O zamanlar kalemler kırık, gözler yumuk, boyunlar eğili, ağızlar kilitliydi. “Gel!” diyordunuz, halk karnını yerde sürüyerek ezile-büzüle koşuyor, ayaklarınızın altına sokulup tir tir titriyordu. “Git!” diyordunuz, kapıya kendini zor atıyor, merdivenleri dörder dörder atlayarak canını güç kurtarıyordu. Siz nâzır değildiniz, derebeyliği yaptınız… Siz âmir olmadınız, sergerdelik ettiniz… Siz valilik yapmadınız, asesbaşılık ettiniz… Efelere taş çıkardınız; zorbalara parmak ısırttınız; Çakıcı’ya rahmet okuttunuz. Kabakçı’yı gölgede bıraktınız… Biraz daha geçseydi evliya diye “Patrona”lara türbe kurup başlarında kandil yakacaktık; “Muslî”leri kahraman bilip nâmlarına heykel dikecektik, “Sakallı”lara can verip mevkilere geçirecektik.
Refik Halid Karay
Başka Bir Şey İçin Değil...
Ben sana yenilmek için sevdim seni.
Kahraman Tazeoğlu
Ünlü karikatür kahramanı Charlie Brown, bir karikatürde, okçuluk çalışmak ister. Yayı çeker ve oku fırlatır. Sonra okun saplandığı yere gider ve oraya bir hedef çizer. Diğer kahraman Lucy, yanına gelip şöyle der: "Bu şekilde okçuluk çalışılmaz. Önce hedefi çizersin, sonra oku fırlatırsın." Ama Charlie'nin cevabı çok ilginçtir: "Biliyorum ama benim gibi yaparsan hedefi asla kaçırmıyorsun."