Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kadri İzer

Sabitlenmiş gönderi
İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya. Başlar her gün biraz daha insan olmaya. Ve ölürken usul usul ne tuhaf; Aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya… Metin altınok
Reklam
456 syf.
·
Puan vermedi
En Hüzünlü Eylül
En Hüzünlü EylülOsman Balcıgil
8.9/10 · 2.179 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Öncekinin devamı niteliğinde …
Bir kısırdöngü bu. Yaşları yirmiye yaklaşanlar memleketle ilgili telaşa düşüyorlar, kaşar politikacılar enerjilerinden yararlanmak için onları yardakçıları haline getiriyor ve çok geçmeden ortaya bu sefer genç ama kaşar yeni politikacılar çıkıyor. İttihat ve Terakki’den bu yana değişen hiçbir şey yok. Korkarım elli yıl, yüz yıl sonra da böyle olacak.
Bazı şeyler hiç değişmiyor, neden? Çünkü zihniyet değişmiyor!
Masanın üzerindeki gazeteyi okuduğum için biliyordum. DP hükümetinin dışişleri bakanlığını sürdüren Fuat Köprülü daha bir gün önce, Ankara’da Büyük Sinema’da yapılan toplantıda, CHP’nin zamanında ne kadar baskıcı bir parti olduğundan söz etmişti. Tabii ki bu arada DP’yi sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermiş, giderek artan gerginliğin tüm kabahatini CHP’ye ve öteki muhalefet partilerine yüklemişti. Yorgo “Biz buyuz işte” dedi. Babam ve ben ne demek istediğini anlamak için yüzüne bakınca, “Havasından mı suyundan mı bilmem, daha iyisini yapmak yerine, bizden öncekilerin bizden daha kötü olduğunu tekrarlayıp dururuz” diyerek düşüncesine açıklık getirdi.
Reklam
Çok tanıdık geldi
Her zaman olduğu gibi, kahvaltıyla gazete okuma işini paralel yürütecektik. Arada bir okuduğumuz gazeteleri değiştirirken, gördüğüm bir haber nedeniyle epey sinirlendim ve “Kuyruklu yalan!” diye söylendim. Babam “Hangisi?” diye sorunca haberi göstererek açıklamada bulundum. “Valilik şeker darlığının nedenlerini aşırı şeker alınmasına, bakkalların şirkete zamanında başvurmamasına ve kâr nispetini az bulmasına bağlamış. Kesinlikle böyle değil.” “Nereden biliyorsun?” “Her gün, bakkallardan dünya kadar şikâyet mektubu geliyor da ondan. Hepsinin derdi ortak. Gittikleri dağıtıcılarda şeker bulamıyorlarmış.” Yorgo en saf haliyle “Peki neden böyle bir beyanat vermiş sizinkiler?” diyerek konuşmaya dahil olunca babamın yüzünde bir gülümseme oluştu. “Ne demelerini bekliyorsunuz Allah aşkınıza? Görevleri bu! Şehirde ve ülkede her şeyin yolunda gittiğine milleti inandırmak zorundalar. Ancak böyle davranırlarsa makamlarında oturmayı sürdürebilirler. Öyle değil mi?”
Hiçbir şey yeni değil ve hep böyle devam edecek maalesef !
“Meseleleri çözülmemiş bir ülkede yaşıyoruz. Her kuşak üstesinden gelemediği ya da gelmek istemediği konuları kendinden sonraki kuşağa havale ediyor. Çocuklarımız dünyaya gözlerini, bizim halledemediğimiz tartışmalı konularla açıyor. Bugün tartıştığımız hiçbir konu yeni değil. Az önce arkadaşından aktardığın gibi, İttihat Terakki Partisi’nin kurulduğu 1889’dan bu yana...”
Din, kuşkusuz inanmakla ilgili ve sadece inananla inanılan arasında kalması gereken bir kurumdu. Üzerine tartışmak kırgınlıktan, kızgınlıktan, yıkımdan başka hiçbir işe yaramazdı. İnsanlık, geçen iki bin yıla yakın zaman içinde bunun örneklerini sıkça yaşamıştı. Dinler tarihine kısaca göz atmak bile bunu anlamaya yeter de artardı.
Ateş - Orman
İnsanlar en sonunda, sopa ve taşlarla yaptıklarından çok daha muhteşem bir şeyi keşfettiler: Ateşi kullanmayı öğrendiler! Ateş çok acımasız ve korkutucudur. Aslan zebrayı yediğinde karnı doyar ve sonra yatıp uyur. Ancak ateş bir ağacı yediğinde karnı daha da acıkır, vahşice bir ağaçtan diğerine sıçrar. Tüm ormanı bir günde yiyebilir, ardında sadece külleri bırakır. Yayılmasını durdurmak için ateşe dokunmaya, onu tutmaya çalışırsanız sizi de yakar.
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazar zaten beğenerek okuduğum bir yazar. Bu kitaptaki en çok etkilendiğim şey dedenin toruna “basit bir saati” anlatma şekli ki bence efsane bir tasvir.
Çıt Yok
Çıt Yokİsmail Güzelsoy · Doğan Kitap · 201783 okunma
Reklam
İnsan kendi sırlarını tastamam bilecek diye bir kaide var mı ki? Öyle sırlarımız vardır ki, çok yaralayıcıdır ve biz onları ruhumuzun dibine atarız. Kendimizden de saklarız. Zaten insan en büyük sırlarını kendisinden saklar.
Sanat & Sanatçı
Dünyayı, onu sevdiğimiz birine tarif ederken yaşarız aslında. Bütün sanatlar, güzellikleri anlatan her şey bu oyunun çeşitlemeleridir yalnızca.
385 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.