İlk olarak kitabın başlığından kitabı Alexander Dumas'nın Demir Maske'si gibi düşünenler olabilir bu yüzden uyarı niteliğinde bunun böyle bir kitap olmadığını mikrotarihçiliğin büyük nimetlerinden yararlanılarak arşiv temelli bilgilerin edebi bir sunumu olduğunu söyleyerek incelemeye başlamak istedim.
14. yüzyıl ortalarında Siena'da yaşayan bir tüccarın Cola di Rienzo'nun ilettiği mektupla kendisinin aslında 1316 yılında öldüğü düşünülen Babasının Ölümünden Sonra Doğan I. Jean adlı Fransa kralı olduğunu öğrenir. Böylelikle kahramanımız Giannino di Guccio'nun 38 yıldır büründüğü Sienalı tüccar bedeninden kurtulup I. Jean olarak hakkı olan tahtı geri alma çabasını okumaya başlarız. Yazar burada Giannino'nun hapisteyken yazdığı ve kendi otobiyografisi olan yazıları kullanır ki 6. bölümde bu Istoria adıyla sunulan eserin nasıl bir süreçten geçtiği ve ne kadar güvenilir olduğunu da sorgular.
Yazarın kitabı sunumu aslında bir roman gibidir hikayenin akışı kafa yormayacak şekilde kronolojik ve 6. bölüm hariç yalın ve akıcıdır. Lakin bu yalınlık ve akıcılığın bilimsellikten uzak anlamına gelmediğini cümle aralarında değindiği ve insanı yormayan detaylardan ve arada okuyucuya sunduğu royal touch ve kralın eldivenini vermesi gibi sembolik ortaçağ davranışları okuyucuya dönemi tanıtmakta oldukça fayda sağlamaktadır.
Son olarak kitap benim okuduğum en akıcı ve tatmin edici mikrotarihçilik örneklerinden biri ülkemizde bu alandaki çalışmalar oldukça az umarım ilerleyen yıllarda bu tarz eserler üretebiliriz.
Kitabı alırken ne arkasındaki kısa özeti ne de içeriğiyle alakalı bir şeyi okumaya tenezzül etmiştim, almamdaki tek gaye kapağının güzel olmasıydı. Bu sayede daha önceden hiç okumadığım Japon edebiyatına girişimi İthaki'nin güzel kapak tasarımı sayesinde yapacaktım.
Kitabı ediniş serüvenimin ardından kitabı çok fazla sevdiğimi belirterek, aynı zamanda yine İthaki'nin bastığı "Yaban Kazı" ve "Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler" kitaplarını da almıştım bu kitabı sevmem onları okumam için de motivasyon sağlayacaktır.
İçindekiler kısmına baktığımda yalnızca iki bölüm, Şeytan'ın Çırağı ve Onları Öldürdü mü?, olduğunu görünce devam eden bir hikaye sanmıştım ki zaten ilk bölümün bitime bir kaç sayfa kala "hmm demek ikinci bölümde artık adamın, Eizo, suçu itiraf mektubu biterek ve biz o mektup üzerinden bazı olayları birleştirmeye başlayacağız" diye düşünürken bir anda farklı bir olaya geçmiş olması ilk bölümü ikinciye göre daha az sevmeme neden olmuştu. Sanki o itiraf mektubu yarım kalmış hissi yaratmıştı lakin üzerine biraz düşününce ve ikinci bölümü de yavaş yavaş okumaya başlayınca yazarın adetinin bu olduğunu rahatça kavrıyorsunuz. Yazarın zaten özel hayatında hukukla olan doğrudan bağlantısı öykülerini yazarken genellikle kullanılan tanrısal bakıştan ziyade kendi bir davasını anlatıyormuş hissi veriyor ve bu şekilde zaten ikinci öyküde yer alan avukatı Sherlock Holmes/Arsen Lüpen'den ayırıp günümüz dünyasındaki herhangi bir avukat durumunda görebiliyoruz.
Nietzsche bize kendini anlatmak istemiş neden Almanlardan nefret ettiği, niçin dine karşı olduğunu, kadın düşmanlığını, geçimsizliğini... İdealleri olanlara savaş açmış, insanın zaaflarından arınması gerektiğini bu yüzden de putlarını (ideallerini) yıkıp "üst" insan olması gerektiğini. Yüksek egosunun bir yansıması olarak bu yolda insanın yol göstericisi ise kendi Zerdüşt'üdür.
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Doğu Batı Yayınları · 20209,8bin okunma
Kitap genel olarak Halil İnalcık'ın edebi dilinden uzak özellikle ilk iki bölümü sanki İnalcık patronaj meselesi ile ilgili araştırma yaparken aldığı notların bir ahenk oluşturmadan peşi sıra eklenmesi gibi okurken aşırı sıkıyor lakin sayfa sayısının azlığı bu durumu sineye çekmemizi sağlıyor. Kitap hakkındaki diğer eleştirim içindeki farsi şiirlerin türkçeleştirilmemesi evet bazılarını İnalcık transkript etmese de açıklamış lakin bu o şiirin bir bütün olarak algılanmasına yaramıyor sadece göndermelerden bahsediliyor. Bunlar dışında eser İnalcık'ın klasik Annales etkisinde ele alınıp patronajla birlikte şairlerin ve Osmanlı patronluğunun sosyolojik temelini ortaya çıkarıyor.
Şâir ve PatronHalil İnalcık · Doğu Batı Yayınları · 2019652 okunma