Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alo baba sen misin nasılsın?Allahıma bin şükür ben burda iyiyim... Ne olsun be baba güzel geçiyor günlerim silah elimde hergün iştima nöbetteyim. Annem nasıl baba ağlamıyor değilmi? Söyle nolur ağlamasın bırakmasın kendini... Doğudayım tehlike evet biliyorum baba! Korkmuyorum elbet vatana kan can feda... Kardeşlerim nasıl sınıfı geçtilermi?
Atatürk'ün Edebiyatla İlgili Görüşleri Atatürk'ün her türüyle üzerinde durduğu bir sanat dalı da edebiyattır. Edebiyatın tanımını yapan Atatürk der ki: «Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok
Reklam
Önemli bir problemde, yetkinizi aştığı halde size danışılıyorsa, kahramanlık yapmayın. Çünkü mutlaka olaya çözüm değil, suçlu aranıyordur. ERICH FROMM
Sevda ne yalnız bir yükseliş nede bir yıldızlar gibi parlayıp sönmektir,kaybetmeyi düşünmek boşuna bir emektir,kahramanlık bir kez sevip bir daha dönmemektir ...
İnsan farklı aidiyetlere sahip olarak gelir dünyaya ve her bir aidiyet diğer insanlara bağlanmak için bir nedendir. Zamanla aidiyetler arasında bir çatışma olur bu çatışma da insanlarda bir kimlik bunalımına dönüşür. Rastlantısal olarak kazandığımız kimlikleri kutsallaştırır bunlar için ölür ve öldürürüz. Örneğin; Kürt ve Müslüman kimliğe sahip
DEĞİŞİYOR Bundan beş yüz yıl önce birisi çıksaydı da: “Dünyanın bir ucunda, sözgelişi, İsveç’in bir köyünde oturan bir adam, dünyanın öbür ucunda, sözgelişi, İspanya’da oturan bir adama mektup yazacak ve bu mektup yerine ulaşacak,” deseydi, ona çıldırmış damgasını basarlardı. Bugün, trene, vapura, otomobile, tayyareye dayanan bir posta ağıyla bu iş oluveriyor. Teknik günden güne ilerleyişle aman vermeden, acımadan önüne gelen bütün sosyal değerleri çiğneyip yok ederek yürüyor. O kadar ki, vaktiyle olmazlığın dileği diye söylenen sözler, masal istekleri bugün bize en kolay nesneler gibi geliyor. “Kuş olup uçsam!” Bu bir vakitler göresimle dolu, olmazlıkla yanan bir gönül isteğiymiş. Bugün kuş olmak bir motor ve iki mekanik sanat işi. “Bir balık olayım mı? Denize dalayım mı?” Bunu bir vakitler belki yarı alayla, belki olmazlığı göze alan bir kahramanlık duygusuyla söylemiş söyleyen. Bugün balık olmadan, bir denizaltı gemisiyle denize dalmaktan kolay ne var? Masalların yıllarca uzakları gösteren büyülü aynasına bugünün çocukları dudak bükerler. Televizyon yalnız uzakların resimlerini değil, radyo ile el ele verince seslerini de getiriyor… Daha sayayım mı? Değişen, durmadan değişen bir dünya içindeyiz. Baş döndürücü bir hızla değişen değişe ayak uydurmak her babayiğitin elinden gelmiyorsa ne çıkar. Değişen, baş döndürücü bir hızla değişen değişiş iki ayakları topal olanları bile sürükler peşinden. [Nazım Hikmet (Orhan Selim takma adıyla)- Akşam,27.4.1935]
Reklam
Alıntı. "Rasyonel" toplumların temsilcileri olan bir eşcinsel ressam, bir anti-komünist ve bir roman yazarı "kaderci" insanların yaşadığı bir ülkede; Tunus'ta karşılaşırlar. Çölde, bir türlü anlaşılamayan Araplar arasında ve her şeyi alt üst edebilen büyülü Afrika'da bütün dış etkenlerden uzak kendileriyle başbaşadırlar... Highsmith'in büyük bir ustalıkla kurguladığı bu buluşma ile Dostoyevski'den Nietzsche'ye kadar birçok fikir adamını meşgul eden "suç", "ceza", "adalet" ve "vicdan" kavramları hayattaki karşılıklarını bulup, yaşamaya başlarlar. afrika güneşinin saklanmayı imkânsızlaştıran aydınlığı yalnı ve sevgisiz yaşayan ama kibirlerinden vazgeçmeyen aydınları bu hesaplaşmaya zorlar sanki. Üstelik bu, klasik polisiyenin vazgeçilmez öğeleri olan kan, silah ve kahramanlık figürlerine başvurulmadan yapılır. Edebi ve diri bir gerilimle insanlar hem kendi içlerindeki hem de ait oldukları kültürlerin derinliklerindeki "kara ayrıntılar"la yüzleştikleri bir yolculuğa
ŞAH BEYİTLER-114 OYUN Ömür sermayen varken değişsin kötü huyun!... Musallada bitecek oynadığın bu oyun…
Kocaseyit'in Hiç Bilinmeyen Anısı... Köyünde herkes onu öldü bilmektedir. Çanakkale’den Havran’daki köyüne kadar 145 kilometreyi 13 günde yayan yürür. Geldiğinde evine giremez. Çünkü 9 yılda belki karısı, yeniden evlenmiş olabilir. Akşamdan geldiği evini sabaha kadar göz hapsine alır. Sabah koyunları çıkarmak için gelen bir akrabası
Yaşam konusunda bir fikrin vardı; içinde bir inanç, bir beklenti yaşıyordu; eylemlere, acılara ve özverilere hazırdın. Ama yavaş yavaş anladın ki, dünya hiç de senden eylemler ve özverilerde falan bulunmanı istemiyor, yaşam kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil, insanların yiyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar ve radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evidir. hermann hesse
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.