Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
unutma; bir gün mutluluğun zirvesini yaşayıp, ruhun bast hali ile âlâlara yükselsen de, ansızın bir gün ruhun kabz hali ile esfele inebilirsin. ama dur, yitirme umudunu, bâki tut; kim bilir sonbaharını yaşayan ömrün, belki bir gün turnaların sesleriyle kavuşur yeniden baharına.
Sadece yaralı, kırgın, yorgun, üzgün ve kabz haline düşmüş olan kişiler bast halinin vermiş olduğu şifayı hissedebilirler . Nasipli olanlar da olabilir. Belki de en büyük nasip kanaatkar olmak, her durumda ve imtihanda mutlu olabilmeyi öğrenmektir. (tabikii üzüntüyü yaşamasını da bilerek, uzatmadan, ahlar ve vahlara kapılıp kahrolmadan...) Hayat devam ediyor ve ahiretimiz için bu hayatı ıskalayamayız diye düşünüyorum yaralı bir kalp olarak.
Reklam
Kabz ve bast halleri insanı korku ve ümit arasında dengede tutan bir durumdur.
Kişi kabz halinde tövbe ve istiğfar ile Allah’a yönelir, manen terakki eder. Bast halinde ise şükrederek derecesini artırır. İnsan, devamlı kabz halinde yaşasa bütün ümidini kaybedebilir. Sürekli bast hali yaşayan kimsede ise akibetini garanti görme hastalığı ortaya çıkabilir. 🌾🌾🌾 –Kastamonu lahikası
hayat döngüm.
kabz hali, ümitsizlik, ruhani bunalımlar 🔄 bast hali, tevekkül, ruhani şevk ve heyecan
Emn ü ye’sin vartasına düşmemek hikmetiyle havf u reca müvazenesinde, sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast haletleri, celal ve cemal tecellisinden intibah ehline gelmesi; ehl-i hakikatça medar-ı terakki bir düstur-u meşhurdur.
Kastamonu Lahikası
Kastamonu Lahikası
günlük rutinim kabz hali 🔄 bast hali bast hali 🔄 kabz hali
Reklam
🌸Mevlânâ Celâleddin Rûmî (k.s.), insanın çamur ve ruhtan oluşan bu muazzam ve muamma yapısını şöyle tahlil edip ona yol göstermeye çalışır: “Ey Ganî olan Allah! Sen bir küçük yağ parçasına, yani göze aydınlık ihsan edersin. Bir kemik parçasına, yani kulağa işitme hassası verirsin. Görmek ve işitmek gibi mânaların, bedenle eşyayı anlayabilmenin de
“Eğer bilmiyorsanız ‘zikir ehline’ sorun.” Selîm Dîvâne Hazretleri, Nahl Sûresi’nin 43. âyetine işaret ederek, bir mürşid-i kâmil arayıp bulmak ve ona bağlanmanın herkese farz olduğunu söyler. Nitekim bu tespitini, Nahl Sûresi’nin 43. âyetinde buyrulan “Eğer bilmiyorsanız ‘zikir ehline’ sorun.” hitabına dayandırır. Bu tespitinden sonra Selîm
Rabıta devadır
İnsanda bir kabz hâli, bir de bast hâli vardır. Mümin iki hâlde de Allah'a teslim olandır. Tasavvuf ise; daimî huzur verir. İmtihan olmaz değil, bilâkis daha çetin.. Lâkin huzur bozulmuyor büyüklerin himmeti ile... Teslim olan zarar etmez ihvânım.
Kurtarıcı bilgi gelmezse İşin içinden çıkamayız, Seyrü suluk = yer değiştirme, Meseleye senin gözünle bakayım Hakikat yeni bir veçhe ile tanınır Mizaç ise kendine uydurur Aslolan Allah a göre tanımaktır.
109 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.