Kadınlar çok seyrek olarak söylediklerini kast ederler.
Asıl demek istediklerini bulmak için sakın, "Ne demek istiyorsun" diye sormayın. Bu soru kastedilmeyecek başka bir cümleye yönlendirir ve aslolandan gitgide uzaklaşmanıza sebep olur. Bu sebeple sonuç ilişkisi kurulamaz :)))
Oprah Winfrey'in yüzde yüz emin olduğu 20 şey.
*Ektiğin kadarını biçersin. Emeğin mutlaka aynı oranda geri döner.
*Kendi hikayeni kendin yaz. Kimse senin senaryonu yazmasın.
*Geçmişte birinin sana yaptığı bir kötülüğün,bugün hiçbir gücü yoktur. Ancak sen ona o gücü verirsen olur.
*İnsanlar kendilerini sana nasıl tanıtıyorlarsa,önce öyle kabul et
*Endişelenme vakit kaybıdır. Öyle yapacağına,endiselendigin şeyle ilgili bir şey yapmaya harca o zamanını.
*Neye inandigin,hayallerinden,isteklerinden ve beklentilerinden çok daha güçlüdür. Sonunda her zaman, inandigin şey oluyorsun.
*Sadece tek bir dua edeceksen,o,"çok şükür" olsun.
*Mutluluğun verdiğin sevgi kadardır.
*Hata, seni başka yöne yönlendiren bir yol işaretidir.
*Herkesin istediğinin aksine davranirsan ,dünya yıkılmaz.
*İçgüdülerine güven ,onlar yalan söylemez.
*Önce kendini sev. Sonra da,o sevgini her fırsatta etrafına yaymayı öğren.
*İşini tutku yönetsin.
*Sevdiğin şeyi yaparak para kazanmanın yolunu bul. O zaman her maaş sana bonus olur.
*Aşk acitmaz. Çok daha iyi hissettirir.
*Her gün ,yeniden başlamak için bir fırsattır.
*Dünyada en zor iş anneliktir. Ve bugün kadınlar bunu ilan etmelidir
*Şüphe,"-ma"ekidir. Kipirda ma,cevapla ma,
*Ne yapacağını bilmediğinde,sakinleş. Cevap gelir.
*Hiçbir dert sonsuza kadar sürmez
Sayfa 41 - Doğan novusKitabı okudu
Koca koca adamlar, sakalları var, bıyıkları var, çocukları var. Dışarıda güneş, içlerinde kar. Bazen bir yerlere gidiyorlar, nefes alıp veriyorlar.
Koca koca kadınlar, memeleri var, kocaları var, ojeleri var. Kalçaları geniş, göğüs kafesleri dar.
Dağların tepelerine tırmanıyorlar.
Hep beraber susuyorlar.
Geçmişe çığlık atıyorlar. Yalvarıyorlar.
Unutmak istiyorlar.
Aslında sadece affetmek istiyorlar.
Bence bundan sonra kocasının, sevgilisinin sözünden çıkmayan, onun çizdiği sınırlarda gezinen kadınlara alabık diyelim. Biz kadınlar da, onlarla dalga geçelim yeri geldiğinde.
Zira kadınlar ölümden bile korkmaz, yaşlanmaktan korktukları kadar.
Sayfa 279
Yaşasın kadınlar ve paylaştıkları!
Sayfa 124
Doğamız gereği
Biz kadınlar, sanki çoğunlukla kadınlar, endişe vagonlarına çok çabuk atlıyoruz.
Sayfa 106
Kadınların içgüdüleri inanılmazdır, sezgileri de. Onlardan müthiş yöneticiler de olur. Keşke daha fazla olsa. En güzeli nedir biliyor musunuz, kadınlar kırmadan bükebilir. Kırmadan bükülerek dünya yönetilse, harikalar diyarında yaşardık.
Nil Karaibrahimgil'in bir şarkısı kadınların güçlü olma özlemlerini güçlü bir üslupla dile getiriyor. Ne diyor: "Tek taşımı kendim aldım, tek başıma kendim taktım, girmesinler hava ya" diyor. Kadının tek taşını kendisinin alabilmesi, hem maddi hem mecazi anlam taşıyor. Tek taşını kendisi alabilen, kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü kadın, aynı zamanda anne de olabilir, eş de. Kadının güçlü olabilmesi onun "kadınlıktan" uzaklaşacağı anlamına gelmez. Dedelerimizin "Kadın anam" dedikleri ninelerimiz, hem eş, hem ana, hem de güçlü olmayı becerebiliyorlardı galiba.
Tek taşlı yüzüklerini kendileri takabilen güçlü kadınlar, "bağımlı" değil "bağlı" olan sevgililer, eşler olabilirler. Tek taşlı bir yüzük için beyaz atlı bir prens bekleyen bir kadın, erkeğe bağımlıdır, ona muhtaç konumdadır. Kendi ayakları üzerinde durabilen, beyaz atlı bir erkeğin himmetine muhtaç olmayan bir kadın ise, hem özgür hem bağlı olabilir.
Sevdiklerimize bağımlı değil, bağlı olmalıyız. Eşimize, ailemize, ülkemize bağımlı değil, bağlı olmalıyız. Bağımlı ilişkide biri ötekine dayanıp da yaşar. Aralarında bağlılık olanlar ise dayanışma içinde yaşarlar.
