Batı uygarlığında sanatın gözebatan özgün çizgilerinden birini oluşturan şey bence, sahibin ya da giderek seyircinin o nesneye sahibolma konusunda gösterdiği güçlü ve tutkulu istektir.
Levi Strauss
Reklamlarla her birimize bir nesne daha satın alarak kendimizi ya da yaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir. Aldığınız bu yeni nesne der reklam, sizi bir bakıma daha zenginleştirecektir —aslında o nesneyi almak için para harcayarak biraz daha yoksullaşacak olsanız bile!
Reklam toplumda demokratik olmayan her şeyi örtbas etmeye, bu eksikliklerin bedelini ödemeye de yardım eder. Üstelik dünyanın geri kalan kesiminde yer alan olayları da gözlerden siler.
Berger , baktığımız ama göremediğimiz ve hakim paradigma ve egemen ideolojinin gizleyip saklamaya çalıştıklarını gün yüzüne çıkartıyor. Avrupa yağlı boya resim sanatını incelemeye alıyor. Dört bölümden oluşan ve ilk olarak belgesel şeklinde çekilmiştir. İlk bölümde Walter Benjamin'den yola çıkılarak fotoğraf makinesinin icadıyla mekan imgeleminin
Yașamın bir Düșüș olarak görülebilebileceği düşüncesi, insan imgeleminin içkin bir ögesidir. Düșlemek, düșüșün mümkün kılındığı yüksekliği kavramaktır.
Ders kitabı gibi ama o kadar akıcı hatta eğlenceli ki asla sıkılmıyorsunuz. Avrupa resim sanatına dair her konuya değinilmiş. Reklam, pazarlama alanının inceliklerinden bahsedilmiş. Birsürü eser örnekleri sayesinde de konuyu kavramayı çok kolaylaştırmış bir kitap. Dönemin sosyokültürel yapısını çok yalın bir dille, dönemin ressamlarının eserlerini inceleyerek okuyucuya aktarmış. Çok başarılı bir genel kültür kitabı.