Odanın beyaz duvarlarına bakıyorum. Sanki odanın parlak beyazlığı koca bir dalga olup üzerime geliyor. Duvarlar dile gelmiş sanki, son beş gündür duyduğum bütün o kelimeleri bana yeniden hatırlatıyorlar; yardım, destek, özgürlük, hak, hukuk, adalet, savaş, isyan, direniş, eşkıya, vatan, millet, yasa, düzen, insanlık... Ve edebiyat... Yaratıcılığın sınırsız gücü, yazarın sorumlulukları, romanın işlevi... Neredeyse herkesin konuşurken tek ses çıkardığı böylesi bir ülkede, bireysel yaratıcılığın, edebiyat uğraşının zorlukları, seni bekleyen binbir tehlike... Bu kapalı havada, küçük odanın beyaz duvarları bütün bu kelimeleri haykırarak üstüme üstüme geliyor. Gözlerimi kapatıyorum, bir faydası yok. Kelimeler sağımda solumda yankılanıyor ve o ince, zarif tebessüm... Kafamın içinde o yazarın gülüşü...