24/05/2023 günü saat gece ikiye doğru bitirdim. Bu yazıyı ise 25'inde, kitabın arkasındaki o boş sayfaya yazdım. Oradan dijital ortama geçiriyorum.
Kitap büyük övgüler almış, şahsımca bu övgüleri de hak etmiş. Öte yandan üzerine ne konuşabilirim diyorum da... Her bir sonraki sayfada insana, "Daha ne kadar kötü olabilir?" sorusunu sordurmayı başarıyor ve o kötüyü size veriyor.
Hannah işini bilerek yazmış. Beni en çok öfke ile haşır neşir etti. Isabelle değil ancak Viann'in aldığı kararların ya da ne bileyim, kendi içindeki o ahlaki ikilemin beni bu derece güçlü duygulara iteceğini hiç beklemezdim.
Kitaba başlamadan evvel Fransız İhtilali ya da ne bileyim, barikatlar, mücadele gibi şeyler okuyacağım sanıyordum. Beklentimden çok uzakta bir hikaye okumakla birlikte iyi yazıldığını söylemekten fazlasını yapamam.
Ve eğer bu kitabı okuduysan, sevgili bir sonraki okuyucu, sana önerim Paullina Simons'tan Bronz Atlı Serisi'dir. Onu da seveceğini düşünüyorum. Bu savaşın Rusya cephesini anlatır ve beni derinden etkilemiştir.
Saygılar,
Virgül
Bütün bunlara ek olarak kitabı okurken dinlediğim bazı şarkıları şuraya bırakmak istiyorum:
Meimuna - La tristesse du diable
Joan Baez - Donna Donna
Pomme - Soleil Soleil
Noel's Lament - Ride The Cyclone