla tov’a (tohum sperm) çevirdim. Ama Jîr’in dediği oldu, dol gitti tol kaldı geride, tov da iki hafta önce gitti.
— Kitaptaki bu alıntı daki derinlik kendimce etkilendiqim epeyce sorgulayacabileceğim. Kitabın karakterlerinin vazgeçişleri uğruna yitirilen mutluluklar ve daha daha...
İyi okumalar.